Chattering Çeviri Türkçe
822 parallel translation
- I wish you'd stop chattering about love!
- Aşktan söz edip durma artık!
( CHATTERING )
DİŞLERİNİZİ İHMAL ETMEYİN.
- [Bell Clanging ] - [ Indistinct Chattering]
[Bell Clanging ] [ Indistinct Chattering]
[Chattering]
[Chattering]
- [People Chattering ] - [ Whip Snapping]
[People Chattering ] [ Whip Snapping]
[Crowd Chattering]
[Crowd Chattering]
[People Chattering]
[People Chattering]
Susanna " On Piano ] - [Loud Chattering]
Susanna " On Piano ] [Loud Chattering]
- My teeth ache with chattering.
- Dişlerim tıkırdamaktan ağrıyor.
I'd like to sink my chattering teeth in some good ol'Louisiana oysters.
Takırdayan dişlerimi eski birkaç Louisiana istiridyelerine batırmak isterdim.
Maybe that will stop the chattering.
Belki takırdamasını da durdurur.
That's what comes of your chattering, Caroline!
Bıdı bıdı etmeyi kes Caroline!
You're gonna lose your teeth chattering if we don't get something hot into you.
Sana sıcak bir şey içirmezsek takırdamaktan dişlerin dökülecek.
- What are you chattering about?
- Sen neden bahsediyorsun?
Don't tell me she ran off to Cairo with her teeth chattering.
O geveze ağzıyla Kahire'ye gittiğini söyleme sakın.
People said... what are you chattering about?
İnsanlar diyorlar ki.. Sen ne hakkında konuşuyorsun?
I keep chattering away...
Gevezelik edip duruyorum..
Stop your chattering.
Bırakın gevezeliği.
And here am I chattering away 19 to the dozen. I won't say another word.
Ben de burada kafa ütülüyorum. Tek kelime daha etmeyeceğim.
- [Crowd Chattering] - How does it feel to be back in the U.S. A?
Amerika'ya dönmek nasıl bir duygu?
- [Chattering] - It was a good, good idea.
Bu iyi bir fikirdi.
You've been such a long time. I've been chattering and chattering.
Bu kadar çok sohbet etmeyeli uzun zaman oldu.
What are you chattering about?
Neden bahsediyorsun?
( PEOPLE CHATTERING ) Well, she can't go out that way.
Böyle dışarı çıkamaz.
[Chattering, Shouting]
Haydi, millet! Bu taraftan gelin!
[Chattering Continues]
Açın şu ışıkları.
There was always chattering, laughter, piano music, songs.
Daima gevezelik eder, güler eğlenir, piyano, müzik ve şarkılarla uğraşırdık.
- Get undressed and stop chattering.
- Soyunun, konuşmayın artık.
[Spectators Chattering ] [ Man] Congratulations, Frank.
Tebrikler, Frank.
[Chattering] Order in the court.
Mahkemede sessizlik.
The attack will be made by the Japanese. [Spectators Chattering Loudly]
Saldırı Japonlar tarafından yapılacak.
you can have the uniform and all that goes with it. [Spectators Chattering Loudly]
olmaksa üniformamı alabilirsiniz. ülkeniz için iyi bir şeyler
[Voice Breaking ] I'm glad I'm a bad one. [ Spectators Chattering Loudly]
Ne mutlu ki ben kötü bir askerim.
The court will retire to consider its finding. [Spectators Chattering ] [ No Audible Dialogue]
Mahkeme karar için görüşecek.
- We'll come with you. - [Chattering In Italian]
Bizde senle geliyoruz.
These are all we have left to imagine a night of piercing cries, of checking for lice, of chattering teeth.
İnsanın içine işleyen çığlıkların atıldığı o geceyi sizlerin hayal gücüne bırakıyoruz, Buzlardan sakınmayı, titreyen dişleri.
IN THE CIRCUS MAXIMUS. TEETH CHATTERING, KNEES BUCKLING.
- Hepsi bu kadar mı dedim?
Quiet, you chattering geese.
Kes sesini geveze kaz.
Will you please stop chattering?
Lütfen keser misin?
Wouldn't it sound kinda silly, chattering colonel, colonel, like a couple of marsh shield birds?
Sence de iki kişinin karşılıklı, papağan gibi, "Albay... albay... albay" demesi, aptalca olmaz mı?
OK, OK, chattering on the radio and a thrown track!
Peki. Telsizden ses geliyor.
( siren wailing ) ( both nervously chattering ) Oh, what fender.
Ne çamurluk ama.
Yes, sir. ( CHATTERING QUIETLY )
Diyor ki, " Umursamazlık ve tembellikten oluşan zehrini, sosyal yapımızın...
( PEOPLE CHATTERING )
- Sıra sende baba. - Biliyorum evlat.
( PEOPLE CHATTERING )
Bir yer fazlaca ısınana kadar orada takılırız.
My teeth were chattering.
Soğuktan dişlerim takırdıyordu.
( MEN LAUGHING AND CHATTERING )
( ADAMLAR GÜLÜP GEVEZELİK EDİYOR )
[Spectators Chattering] Order in the court.
Mahkemede sessizlik.
A hundred chattering tongues will go gossiping to Her Majesty,
Adeta bir köy.
Quit chattering.
Kesin gevezeliği.
( PEOPLE CHATTERING )
Şerif seçildiğine göre, şerife benzemelisin. Bu yaygaradan hoşlanmıyorum.