Cece Çeviri Türkçe
1,258 parallel translation
Want some schmear, Cece?
Biraz Schmear ister misin, Cece?
Cece, you should go.
Cece gitmelisin.
Hey-hey! Cece.
Cece.
Did you guys see Cece's new boyfriend, the commoner?
Cece'nin yeni erkek arkadasini, siradan kisiyi gördünüz mü?
Oh, wow, Schmidty, you really lowered Cece's bar.
Vay be Schmidty, Cece'nin çitasini harbiden de asagiya çektin.
I, too, was a sexual partner of Cece.
Ben de Cece'nin seks partneriydim.
- I think I can get Cece back.
- Cece'yi geri kazanabilirim sanirim.
Cece, watch this one.
Cece, bunu izle.
Why haven't you called me back in two months, Cece?
Neden iki aydir beni hiç aramadin Cece?
Hey, uh, Cece, I...
Cece...
Cece did on the playground earlier- - Yesterday.
Cece oyun parkında altına pisledi, dün.
Cece, go back inside.
Cece, içeri gir.
Cece and Schmidt are sleeping together!
- Cece ile Schmidt yatıyorlar!
That is so Cece.
- Tam Cece'lik bir iş.
Winston told me Cece and Schmidt are sleeping together!
Winston bana Cece ile Schmidt'in yattıklarını söyledi!
Schmidt has been having consensual sex with Cece and lying about it.
Schmidt, Cece ile anlaşmalı seks yapıyor ve bu konuda yalan söylüyor.
Since my 20s, I've had a string of lesser paramours which, like weathered stone steps, have led me to the Hindu temple, a.k.a. Cece, because she's Indian.
20 yaşımdan beridir kızları sıraya diziyorum sanki beni Hindu tapınağına götüren merdiven gibi, bu kişi de nam-ı değer Cece oluyor. Çünkü kendisi Hindistanlı.
Oh, hey, Cece.
- Selam Cece.
I cannot believe you slept with Cece.
- Cece ile yattığına inanamıyorum.
Because Cece, I don't want to live in a world with secrets.
Sırlarla dolu bir dünyada yaşamak istemiyorum da ondan Cece.
Cece, get rid of the motorcycle!
Bu... Cece kurtul şu motordan!
Oh, boy, look at her glisten! Oh, Cece.
Şunun parlaklığına bir bak!
That sports bra is doing God's work right now.
Cece. Bu spor sutyeni şu an Tanrı'nın işini yapıyor vallahi.
That is Cece's water!
Neyin var senin bayım? O Cece'nin suyu!
seen... Cece?
- Cece'yi... gördünüz mü?
- And Cece let you wear it?
- Ne? - Cece bunu giymene izin verdi mi?
- Cece! - What's that about, man?
- Nesi var bunun be?
Cece, I can't... breathe.
Cece, nefes... alamıyorum.
Cece, I know why you didn't tell me about Schmidt- - because you like him!
Cece, Schmidt ile aranızda olup biteni neden bana anlatmadığını biliyorum...
The shirt, Cece.
- Ne? Tişört Cece.
All right, Cece, I got her, I got her. All right.
Tamam Cece, ben hallederim.
What are you doing to that basil, Cece?
O fesleğene ne yapıyorsun öyle Cece?
I'm Cece.
Ben Cece.
Hey, I, uh, I met Cece Drake this morning.
Bu sabah Cece Drake ile tanıştım.
Everything with Cece's intense.
Cece ile her şey etkileyici.
I'm Cece.
- Ben de. Cece.
Cece Drake.
Cece Drake.
Cece Drake...
Cece Drake...
All right, Cece.
Tamam, Cece.
Hey, Cece?
Merhaba, Cece.
And obviously Cece.
Bir de Cece var tabii ki.
Hey, look, Cece.
Bak Cece. Ates!
Cece bailed on me again.
Cece yine ekti beni.
Cece started it.
- Cece başlattı.
Why, Cece?
- Neden Cece?
I don't know, Cece.
Ne bileyim Cece.
Cece.
Cece.
Cece, I'm not judging you.
Cece seni yargılamıyorum.
Cece!
- Cece!
Cece?
Cece?
Why, Cece?
Neden, Cece?