Crickets chirping Çeviri Türkçe
40 parallel translation
[Crickets Chirping] WHAT'S THAT?
Bu da ne? Ne?
We've got stars overhead... crickets chirping... we have plenty of trees and if you get cold you've got me to keep you warm.
Gökyüzünde yıldızlar... Cıvıl cıvıl cırcırböcekleri... Etrafımızda bir sürü ağaç var.
- Can you dig it? - [Crickets Chirping]
Anlıyor musunuz?
- [Crickets Chirping]
Ya, öyle mi?
[crickets chirping] Oh, it looks a little slow.
Ekonomi yavaşlamış gibi görünüyor.
You would hear crickets chirping, but they were too uncomfortable about just how unfunny that actually was.
Cırcırböcekleri cıvıldayacaklardı, ama bu esprinin hiç komik olmadığını fark edince rahatsız hissettiler.
[Crickets chirping]
[Cırcır böcekleri ötüşür]
[Music fades, crickets chirping]
[Müzik kaybolur, cırcır böceklerinin sesi]
[Crickets chirping]
[Cırcır böcekleri öter]
[Crickets chirping softly]
[Cırcır böcekler usulca öter]
Mac, your phone is dead. [crickets chirping ] [ crickets chirping]
Telefonun bozuk
So we can roll up as quiet as possible. [crickets chirping] When you're in a hole this big, mr. wallace,
Olabildiğince sessiz yaklaşabiliriz.
¶ what so proudly... ¶ ( crickets chirping )
Annem gibisin, ama yatıyoruz.
( crickets chirping ) Okay, I've gotten rid of all of my distractions, diversions, hobbies... ( gasps )
Pekâlâ, bana mani olacak her türlü etkinlik, avuntu ve hobiden kurtuldum...
[Crickets chirping] I got to get back to my run.
Koşuya devam etmeliyim.
( Crickets chirping ) I saw something in the reflection on the toaster.
Fırının camında bir yansıma gördüm.
He never had a chance. ( Birds chirping ) ( Crickets chirping )
Hiç şansı yoktu.
I'm the spark that lights the fire, and I can tell you what time it is anywhere in the world, except for the poles. [Crickets chirping]
Ayrıca dünyanın her hangi bir yerinde saatin kaç olduğunu söyleyebilirim kutuplar hariç.
( Crickets chirping )
.
And friend. ( crickets chirping )
Ve arkadaşı.
'Cause I know it was loud, with the crickets chirping and the, uh... doors slamming.
Çünkü böcek seslerinden ve çarpılan kapılardan dolayı ortalık epey gürültülüydü.
( crickets chirping ) MICHAEL : I know you can't go out, but you still gotta eat, right?
Dışarı çıkamayacağını biliyorum, ama yine de yemek yemelisin, değil mi?
( CRICKETS CHIRPING ) Even worse name than "X-Ray."
Bu "X-Ray" den daha kötü bir ad.
( crickets chirping )
( Cırcır cıvatalı )
[crickets chirping]
- Senin mi Susanna'nın mı? - Bu sefer benim davetlimsin.
I TOOK A SIDE ROAD, HOPING TO LOSE THE HITCHHIKER. [crickets chirping]
Dördüncü günde New Mexico'ya yolu yarılamıştım.
Not even the crickets are chirping.
Cırcır böcekleri bile ötmüyor.
[screaming ] [ alarm ] [ siren ] [ bagpipes playing ] [ harps playing ] [ crickets chirping] Oh! Don't look, but corky at 3 : 00.
Bakmayın, ama saat 3 yönünde şapşal var.
( crickets chirping ) I explained to them that hitting wasn't okay.
Onlara birine vurmanın doğru bir davranış olmadığını anlattım.
( crickets chirping ) Move it, hippies.
Açılın hippiler.
[♪... ] [ crickets chirping...] suddenly, they heard something down the hall, in the dark.
Kitap : ATEŞ 8. Bölüm :
[Cackling ] [ Crickets Chirping]
Bazen Peru'da kalıp kokain dağıtmaya devam etseydim diyorum.
( Crickets chirping ) Rachael : Does the radio work, at least?
Radyo çalışıyor mu bari?
( Crickets chirping ) - ( Leaves rustling ) - Scott :
Hassiktir.
( Crickets chirping ) What on earth happened?
Ne oldu sana böyle?
[crickets chirping]
Ne?
[crickets chirping] My god.
Tanrım.
[scribbling ] [ crickets chirping] Lisbon : You need to get some sleep.
- Biraz uyumam gerek.
[Crickets chirping] Hello?
Merhaba?
Sometimes when the crickets start chirping'down South late on a summer's night...
# Sometimes when the crickets start chirpin'down South.. # #.. late on a summer's night... #