Clone Çeviri Türkçe
1,369 parallel translation
I'm starting the clone now.
Kopyalamaya başlıyorum.
The child is a binary clone.
Çocuk bir, ikili klon.
Okay, plan B. That involves Sookie's clone, also named Sookie.
Tamam, B planında da Sookie adında, Sookie'nin klonu var.
But a few months ago when Bruce's kidney's failed, and they needed a tissue donor to clone him new ones turned out I was a perfect histocompatibility match with him. Perfect. You know the odds?
Sanırım her zaman biliyordum... ama bir kaç ay önce Bruce'un böbrekleri iflas etti, ve ona uyumlu bir tane klonlayabilmek için uygun bir böbrek aradılar, benimki ile çok uydu... mükemmel... oranı biliyor musun?
But you know as well as I do, accident or not, it's a good thing that you're almost a clone of me.
Tamam. Neye istersen ona inan... Fakat sende benim kadar iyi biliyorsun ki, isteyerek yada değil, benim klonum olman iyi bir şey...
You're not Bruce's clone. You're his son.
Sen Bruce'un klonu değilsin, onun oğlusun.
I've artificially aged your body to its physical prime, but your underlying DNA matrix is still a clone of Supergirl's.
Biraz çabayla vücudunu en üst seviyeye getirdim ama sahip olduğun DNA dizilimi hala Supergirl'e ait.
You know what? No matter how bad you beat me, I'm real, not a clone.
Biliyor musun, şu an beni yenmiş olsan bile ben gerçeğim, klon değil.
Exactly. They were behind that business with the Ultimen and the Supergirl clone.
Ultimen ve Supergirl'ün klonlanmasının ardında da onlar var.
Hey, Moe, hey, Moe-clone.
Merhaba, Moe, merhaba, Moe'nun klonu.
Why did I ever think I needed a clone?
Niye bir kopyam olsun istedim ki?
Hey, I'm not the clone, you're the clone!
Hey, kopya olan ben değilim, kopya sensin!
It'll probably take me a couple hours to clone this pager.
Çağrı cihazının klonunu çıkarmak da bir kaç saatimi alacak.
It's very possible the Ba'al you saw die in Dakara, was just a clone.
Dakara'da ölürken gördüğün Ba'al bir klon olabilir.
The best idea we've had so far is to try to repair his system on the genetic level, by administering a massive clone, embryonic stem cells treatment.
Şu ana kadarki en iyi fikrimiz, devasa oranda klonlanmış embriyonik kök hücre tedavisini aşılayarak sistemini genetik seviyede onarmaya çalışmaktı.
I need a clone.
Benim klonlanmaya ihtiyacım var.
Multi Shadow Clone!
Tajuu Kage Bunshin! ( Aşırı Gölge Kopyası )
With just a 10-minute recording of somebody's voice, they are able, in almost real time, to clone someone's speech.
Birine ait, sadece 10 dakikalık bir kayıtla, neredeyse eş zamanlı olarak, o kişinin konuşmasını taklit etme imkanına sahipler.
No, more precisely he's my clone.
Hayır, daha çok o benim klonum.
However, we may be able to salvage some viable basic protein analogs that will save us time in re-culturing the antigen in another clone.
Buna rağmen, başka klonda antijen üretmek için bize zaman kazandıracak olan uygun temel protein analoglarını kurtarabiliriz.
No more, uh, franchises, no more Botox no more "Eh, oh, let's clone another goat."
İsim hakkı vermeler yok. Botoks yok. "Hadi bir keçi daha klonlayalım." yok.
Also, Michael Jackson, the first man to clone himself is now suing himself for molesting himself.
Kendini klonlatan ilk insan olan Michael Jackson kendini taciz ettiği için kendini mahkemeye verdi.
To produce the first human clone. And entire populations can be annihilated. Without even a brick being damaged,
Bilim adamlarının insan klonlamada ilk olma yarışına girdiği ve tek bir hatada bile belki de tüm insan ırkının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dünyada sorulması gereken soru şudur :
No-talent, famous-for-being-famous, third-rate, Regis Philbin clone!
Yeteneksiz, ünlü, üçüncü sınıf Regis Philbin klonu!
So we saved Blade from drinking the blood of animals, others... clone suppliers like the House of Lychan.
Bazıları Blade'in hayvanların kanını içtiğini söyler diğerleri... Lycan Evi gibi klon sağladığını söylerler.
She entered the hallway with her Clone Horrific Cohorts.
Şaklaban ekürisi ile koridorda göründü.
- We're the clone Horrific Cohorts?
- Biz şaklaban eküriler miyiz?
He's a force-grown clone.
Olgunlaştırılmış bir klon.
We tried using clone meat and bio-cattle, but the results were too slow.
Klon-et ve bio-sığırları denedik. Fakat sonuçları çok yavaştı.
This is a clone thing. He's only got a half-life. Come on!
O bir klon, bir yaşama sahip değil.
How much longer would it take him to clone a man?
Bir insan klonlaması ne kadar sürmüştür ki?
Even if he's a clone, I bet you he's got enough information to bring down the whole organization.
O bir klon olsa bile, bütün organizasyonu mahvedecek kadar bilgiye sahip olduğuna iddiaya girerim.
I mean, you haven't even tried to cut a deal, which makes me think that you have no idea how to find the weapon, therefore you're just another clone.
Hiçbir zaman pazarlık yapmaya çalışmadın, demek ki silahın nerede olduğunu bilmiyorsun ve sen de diğer bir klonsun.
I'd Iike to clone him.
Bir kopyasını istiyorum!
Henry told her about the whole uber-clone thing.
Henry süper-klonlama hakkında her şeyi anlatmış.
Lychan vampires have sworn off killing, they drink clone blood.
Lychan vampirleri öldürmemeye yemin ettiler, klon kan içiyorlar.
When the hero is confronted with the spectral clone, as it were, of his deceased wife,
Kahramanımız orada intihar etmiş karısının klonuyla karşılaşır.
That is, if starring in Revenge of the Atomic Clone qualifies as acting.
İşte, Atom Klonun İntikamı'na baş rol olarak seçilmiş.
Wow, if you licked the envelope, you could clone him, and then you'd have two Geisses.
Vay be, zarfı yalasan onu klonlayabilirsin ve böylece iki Geiss olur.
I'm gonna clone Geiss, then compete with a Geiss clone for the ceo position?
Geiss'ı klonlayıp CEO koltuğu için bir de onun kopyası ile mi rekabet edeceğim?
- One of these days we're going to clone you.
- Günün birinde seni klonlayacağız.
I got everything up to you being an escaped clone from LuthorCorp.
LuthorCorp'tan kaçan bir klon olduğun kısmına kadar anlattığın her şeyi yazdım.
Unless we're in the Twilight Zone right now there is another Chuck, and I'm his clone the answer to your question is, yes, I am Chuck.
Alacakaranlık kuşağındaysak, gerçekten başka bir Chuck varsa da ben klonsam sorduğun sorunun cevabı evet, ben gerçek Chuck'ım.
I'm gonna clone bubblegum from her remains.
Ciklet'i, ondan kalanlardan klonlayacağım.
Snuppy can clone bubblegum?
Snuppy, Ciklet'i klonlayabilir mi?
'Cause he can't clone a dead dog.
- Çünkü ölü bir köpeği klonlayamaz.
However, when he told his first wife, Hilary, of his plans to clone their prized pup, her reaction was anything but perfect.
Ancak, ödüllü yavru köpeklerini klonlama planlarını ilk karısı Hilary'ye anlatınca onun buna tepkisi hiç de mükemmel olmamıştı.
for Hilary, hearing from Olive that Snuppy could clone the child she thought deceased was too much to bear.
Ölmüş sandığı çocuğunu Snuppy'nin klonlayabileceğini Olive'den duymak Hilary'nin katlanalabileceğinden fazlasıydı.
Shadow Clone!
Kage Bunshin!
"LuthorCorp's first functioning clone."
"LuthorCorp'un işler durumdaki ilk klonu."
You are the perfect clone.
Kusursuz bir klon olmuşsun.