English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Couch

Couch Çeviri Türkçe

6,783 parallel translation
It doesn't matter if it is a couch, a ballerina or my ex-girlfriend.
Koltuk, balerin ya da eski sevgilim olması fark etmez, dokunmanı istemiyorum.
It is too stressful sleeping with you on a pull-out couch in your friend's dining room.
Arkadaşının yemek odasında kanepede seninle birlikte yatmak rahatsız edici.
Mom can't even sit right on a couch.
Annem koltukta bile düzgün oturamaz.
- Here. I found it on the couch the other day and threw it on this old thing.
Bunu geçen gün kanepede buldum ve bu eski şeyi taktım.
And whose couch were you sleeping on before you moved into this place?
Buraya taşınmadan önce sen kimin kanepesinde uyuyordun?
- Couch?
- Kanepe mi?
And you should've stayed on the couch, old man.
Ve sen de koltuğunda kalmalıydın, yaşlı bunak.
You buy a couch, take it from there.
Bir koltuk al, şuraya koy.
Go home, stretch out on the couch?
Eve gidip, divana uzanacaksınız?
Looking at those old pieces sitting on the couch together.
Kanepede birlikte oturup eski şeyleri izlemek.
While her mother, six eggnogs to the wind, was passed out on the couch.
Annesi altı "eggnog" içip kanepede sızmıştı.
Thanks for the couch.
- Kanepeni verdiğin için teşekkürler.
Let's just put it here in the couch, okay?
Şöyle kanepeye yatıralım.
If we ever come up with a division where you sit on the couch and masturbate while playing video games, I'll get you an interview.
Eğer kanepede pinekleyip video oynarken otuzbir çekilen bir bölüm açarsak sana bir görüşme ayarlarım.
It's really no problem. I can fix up the couch.
Kanepeyi ayarlarım, hiç zahmet olmaz.
I actually... I dropped a couch on it.
Aslında... üstüne kanepe düştü.
She comes in and she just sits on the couch.
İçeri girip kanepeye oturdu.
... and the next, you're eating stale chips you find in the couch.
Ertesi gün de bayat cips yiyorsun. Üstelik kanepeden bularak!
Uh, uh... Theodore, couch chips are for talent only.
Theodore, kanepedeki cipsler yalnızca ilham için.
Have you looked under your couch?
Kanepenin altına baktın mı?
- I'll make up your couch, Jose. - Okay.
- Yatağını hazırlarım Jose.
What, you have Jose on the couch
Sen ders verirken
This is dedicated to your couch.
Bu şarkı kanepene ithaf edilmiştir.
If he did, I'd be at home on the couch playing video games in a diaper.
Duysaydı evde, koltuğumda, bezin içinde oyun oynuyor olurdum.
Can I crash on the couch?
Kanepede uyuyabilir miyim?
You were always trying to fuck me on the couch.
Hep beni kanepende sikmeye çalışırdın.
And mom susan wouldn't still be sleeping on the couch?
Ve anne Susan da hâlâ koltukta yatıyor olmazdı.
I'll be just fine on the couch.
Ben kanepede uyurum.
I can't even sit on my own couch, B.
Artık kendi kanepeme bile oturamıyorum B.
Yeah, mom won't let him on the couch.
Evet, annem koltuğa oturtmuyor.
But he wants to stay on my couch.
Ama benim kanepemde kalmak istiyor.
- I'm going to sleep on the couch.
- Kanepede uyuyacağım.
You're not gonna sleep on the couch, because we have a house full of kids, and as soon as one of them sees you, they're all gonna know that something's wrong, and we're gonna have five freaked out teenagers and nobody wants that!
Kanepede uyumayacaksın çünkü evimiz çocuk kaynıyor ve biri bile seni görürse hepsi bir terslik olduğunu anlar. O zaman beş endişeli ergenle uğraşırız ve kimse bunu istemez!
Just lie down on the couch and take a little nap.
Kanepeye uzanın ve biraz kestirin.
Stephanie put them next to the couch, and I can't find them now.
Stephanie onları kanepenin yanına koydu ve şimdi onları bulamıyorum.
Do you want to stay on the couch?
Kanepede yatmak ister misin?
Hey, Ben I don't know if your couch is available.
Selam Ben, kanepen müsait mi bilmiyorum...
We'll set up the couch for you.
Kanepeyi sana hazırlarız.
Yeah I was thinking I could crash in the couch, if that's cool with you guys.
Sizin içinde uygunsa çekyatta yatabileceğimi düşünüyordum.
- No, this couch is so hard, it will throw your back out.
Olmaz, bu çekyat çok sert. Sırtını ağrıtır.
He let me sleep in his bed last night, so I wouldn't have to sleep on the couch.
Yatağında uyumama izin verdi. Böylece kanepede uyumak zorunda kalmadım.
Just put a sign that says, "no fucking on this couch". And then you're good to go.
Şöyle bir yazı as : "Bu kanepede sikişmek yasaktır." Sonra dalgana bakarsın.
Yeah, of course you didn't have a threesome, like I think you and ray fucked Chloe over a couch, like two of you fucked her.
Tabii ki üçlü seks yapmadınız. Sanki ben, senin ve Ray'in Chloe'yi çekyatın üstünde siktiğinizi düşünmüşüm gibi. Yani ikinizin onu siktiğinizi.
Thank you for your couch.
Kanepe için teşekkürler.
But they might even look better on the couch.
- Kanepe de seni daha iyi gösteriyor.
Gonna stay on Brett's couch your whole life or are you gonna go try to make something for yourself?
Tüm hayatını Brett'in kanepesinde mi geçireceksin yoksa kendin için bir şeyler yapmaya mı çalışacaksın?
It's like a... it's like a dirty sock that's been stuck on a couch for years...
Bu aynı... yıllardır kanepeyle yapışık kirli bir çorap gibi.
I can either continue to pursue my bouncy-castle career and sleep on my sister's couch and be totally alone.
Ya şişme şato kariyerimin peşinden gideceğim ve ablamın kanepesin de uyuyacak ve tamamen yalnız olacağım.
Again, if your whole party's not here, I'm gonna need the couch.
Eğer bütün grubunuz burada değilse... Koltuk gerekecek.
- That thing ain't no couch...
- Koltuk falan değildi o...
You should be kicking him out of your couch...
- Onu kanependen...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]