Conductor Çeviri Türkçe
821 parallel translation
Music, conductor V. Ovchinnikov
Müzik V. Ovchinnikov
You know Conductor Hennessey? - Inspector!
Kondüktör Hennessey'i tanıyor musunuz?
The conductor promised me there wouldnt be any trouble.
Kondüktör hiç sorun çıkmayacak diye teminat vermişti yoksa Waffles'ı yanımda getirmezdim.
Conductor, it's very cold.
Kondüktör, çok soğuk.
They're so glad to get rid of you, they're liable to make you a conductor on the road.
O kadar mutlular ki, seni kondüktör bile yaparlar.
The conductor got so excited, he yelled :
Şef çok heyecanlandı, bağırdı...
A cello player in the opera, and a streetcar conductor.
Biri operada viyolonselci, diğeri de tramvay kondüktörü.
Her father was a famous conductor in Vienna.
Babası Viyana'da ünlü bir orkestra şefiydi.
Her father wasn't only the greatest conductor in the world. He was also a wonderful man.
Babasının, dünyanın en büyük orkestra şefi olması bir yana... harika bir adamdı da üstelik.
So our picture opens with a series of impressions of the conductor and the players.
Ve filmimiz şefin ve müzisyenlerin çeşitli izlenimleri ile başlar.
So now we present the Toccata and Fugue in D Minor by Johann Sebastian Bach, interpreted in pictures by Walt Disney and his associates, and in music by the Philadelphia Orchestra and its conductor, Leopold Stokowski.
Ve şimdi Johann Sebastian Bach'ın R Minor Toccata ve Fugue'ünü sunuyoruz. Walt Disney ve yardımcılarının resimleriyle yorumlanmış olarak... şef Leopold Stokowski yönetimindeki,
Conductor.
Memur bey.
- I'm sorry, conductor.
- Özür dilerim.
I'm a conductor on this train.
Bu trenin kondüktörüyüm.
The conductor's apt to get a little irritated.
Kondüktör hemen sinirleniveriyor.
The conductor kinda got riled up with'em... so he set it out on a siding at Rockingham Hamlet for'em to cool off. - Yes, ma'am.
- Evet hanımefendi.
Where's the conductor?
Kondüktör nerede?
Don't make me call the conductor.
Kondüktörü çağırtma bana.
You take care of the redcap and the conductor.
Bagajcı ve kondüktörle sen ilgilen.
I'm afraid that does not prove the bus conductor had the features of the hearse driver or that he said, "Just room for one inside."
Korkarım bu, sürücünün diğeriyle aynı yüze sahip olduğunu yada "içerde sadece bir kişilik yer var" dediğini kanıtlamaz.
Conductor.
Kondüktör.
[Conductor's Whistle Blows]
- Harry. Gülümseyin beyler İşte tarz bu
- [Continues ] - [ Conductor's Whistle Blows]
Zaten hiç değmezdi
His was a motorman, mine a conductor.
Onunki makinist benimki kondüktördü.
- Conductor 71.
- Kılavuz 71.
This conductor they sent after me said he missed me in the fog.
Arkamdan gönderdikleri, beni siste kaybettiğini söyleyen şu kılavuz.
Because this conductor promised to come back.
Çünkü o kılavuz geri geleceğini söyledi.
It depends on what message the conductor brings.
Bu kılavuzun getirdiği mesajın ne olduğuna bağlı.
Conductor 71, you will take Dr Frank Reeves to Squadron Leader Carter.
Kılavuz 71, Dr. Frank Reeves'i Uçuş Lideri Carter'a götürün.
When summoned to report 20-odd hours later, the defendant refused to accompany Conductor 71, giving as his reason that in the time which he had borrowed he had accumulated new responsibilities of an allegedly important and permanent nature.
20 küsur saat sonra rapor vermeye çağırıldığında, davalı, Kılavuz 71 ile gelmeyi reddetti. Sebep olarak ise, ödünç aldığı 20 saatte önemli ve kalıcı nitelikte yeni sorumluluklar oluşmasını ileri sürüyor.
Conductor 71.
Kılavuz 71.
The conductor lifts his baton, und we start.
Orkestra şefi batonunu kaldırır, ve müzik başlar.
Conductor - V. Nebolsin
R. Plyatt, V. Nebolsin
I am the conductor.
Şef benim.
When I see that rusty-haired Conductor man
Ak saçlı kondüktörü gördüğümde
I will be right there with bells When that old conductor yells
Zillerimle orada bekleyeceğim Yaşlı kondüktör bağırdığında
Are you acquainted with the works or person of Julian Craster, composer and conductor?
Besteci ve koro şefi Julian Craster'i, şahsen ya da çalışmaları bakımından tanıyor musun?
Don't quarrel with your poor husband as much as you quarrel with your conductor.
Yeni kocanla da şefinle tartıştığın kadar tartışma.
Miss Page, I'm not a circus conductor and you're not a horse.
Bayan Page, ben bir sirk şefi değilim, siz de bir at değilsiniz.
Conductor!
Kondüktör!
Conductor didn't want to play.
Kondüktör işbirliğine yanaşmıyor.
That conductor's a dream!
- Orkestra şefi rüya gibiydi!
It's surprising that an experienced conductor like Sonderby didn't prevent this rather unnecessary suicide.
Sönderby gibi tecrübeli bir şefin intihardan farksız bu duruma engel olmaması şaşırtıcı.
Conductor C. Arnicob, please report to the stationmaster's office.
Kondüktör C. Arnicob, istasyon müdürünün odasına, lütfen.
As a matter of fact, conductor, I was going to speak to you about that.
Aslında bunu sizinle konuşacaktım, kondüktör.
We'll see what the conductor has to say about this.
Bakalım kondüktör buna ne diyecek.
Oh, conductor.
Kondüktör.
- I'll take over, conductor.
- Ben bakarım, kondüktör.
- The conductor.
- Kondüktör.
Conductor.
Kondüktör bey.
The purpose of this experimental work is to create an absolute and universal cinematographic language completely free of theatrical or literary language. Author and conductor of the experiment :
Bu deneysel işin amacı tiyatral ya da yazınsal dili saf evrensel sinema diliyle ortaya koymaktır.