Consider it a gift Çeviri Türkçe
79 parallel translation
Consider it a gift... a gift from Qinawi.
Bir hediye olarak düşün Qinawi'den bir hediye.
Consider it a gift.
Bir hediye olarak kabul et.
Well, consider it a gift.
Bir hediye kabul et.
Consider it a gift.
Bunu hediye olarak kabul et.
Consider it a gift.
Sana hediyem olsun.
And if you see something you like consider it a gift.
Ve hoşlandığın bir şey görürsen... -... bir hediye olsun.
- Please, consider it a gift.
Lütfen. Hediye olarak düşünün.
Consider it a gift for the two of you and your new baby.
- Bir hediye olarak düşünün. İkiniz ve yeni bebeğiniz için.
Consider it a gift.
Onu bi hediye olarak düşün.
Well, consider it a gift.
Bunu bir hediye olarak düşün.
Consider it a gift.
Bunu bir armağan olarak düşünün.
Consider it a gift.
Bir hediyeymiş gibi düşün.
Consider it a gift.
Hediye olarak kabul et.
Consider it a gift, a taste of things to come.
Bir hediye olarak değerlendirin. İlerleyen günlerdeki ilişkimiz adına.
Consider it a gift.
Sizin olsun.
Consider it a gift to Jellystone.
Jellystone'a bir hediyeymiş gibi düşün.
Consider it a gift from a brother in arms.
Aynı dava uğrundaki birinden sana hediye.
Consider it a gift.
Bir armağan olarak kabul edin.
Consider it a gift.
Hediye olarak farz et.
Consider it a gift. Thanks.
Hediyem olsun.
Consider it a graduation gift.
Bu harika bir şey. - Mezuniyet hediyen.
It would be strange to see a filmmaker consider his work as a special gift of fate, follow a certain way of life, but make his films in a different way.
Bir film yapımcısının, eserlerini özel bir yetenek veya kader gibi görerek hayatını belli bir tür yaşamasını ama filmlerini farklı bir yolla yapmasını görmek tuhaf olurdu.
Consider it a parting gift.
Bunu bir veda hediyesi olarak düşünün.
- I don't. I consider it a parting gift. " Thanks for playing.
Ayrılık hediyesi olarak saklarım. "Benimle oynadığın için sağ ol bu da Hootie'yle Balık'ın en son şarkısı."
And I consider it a rare gift from someone whose work has meant a tremendous amount in my life, as I'm sure yours.
Ve bunu, çalışmaları hayatımda çok fazla etkili olan birinden bir hediye olarak kabul ediyorum.
Consider it a housewarming gift. It's beautiful.
Ev görme hediyesi olarak düşün.
Consider it a parting gift.
Veda hediyesi kabul et.
Not a favour, just consider it as a gift from a friend
Bu bir iyilik değil, bunu sadece bir dosttan bir hediye olarak düşün.
Consider it a wedding gift.
Düğün hediyesi olarak kabul edin.
Consider it a wedding gift. Okay.
Benim düğün hediyem olsun.
Consider it as a last gift from me.
Bunu benden sana son bir armağan olarak düşün.
Consider it a "sorry I brained you with a snow globe" gift. Why'd you wait to turn him in?
Pekala o zaman Bunu "Kafana kar küresiyle vurduğum İçin üzgünüm." Hediyesi olarak düşün.
Consider it a little gift for your kind words last night.
Bunu geçen geceki kibar sözlerin için bir hediye olarak kabul et..
Consider it as a gift from me.
Onu benden hediye olarak kabul et.
Never mind, consider it as a gift from me to you.
Boş ver, sana hediyem olarak düşün.
Consider it a wedding gift.
Düğün hediyesi gibi düşünün.
Consider it a parting gift.
Bir çeşit hediye olarak düşün.
You consider it a welcome-home gift.
Eve hoş geldin hediyesi olarak düşün.
Consider it a parting gift.
Bunu bir veda hediyesi olarak düşün.
It'll give you the chance to work with this, and then when you're done, a little gift from the planetary league. Consider it.
Bir düşün.
Consider it a Sweet 16 gift.
16. yaş günü hediyem olsun.
Consider it a matching gift.
Bunu bağış katlama gibi düşünebilirsin.
I don't consider it to be idiocy rather a savantish gift for defying death with fun.
Bunu aptallık olarak düşünmüyorum. Ölüme eğlenerek meydan okumanın hakimiyet kurucu bir hediyesi demeyi tercih ederim.
You know, some people would consider it quite a gift.
Bilirsin, bazı insanlar tamamen hediye düşünür.
Consider it a wedding gift.
Düğün hediyesi olarak say.
Yeah. Consider it a "welcome back" gift.
Bir nevi geri dönmene sevindik hediyesi olduğunu farz et.
Well, I - - I'm really not supposed to do this, but, um, your story's really touched my heart, so consider it a belated wedding gift.
Aslında buna iznim yok ama hikâyeniz beni çok etkiledi.
Consider it a... birthday gift for Amanda.
Bunu, Amanda için bir doğum günü hediyesi olarak gör.
Consider it as a gift from the that owns.
Sahibinden bir hediye olarak düşün bunu.
Well, consider it a wedding gift, okay?
Yani, düğün hediyesi olarak kabul et bunu.
Consider it a thank you gift for agreeing to see us.
Bizi görmeyi kabul ettiğin için bir teşekkür hediyesi olarak say bunu.