English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Cemeteries

Cemeteries Çeviri Türkçe

183 parallel translation
I'm scared of having to go to all those cemeteries every night and I need to get some sleep, too. I haven't been able to sleep at all lately.
Şey, yani... her gece mezarlığa gitmek çok korkutucu, ayrıca uyumam gerek ama uyuyamıyorum.
- Most of them are in cemeteries.
- Bir çoğu mezarlıklarda.
And then I got to thinking what cemeteries are for.
O an mezarların ne için olduğunu düşündüm.
They have cemeteries, but not like this one.
Mezarlıklar vardı, ama buradakine benzemiyordu.
Well, they told me to take a streetcar named Desire... and then transfer to one called Cemeteries... and ride six blocks and get off at Elysian Fields.
Arzu tramvayına binip mezarlıklar bölgesine gitmemi ve 6 blok sonra Elysian Fields'da inmemi söylemişlerdi.
It's a... it's a catacomb, where they gather skeletons from ancient cemeteries.
Eski mezarlıklardaki kemiklerin bir araya toplandığı yeraltı mezarlığı.
You haven't spent much time around cemeteries, have you?
Pek mezarlığa gitmedin, değil mi?
Where we print the newspapers or under bridges, in barns, in cemeteries.
Gazetelerimizi bastığımız köprü altlarında, mezarlıklarda.
They became cemeteries where Jim looked on graves for familiar names... cemeteries that were being shown to schoolchildren.
Bu yüzden, tarlaları mezarlığa dönüştürmüşlerdi. Jim'in kaybolmuş arkadaşlarını aradığı mezarlıklar, Şimdiden okul çocuklarına gezdirilen mezarlıklar...
Say, Charles : did you see the cemeteries in Central prisons?
Söylesene Charles. Merkez Hapishanedeki mezarlığı gördün mü?
Forgive us for not coming to the cemetery yesterday... but Tom has a phobia about cemeteries.
Dün mezarlığa gelemediğimiz için kusurumuza bakma ama Tom'un mezarlıklar konusunda fobisi var.
Cemeteries are a good investment in this area if you can get paid in advance.
Bu civarda mezarlıklar iyi birer yatırımdır tabi eğer sana peşin ödeme yapılırsa.
I gather you don't like cemeteries.
Anladığım kadarıyla mezarlıklardan hoşlanmıyorsunuz.
Incidentally, avoid all cemeteries, tombs, any mention of death.
Mezarlıklardan, mezarlardan ve ölüm konusundan sakın.
And so, in this hell, on this planet full of hospitals, asylums, cemeteries, factories, barracks and buses, the brain slowly slowly... runs away
Ve bu cehennem, bu gezegen. Hastanelerle, akıl hastaneleriyle mezarlıklarla, fabrikalarla kışlalarla ve otobüslerle dolu. Beyin yavaş yavaş uçup gidiyor.
They're not like the ones usually found in cemeteries.
Başka mezarlıklardakilere benzemiyorlar.
Voodoo god of cemeteries and chief of the legion of the dead.
Voodoo mezarlıklar tanrısı ve ölü lejyonunun şefi.
a street in a sleepy provincial town, closed shutters, dull shadows, the buzzing of flies in an army post, a lounge blanketed in grey dustsheets, dust particles suspended in a ray of sunlight, bare countryside, cemeteries on a Sunday, outings in a car.
Bir taşra kasabasındaki sessiz sokak, örtülü kepenkler donuk gölgeler, bir kışlada vızıldayan sinekler gri toz kılıfları örtülü koltuklar gün ışığında beliren toz parçacıkları ağaçsız kırlar Pazar günleri mezarlık ziyaretleri arabayla yapılan seyahatler.
We spent our lives in cemeteries.
Ömrümüz mezarlıklarda geçti. [GÜLERLER]
However, I'm not really into cemeteries.
Ama bu yaşta mezara girmek istemem doğrusu.
The day begins with mourning for the dead. Revelry in cemeteries, eating on gravestones...
Gün başladığında ölüler için seromoniler düzenlenir, mezarlıklarda şölenler verilir.
He who feeds on the blood of mankind who, unredeemed, taketh his refuge in caves, tombs coffins filled with the unblessed soil of cemeteries wherein the black death has reaped its harvest the plague.
İnsanoğlunun kanından beslenir geri dönüşü yoktur, mağaralara mezarlara sığınır mezarlıkların kutsanmamış toprağıyla dolmuş tabutlara sığınır ki burada kara ölüm, kendi hasatını biçmiştir veba.
I tell you, country clubs and cemeteries are the biggest wasters of prime real estate!
Golf kulübü ve mezarlık... emlak işinde en çok zarar eden yatırımlar!
I don't like cemeteries.
Ben de. Neden buraya geldiler?
At nightfall the megalopolis breaks down into villages, with its country cemeteries in the shadow of banks, with its stations and temples.
Karanlik çökünce megalopolis, yamaçlarin gölgesindeki tasra mezarliklariyla istasyon ve tapinaklariyla kasabalara dagiliyor.
They will make cemeteries their cathedrals and tombs your cities.
"Kiliselerini mezarlık ve mezarları da şehirleri yapacaklar."
cemeteries will be their cathedrals and cities will be your graves.
Katedralleri mezarlık yapacaklar. Şehirler, mezarları olacak.
Well, Dweep, sure it's a nice ring, but I think that's why they lock cemeteries at night.
Dweep, bu şüphesiz güzel bir yüzük fakat bu nedenle geceleri mezarlıkları kilitliyorlar sanırım.
I don't like cemeteries.
Geçen seferki gibi Louvre müzesini tercih ederdim, mezarlıkları çok sevmem.
Bones are for cemeteries.
Kemikler mezarıklar içindir.
Factories, buildings cemeteries.
Fabrikalar, binalar mezarlıklar.
In cemeteries, gardens...
Mezarlıklarda, bahçelerde...
They're burying Catholics in Protestant cemeteries now.
Protestan mezarlığındaki Katolikleri yakacaklarmış.
Cemeteries!
Mezarlıklar!
Our rice paddies were always near the cemeteries because we believed the spirits passed through the soil into the rice so the new generation, in eating the rice was sharing in the spirit of their ancestors.
Çeltiklerimiz mezarlıklar yanındaydı. Çünkü ruhların topraktan pirince geçtiğine inanırdık. Böylece pirinci yiyen yeni nesil atalarının ruhunu paylaşmış oluyordu.
If war produces one thing, it's many cemeteries.
Savaş birşey yaratıyorsa, o da bir sürü mezarlık.
And in cemeteries there are no enemies.
Mezarlıklarda düşmanlar yok.
Parks, gardens, cemeteries... And Conservative Clubs!
Parklar, bahçeler, mezarlıklar ve Muhafazakarlar Kulübü!
Maybe it's one of those above-ground Caribbean cemeteries.
Saçmalama. Belki de yer üstü Karayip mezarlarından birisidir.
Is it the beginning of an invasion, does it happen in all cemeteries?
Yoksa bu bir istilanın başlangıcı mı? Bütün mezarlıklarda aynı şey oluyor mu?
You're not the same as the ones who profane cemeteries.
Mezardaki saygısızlarla bir değilsiniz.
I love cemeteries.
Mezarlıkları severim.
Security should be tightened around city cemeteries.
Mezarlık ve cenaze evleri civarındaki Güvenlik sıkılaştırılsın.
I find cemeteries very... restful places, don't you?
Mezarlıkların çok huzurlu yerler, olduğunu düşünüyorum, sen ne dersin?
Cemeteries are sacred ground.
Mezarlıklar kutsanmış yerlerdir.
You said cemeteries are sacred ground.
Mezarlıkların kutsanmış yerler olduğunu söylemiştin.
I am the midnight lady. I fly above the cemeteries like a bird of the night.
Bir gece kuşu gibi mezarlıkların üzerinde uçarım.
Her destiny is to pass over cemeteries in her own company, alone.
Onun kaderi tek başına mezarlıkların üzerinden geçmektir. Yalnız!
But cemeteries give me the creeps.
Ama mezarliklar tüylerimi diken diken eder.
Historically, cemeteries are thought to be a haven for vampires, as are castles, catacombs and swamps - but you don't have any of those.
Kaleler, bataklıklar, mezarlıklar gibi yerler vampirler için bir sığınak vazifesi görmüşlerdir. Ama ne yazık ki burada bunlardan hiçbiri yok.
You're camped next to one of the oldest cemeteries in the Midwest.
İyi tercih yapmışsın. Amerika'nın ortasındaki en eski mezarlıklardan birinin yanına kamp kurmuşsun ;

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]