Chewing Çeviri Türkçe
1,420 parallel translation
Lewin is making nice with the judge to get you out of here, so be prepared for that ass-chewing phone call.
Lewin seni kurtarmak için yargıcı yumuşatmaya çalışıyor o yüzden yağ çekmeye hazır ol.
What are you boys chewing?
Ne çiğniyorsunuz?
It feels like someone's chewing up your insides.
Sanki birisi içini çiğniyor gibi.
You're chewing'somethin
Ne olduğunu anlıyorum.
Till he came along, niggas be chewing on drumsticks and shit... getting their fingers all greasy. He said "Later" to the bone.
Bu adam gelene kadar zenciler bir halt yemiyormuş kemiğe sen aradan çık demiş.
William, quit chewing your nails and grab a mop.
William, tırnaklarını yemeği bırak ve bir paspas al.
Used to come down to the courtroom, sit there chewing his nails.
Mahkeme salonuna gelir, oturup tırnaklarını yerdi.
ALSO, THERE'S THE CHEWING AND THE LICKING, BUT...
Bir de çiğneme ve yalama huyları vardır, ama...
Take a look. That's his way of saying sorry. By sticking chewing gum to the seat.
- Şunun üzgün olduğunu söyleme tarzına bak koltuğa sakız yapıştırmış.
So you were sticking chewing gum, were you?
- Üzgün olduğun için sakız yapıştırıyordun, öyle mi?
Look at the chewing gum!
... şu sakıza bak!
I'm terribly sorry about your chewing gum, but listen.
Sakızın için üzgünüm, ama dinle...
Gonna tell me what you're chewing'on?
Ağzında ne gevelediğini söyleyecek misin?
Eugene here could be chewing'on his supper and choke to death on a turkey bone this very day.
eugene de kepçeyle içtiği çorbanın içinde ya da yutarak yediği hindinin kemikleriyle boğulabilir.
No chewing tobacco.
- Tütün çiğnemek yok. - Teşekkürler anne.
Maybe folks in England sit around chewing'on the past, but over here that ain't done much.
belki ingiltere'deki ailen geçmişten söz ediyordur. ama burada, bunun fazla önemi yok.
Oh, yesterday he said there was a dog in the bed, uh, chewing his ankles.
Oh, dün dedi ki, yatakta, bileklerini kemiren bir köpek varmış.
It was chewing my balls.
Benim testislerimi kemiriyordu.
" The chief defect of Henry King was chewing little bits of string.
"Henry King'in en büyük kusuru sicim çiğnemesiydi."
It's like sticking gum under your desk and chewing it at your convenience
Sıranın altına sakızı yapıştırıp uygun bir zamanda çiğnemek gibi.
- Stop chewing your face, son.
- Yüzündeki çiğnemeyi bırak evlat.
My chewing gum got blood-soaked.
Sakızım kan oldu
You're chewing the phone, aren't you?
Telefonu çiğniyorsun, değil mi?
There's no running in the halls, no yelling, no gum chewing.
Koridorlarda koşmak, bağırmak, sakız çiğnemek yasaktır.
( chuckles ) "Chewing Gum : Will turn any mouth black for days."
Sakız. "Çiğneyenin ağzı günlerce simsiyah olur."
Well, he got a little lethargic after chewing on that head. Took him to the vet, ran some tests.
O kafayı kemirince biraz uyuşuklaştı, tahlil yaptırdık.
Sylvia Rogers'dog got sick after chewing on the victim's head, correct?
Sylvia Rogers'ın köpeği,.. ... kurbanın başını kemirdikten sonra hastalanmıştı, değil mi?
Honey, did I ever tell you the story about the time your father decided to make chewing gum on our kitchen stove?
Tatlım, babanın mutfaktaki fırınımızda sakız yapmaya karar verdiği zamanı anlatmış mıydım?
It's smoke-filled back rooms with exposed pipes... and shady players chewing on fat cigars and twirling their dirty mustaches.
İş hayatı ahlaksızlık yapmakmış. Dumanlı arka odalarmış. Puro çiğneyen, kirli bıyıklarını buran karanlık kumarbazlarmış.
And he was chewing his nails.
Ve tırnaklarını yiyiyor.
Okay, five more minutes and I'm chewing my hand off.
Tamam, 5 dakika daha, sonra elimi kemireceğim.
How can you get a buzz chewing freeze-dried beer?
Biraz dondurularak kurutulmuş bira nereden getirebilirsin?
Okay, here we go, a pack of chewing gum.
Tamam.işte, bir paket sakız.
Hey, now you kids be careful with this chewing gum. - Don't go sticking it under tables.
Eh, hey.Coçuklar bu sakızla dikkatli olmalısınız.Sakın masaların altına yapıştırmayın.
In fact, they spend half of every day just lying around, like cows chewing the cud.
Günlerinin yarısını geviş getiren inekler gibi uzanarak geçirirler.
Cud-chewing heifers.
Geviş getiren inekler!
What is in the cud you've been chewing'?
Ne geviş getiriyorsun sen?
And it was just chewing me up.
Bu beni yiyip bitiriyordu.
Who's been chewing on this thing?
Bunun üstünde kim tepindi?
She keeps chewing brains.
Hala kafa ütülüyor.
You got your chewing gum?
Çikletin yanında mı?
Otherwise, in some rotten lodge in Juhu the street dogs would be chewing at your flesh for thousand rupees.
Aksi takdirde Juhu kulubesinde çürümüş olucaktın.. ... köpekler bin rupi için etini yiyecekti. Etimi mi!
Are you chewing gum?
Sakız mı çiğniyorsun?
- I'm chewing the whole pack.
- Bütün paketi çiğnedim.
I mean, you could, you could, ahem, paint a wet muzzled dog chewing Alaska, right?
Peki bir... bir köpeğin Alaska'yı şu şekilde çiğnediğini düşünebilirsiniz.
The Chief is chewing my ass right now.
Şu anda şef kıçımı tekmeliyor.
But something was definitely chewing on her... after she was dumped here.
Ama buraya atıldıktan sonra... bir şeyin onu dişlediği kesin.
They're chewing gum thoughts.
Bunlar sakız düşüncelerdir.
- Chewing gum.
- Sakız çiğnemiş.
You chewing tobacco?
- Tütün mü çiğniyorsun?
You got any chewing tobacco?
Çiğneme tütünün var mı?