English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Cs

Cs Çeviri Türkçe

340 parallel translation
This is CS-1, over.
Burası CS-1, tamam.
CS-1 out.
CS-1 çıkıyor.
Roger, CS-2, I got that fine.
Anlaşıldı CS-2. Not ettim.
This is CS-1, over and out.
Burası CS-1, kapatıyorum, tamam.
CS-1, over.
- CS-1, tamam. - Hadi.
This is CS-4.
Burası CS-4.
CS-3 calling CS-4.
CS-3, CS-4'ü arıyor.
Hello, CS-4, this is CS-3.
Merhaba CS-4, burası CS-3.
Hi there, CS-4.
Merhaba, CS-4.
This is CS-3.
Burası CS-3. Tamam.
Now, this is CS-3 ground to helicopter.
Burası CS-3. Yerden helikoptere.
Roger, CS-1.
Anlaşıldı CS-1.
CS-3 out.
Kapatıyorum.
CS-3, calling Air Base. Over.
CS-3, hava üssünü arıyor, tamam.
CS-3 calling Air Base.
CS-3 hava üssünü arıyor. Tamam.
- This is CS-3.
- Burası CS-3.
It's Cs and Ds I'm worried about.
Beni endişelendiren C'ler ve D'ler.
Cs and B12s.
C ve B12.
CS has a new mechanic.
CS yeni bir teknisyen aldı.
One round CS gas, straight at gates.
Kapıya doğru bir el göz yaşartıcı gaz bombası.
And then seven R.O.C. Cs - Regional Operation Control Centres.
Yedi tane B. O. K. M. var - Bölgesel Operasyon Kontrol Merkezleri.
Dad, last semester I got nothing but "Cs."
Baba, geçen sömestr C'den başka bir not alamadım.
Three Cs, two Ds and an incomplete.
Üç tane C, iki tane D ve bir başarısız.
- I'm gonna clip us some Cs, dude.
- Cs'den birşeyler çalacağım.
It's gonna seem kind of lonely around here... without the judge, ain't it, Pearl?
Buralar biraz ıssız olacak bu durumda... yargıçsız bir ev. Değil mi, Pearl?
- You're a judge.
Sen bir yargıçsın.
- You came without your sword.
- Buraya kılıçsız geldin.
This is CS-1.
Burası CS-1.
CS-3 calling...
CS-3 arıyor...
O most merciful savior, thou most worthy judge eternal... suffer us not at our last hour... for any pains of death to fall from thee.
Bağışlayıcı kurtarıcımız, sen ki ölümsüz yargıçsın... Bu son saatimizde bize ölümün ızdırabını çektirme.
That's right, you're the best man.
Doğru, sen sağdıçsın.
Mr Harvey, you're the best man.
Bay Harvey siz sağdıçsınız ;
You are the judge.
Sen, yargıçsın.
I mean, you being a judge and all, talking about Miss Langtry and all.
Demek istediğim siz bir yargıçsınız ve Bayan Langtry hakkında konuşuyorsunuz.
Can't it be without sword?
- Kılıçsız olmaz mı?
You sir, are an uncouth ass.
Siz, bayım, görgüsüz bir kıçsınız.
You're a bum.
Sen kıçsın.
The King without a sword!
Kılıçsız bir Kral!
The people's executioner, you serve justice
Halkın hizmetindesin! Sen adaletin istediği yargıçsın.
You're the damn judge.
Sen şu lanet yargıçsın.
You sneak in here, a judge, man.
Buraya geldin, bir yargıçsın.
Of course, you're a severe judge, zealous.
Tabii, ciddi bir yargıçsın, azimlisin.
- Why can't you?
Sen sağdıçsın Fleischman.
- Holling? Holling isn't here?
- Sen sağdıçsın, Fleischman.Sağdıcın onu takip etmesi gerekirdi.
You're best man, I'm maid of honour. We set the tone, we set the example.
Sen sağdıçsın, ben nedimeyim.Biz örnek olacağız, havayı biz ayarlayacağız.
The Judge too?
Yargıçsın!
You're only the best man by default.
Sen sadece sağdıç olmak zorunda olduğun için sağdıçsın.
He fucks up the hardware, and i'll take the rap for sure!
Herif aletin ağzına sıçsın, sonra suçu ben üstleneyim!
And you're one helluva judge.
Siz de zehir gibi bir yargıçsınız.
When you got the gun, you walk in a room, everybody shits in their pants.
Silahınla birlikte, Bir odaya girdiğinde, Herkes altına sıçsın.
Now, you should be called Lu no sword
Şimdiyse, Kılıçsız Lu demeli sana

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]