Competitive Çeviri Türkçe
1,382 parallel translation
Guess I'm getting a little old... to let the competitive spirit get the best of me.
Sanırım, yarışçı ruhumun iyi olması konusunda biraz yaşlandım.
- Straight women are so competitive they'll use anything you say against you.
Köpekler. Karşı cinsel kadınlar da o kadar rekabetçi ki söylediğin her şeyi aleyhinde kullanıyorlar.
She used to be so competitive, and now she's helping everyone else get A's.
Eskiden rekabetçiydi ama şimdi herkesin A almasına yardım ediyor.
I got so competitive that I put us all in danger.
Rekabete çok kaptırıp hepimizi tehlikeye attım.
And yet when you go to Americayou see that it's a very, very... because it's so competitive and everything.
Ve Amerika'ya gittiğinizde, çok ama çok... Çünkü çok rekabetçidir ve her şeyde.
It is a dark competitive instinct within them, and that day they had a real chance of succeeding.
Bu onların arasındaki karanlık bir yarış, ve o gün, gerçek bir başarı için gerçek bir şans yakalamışlardı.
I was, I was in competitive gymnastics in high school.
Lisede serbestjimnastik yaptım. Neyse...
I select match-ups based on computer analysis... of the most competitive scenarios.
Bilgisayar analizlerine ve en çok rekabete dayanan senaryolara göre eşleştirmeleri seçeceğim.
He's the most competitive person in the world.
Kendisi dünyadaki en rekabetçi insandır.
Mr. Bobby " s very competitive.
Bay Bobby çok rekabetçi.
But boiling just below the exterior of the second child... is a competitive risk taker who craves attention.
Ancak, ikinci çocuk olma baskısı, rekabetçi yönü ortaya çıkarıyor.
Our final competitive dance is the waltz.
Final yarışmamız Vals.
It's a hell of a competitive course now, very new science, philosophy, culture.
Dikkate değer bir rekabet anlayışları var şimdi çok yeni bilimler, felsefe, kültür.
- Oh, competitive, are we?
- Rakibiz, öyle mi?
I'm in a competitive internship at Dean Witter.
Dean Witter'da stajyerim.
Private education is a highly competitive sector.
Özel eğitim oldukça rekabetçi bir sektördür.
Look, man, Dr. P is cool, but... he's also extremely competitive.
Bak, adamım, Dr. P harikadır, ama... aynı zamanda, son derece rekabetçidir.
But, of course, every eye will be on the wild-card team of two-time national singles champ Jacqueline Dorsey and her partner Alex Harrison, making his competitive debut.
Ama elbette, herkesin gözleri tek bir acemi ekipte iki kere ulusal tekliler şampiyonu Jacqueline Dorsey ve ilk kez yarışacak olan partneri Alex Harrison.
This fight will be competitive.
Bu maç mücadeleli olacak.
It is so cutthroat and so competitive.
Bir o kadar da acımasız ve rekabetçisin.
Unguarded territories and competitive fronts... must consider all that before you attack
Korumasız topraklar ve rekabetçi cepheler... Hareket etmeden önce tüm bunlar gözönünde bulundurulmalı
Now, the industry's never been competitive.
Endüstri hiçbir zaman rekabetçi olmadı.
I was sort of competitive in those days.
O zamanlar onunla rekabet ediyordum. Teşekkür ederim.
- Yumi is a competitive eater.
- Yumi yemek yeme yarışmalarına katılır.
HOUSE : Fertility meds are competitive by nature.
Kısırlık ilaçları doğayla rekabet halinde.
Oh come on! Competitive female lobsters.
Rekabetçi dişilermiş, doğru değil bu!
- No one was more competitive than your wife when it came to this stuff with a.J.
- Bu konuda kimse karını geçemez. A.J için bu konularla çok uğraşmıştı.
West Virginia will be competitive next year.
Batı Virginia gelecek yıl çok iddialı olacak.
- Good, because I'm very competitive.
- Güzel, çünkü çok rekabetçiyimdir.
It's competitive kickboxing.
Rekabete dayalı kickboksing.
I am Preston Burke and you are the most competitive, most guarded, most stubborn, most challenging person I have ever met... and I love you.
Ben Preston Burke'üm Ve sen şimdiye kadar tanıştığım en rekabetçi, en uyanık, en inatçı insansın... Ve seni seviyorum.
50,000, at least, to make the position competitive nationally.
50.000, en az. Ulusal düzeyde rekabetçi olmak için.
Well, I was hoping you'd be able to absorb that in the general fund, maybe even throw in a little bit more, make it competitive with the PD and Attorney General's jobs- - starts the turnover.
Fazladan 12 savcı çalıştırıyorsunuz. Bunu, kendi kaynaklarınızdan karşılarsınız diye düşünüyordum. En azından, Başsavcılık ve Polis Departmanı'nın... aldığına yakın bir ödenek verseniz.
He's an unspectacular, but a solid B-student with an interest in astronomy, microbiology and competitive running, who disappeared in 1998 with seven grand worth of computer equipment.
O sıradan, fakat katı öğrenciliğiyle ilgi duyduğu astronomi, mikrobiyoleji'de rekabete koşuyor, bilgisayar malzemelerinin... 7 kıymetli parçasıyla 1998'de kayboldu.
Well, I'm highly competitive.
Rekabeti severim.
Well, it's a competitive world.
Rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz.
My interns- - my ass-kissin', surgery hungry, competitive suck ups, where are they?
Stajyerlerim... kıç yalayıcılarım, her zaman ameliyata girmeye aç yalakalarım, nerede bunlar?
She was so damn competitive.
O çok hırslıydı.
But if you do what you always do, you'll never be competitive
Ama böyle devam edersen seni dikkate bile almazlar.
And very competitive- - always looking for the next high.
Ayrıca çok hırslılar.
You know, with your competitive streak, I'm surprised you forfeited this one to Lois.
Rekabetçi yönün varken, bu seferkini Lois'e vermene şaşırdım.
Well, these pageants are very competitive, you know.
Bu yarışmalar büyük rekabet içeriyor.
On the field he's so competitive, but after, when we're alone, he's not like that.
Sahada çok rekabetçi. Ama sonra, beraberken öyle değil.
Not even competitive eating.
Yemek yarışı bile değilmiş.
And like with every competitive sporting event, there's always a front-runner.
Ve diğer tüm rekabetçi sportif olaylar gibi,... hep bir favorisi vardır.
Fantasy leagues are competitive.
Fantazi liglerde oldukça rekabet vardır.
But as I understand, the sport was very competitive.
Ama anladığım kadarıyla rekabetin yoğun olduğu bir spor.
( scoffs ) he is so competitive.
Çok hırslı.
So the compensation is a lot more competitive.
O yüzden kazancım şu an daha iyi.
I mean look, I'm competitive, right?
Ne diyeyim... Bakın ben serbestim tamam mı?
Surgery's competitive.
Cerrahi branşlar rekabetçidir.