Coppers Çeviri Türkçe
493 parallel translation
Coppers!
- Aynasızlar!
The coppers are all over the streets like ants again.
Polisler yine karınca gibiler.
You can't do business anymore'cause you're always stumbling over coppers.
İş bile yapamıyoruz her tarafta polisler.
He was hands up against the wall with coppers all around him and two seconds later three corpses were lying there but he wasn't among them!
Elleri havada, duvara dayanmış, çevresinde onca polis.. .. iki saniye sonra yerde iki ceset ve aralarında o yok!
The girls should throw themselves onto the coppers more!
Kızları polisin dikkatini dağıtmak için kullanmalıyız!
Now they can rat out the coppers!
Kızlar polisleri bize gammazlayabilirler!
I'll tell the coppers.
Polise anlatacağım.
But coppers don't have imaginations, so I've been told.
Ama duyduğuma göre polislerin hiç hayal gücü yokmuş.
Here come the coppers.
İşte aynasızlar da geliyor.
- How are the coppers taking it? - I didn't pay much attention.
- Bu olayı aynasızlar nasıl karşılıyor?
- Who, coppers?
- Kim? Polisler mi?
I'd still like to know how those coppers found us up there.
Hala aynasızların bizi orada nasıl bulduklarını merak ediyorum.
Well, I couldn't get a dime a dozen if I handed this whole mob over to the coppers, and you know it.
Bütün örgütü polislere teslim etsem bile tek kuruş alamam.
- Raid. - Coppers!
- Baskın.
But if I may say so, by rather more than one copper, by a few coppers.
- Evet, aynen öyle. Ama deyim yerindeyse tek bir kaplamadan ziyade kaplamalarla.
- Coppers?
- Polisler mi?
- I'm letting the coppers take care of him.
- Üstüne polisi saldım.
I don't want any nosy coppers around my house!
Evimin yakınlarında bir polis istemiyorum!
Since when has Big Mac been teaming up with ex-coppers?
Koca Mac ne zamandan beri eski polislerle çalışıyor?
- The coppers will go to the fire now.
- Polisler ateşi izleyecektir.
If they didn't kick off, the coppers have them.
Eğer ölmedilerse, polis çoktan yakalamıştır.
But the coppers snooped all through there this a.m.
Ama aynasızlar bu sabah etrafı aradı.
What are all you coppers doing in my town?
Siz aynasızların kasabamda ne işleri var?
Doctors and coppers.
Doktorlar ve polisler.
A lot of coppers chasing shadows in the streets tonight.
Geceleri sokaklarda gölgeleri izleyen bir çok polis var
Don't tell me, there's only... There's only one job that you coppers would want me for.
Sakın söyleme, sadece siz polislerin beni istemeleri için sadece bir tek iş olur.
- The coppers will be here soon.
- Polisler birazdan gelir.
How many times I heard that from dumb coppers.
Bunu kaç aptal polisten duydum bilemezsiniz.
Just a bob. Twelve miserable coppers.
Sadece on iki adi peni vereceksiniz.
What would happen if I phoned the Coppers?
Aynasızlara haber verseydim ne olurdu?
I'll tell you what I'll tell the Coppers.
Polislere ne diyeceğimi söyleyeyim.
The neighborhood's crawling with coppers.
Mahalle polis kaynıyor.
Rot in jail the rest of my life, I take five or six of you coppers with me first.
Hapiste çürüyeceğim, ama önce sizden beş altı tane haklayacağım.
No coppers at all.
- Hiç bozukluğum yok.
For a whole week now, he's telling me to send his patients to other physicians. Even had to return the coppers I've excepted for appointments with him.
Bir hafta boyunca, hastalarla ilgilen, görüşmelerde bulun, hatta randevular kabul ettik ama hastalar geri döndüler.
Then all the other coppers realize maybe they're next.
O zaman bütün öteki polisler sıranın kendilerine gelebileceğini düşünürler.
I could give you a couple of coppers.
Sana bakırlardan bir çift verebilirim.
Where are all your coppers?
Diğer aynasızlar nerede?
We was gonna put it back, but the coppers was after us.
Aslında yerine koyacaktık ama polisler peşimize düştü.
And if you think so, you'd better tell the coppers, but don't tell me.
Ve öyle düşünüyorsan bunu polise söyle, bana değil!
Now the coppers have been round there this morning with this peanut.
Ve bu sabah evine polisler geldi efendim. - O budalayla birlikte.
That little nark who brought the coppers here.
- Polislerin buraya getirdiği o küçük sersem.
The coppers are all around the yards.
Her yer polisle dolu efendim.
He's in with the coppers.
Adam polislerle birlikte.
What good is it to you, handing him to coppers?
Onu polise verince elinize ne geçecek?
It's not every day we beat the coppers.
Her gün polisleri alt edemiyoruz.
- Nothing but coppers.
- Hayır, sadece aynasızlar.
If we lay low, the coppers are gonna smell fish.
- Gizlenirsek, aynasızlar kokuyu alır.
I'd get all the coppers, governors, posh whores, army officers, and members of Parliament, and stick them up against this wall and let them have it, because that's what they'd like to do to blokes like us.
O zaman bütün polisleri, yöneticileri,.. ... ordu mensuplarını, lüks düşkünlerini ve parlamento üyelerini tutar şu duvara yapıştırır ve kırbaçlarım,.. ... çünkü onlar da bizim gibi heriflere bunu yapmak isterler zaten.
Coppers.
Coplular.
Mr. Dude, sir, a couple of coppers are comin'to put the arm on you.
İki polis sizi sıkıştırmaya geliyor.