Cuffs Çeviri Türkçe
1,498 parallel translation
Stick your hands outthrough the bars.I'll take off your cuffs.
Ellerini parmaklıklardan uzat. Kelepçelerini çıkartacağım.
[cuffs clink] You're under arrest.
Tutuklusun.
I showed it to'em, and they put me in cuffs, threw me in the back of the car and took me in and started asking me all these questions.
Gösterdim ve beni kelepçelediler. Arabanın arkasına bindirip sorular sormaya başladılar.
He pulled a Houdini, slipped out of his cuffs.
Bir hokus-pokus yapıp kelepçelerden kurtuldu.
At least put the cuffs in front. I'm losing circulation here.
En azından önden kelepçele, kan dolaşımımı engelliyor.
Cuffs and fake IDs.
Kelepçeler ve sahte kimlikler.
I want to see him in an orange jumpsuit and cuffs.
Onu bir an önce portakal rengi hapisane tulumunda, ve elleri kelepçeli olarak görmek istiyorum!
Yeah, two rotator cuffs and an A.C.L.
Evet, iki omuz eklemi ve bir ön çapraz bağ ( ACL )
All right, let's say we get the cuffs off.
Peki. Zincirlerden kurtulduk diyelim.
Ray, get two sets of cuffs.
Ray, iki kelepçe getir.
I'd rather give them a chance now than a set of cuffs later.
Sonra kelepçe takacağıma şimdi şans vermeli.
The cuffs!
Kelepçeler.
Nope. Just French cuffs and platinum blondes.
Sadece Fransız kollukları ve platin saçlı fıstıkları takardı.
Now, we've already determined that the... the killer rolled up his sleeves when he murdered the motel victims, but when I found the shirt, the cuffs were buttoned, and I'm not much bigger than this guy.
Şimdi, önceden de saptadığımız gibi... katil, moteldeki cinayetleri işlerken kollarını sıvamış, ama gömleği bulduğumuzda, kol düğmeleri ilikliydi. Ve ben bu adamdan daha iri değilim.
Slapping the cuffs on your dad make you feel good?
Öz babana kelepçe takman kendini daha iyi hissettirdi mi?
Come on, unlock these cuffs.
Haydi, çöz şu kelepçeleri.
But if you get out of line, I will make those cuffs permanent.
Ama çizgiyi aşarsan, şu kelepçeleri kalıcı yaparım.
Standard-issue cuffs use the same one. Give me this thing.
Standart kelepçeler aynı anahtarı kullanıyor.
You know I'm gonna need those cuffs back, right?
O kelepçelere tekrar ihtiyacım olacak biliyorsun, değil mi?
Looks like you cut the cuffs off of julio and trevor.
Anlaşılan Julio'yla Trevor'ın kelepçelerini kesmişsin.
All right, one positive hit puts Amber in cuffs.
Eğer uyum bulunursa Amber kelepçelerle tanışır.
Dude, that's what we forgot. Cuffs.
Ahbap, unuttuğumuz şey buydu.
So fix the cuffs quickly so they fit my son And not an orangutan...
O yüzden kolları çabucak düzelt de, bir maymuna göre değil de oğluma göre olsunlar.
You got some cuffs on you?
- Kelepçen var mı?
Hurry up and get the hand cuffs!
Acele edin ve kelepçeleri getirin.
Put cuffs on my wrists!
Bileklerimi kelepçeleyin!
I even brought a protection for the cuffs.
Kelepçeler için koruma bile getirmiştim.
Hey, get the cuffs off.
Hey, kelepçeleri çıkar.
One night, he was so passed out that... I realized that the barn door was unlocked and my cuffs were undone, so I was able to get away.
Bir gece öylesine sızmıştı ki, ahır kapısının kilitli olmadığını ve kelepçelerimin açık olduğunu fark ettim, böylece kaçabildim.
I have cuffs quite smart enough for Miss Tomkinson's party.
Bayan Tomkinson'un partisi için oldukça şık bir kolluğum var.
If you have cuffs, Miss Jenkyns, why not think about a gown?
Bayan Jenkyns madem kolluğunuz var niye bir elbise düşünmüyorsunuz?
He'll be looking for help getting his cuffs off.
Kelepçelerden kurtulmak için yardım bulmaya çalışacak.
Keys to the cuffs.
Kelepçelerin anahtarları.
As soon as they put me in jail, in fact, the moment they snapped on the cuffs... - Watch your head. -...
Beni hapise attıkları an... hatta kelepçeyi ellerime taktıkları an sakinleşmiştim.
Are those cuffs a little tight?
Kelepçeler çok sıkıyor mu?
One or two might be wearing ankle cuffs to monitor their whereabouts.
Bazıları yerinin belli olması için sinyal bilekliği takıyor.
Those cuffs are frayed.
Öksürüklerin hayra alamet değil.
Well, just be glad they took off the cuffs so you could swim, brother.
Yüzebilmen için, paçalarını kestiklerine sevinmelisin dostum.
- Put me in cuffs!
- Kelepçele beni!
Detective Pulliam, please put Mr. Duca in cuffs.
Dedektif Pulliam, Iütfen Bay Duca'ya kelepçe tak.
I'm gonna throw the cuffs on you.
Tokatlıycam şimdi seni.
- You can take the cuffs off him.
- Kelepçelerini çıkarabilirsin.
Well, you better have cuffs for three, because I'm going to jail with them.
O zaman üç kelepçe getirseniz iyi olur çünkü ben de onlarla hapse gireceğim.
Slap some cuffs on me,'cause I helped them plan the wedding.
O zaman beni de kelepçeleyin, onlara düğünlerinde yardım ettim.
Who has the key to the cuffs?
Notum nerede?
You bastards! Playing at cops with cuffs?
Kadını tek buldunuz, kral kesildiniz, değil mi?
You should have seen your old man chasing her with the cuffs.
Senin ihtiyarı elinde kelepçelerle onu kovalarken görmeliydin.
What are those cuffs for? Handcuffs... handcuffs.
- Kelepçe ne olacak?
All that niblick stuff, powder on the collar, hair on the cuffs.
Golf sopası, yakada pudra, kol yenlerinde saç telleri.
Cuffs!
Kelepçe!
Cuffs.
Kelepçeleri ver.