Cyber Çeviri Türkçe
1,190 parallel translation
Or Ianto, hiding his cyber-girlfriend in the basement.
Ya da Ianto, siber-kız arkadaşını bodrumda gizleyen.
Cyber-five!
Sanal beşlik!
And the vaccination we all received was a Daiwa cyber-virus,
Vurulan aşılar da Daiwa'ya ait bir siber virüsmüş.
Oh, and no late - night cyber chats with long - distance blondie.
Bir de, uzaktaki sarışınla geç saatlere kadar internette sohbet etmek yok.
All my work is under his cyber lock and key.
Tüm çalışmalarım onun bilgisayarında ve kilitli.
It's all in Ford and the Cyber morning.
Bunu yarın konuşuruz
If we had cyber crime first, or, like, crime and pleasure, I could ease myself into it.
İlk önce internet suçları ya da suç ve zevk ilişkisi olsaydı daha kolay adapte olurdum.
Why not IT or cyber-warfare?
Neden istihbaratçı ya da siber savaşçı olarak yararlanmadınız?
no suspects identified or even arrested any idea who is responsible for what may be the largest-scale cyber-terror attack that's ever been mounted in the United States.
... suikast girişimi ulaşım şebekelerini aksatırken şüpheli tespit edilemedi, hatta tutuklanan olmadı. ... ABD'de bugüne kadar düzenlenen en büyük siber terör saldırısından kim sorumlu olabilir?
A cyber shrine!
Bir siber-mabet!
A non-cyber woman?
- İnternetten olmayan bir kadın.
- That's cyber terrorism!
- Bu siber terörizm!
You backed our dominance in weaponry, space, cyber, electronic.
Silah, uzay, siber ve elektronik alandaki egemenliğimize destek çıktın.
Cyber-politics and meta-space are always hard to pass up.
Siberpolitika ve metauzayı reddetmek zordur.
McGee. I'm moving you across to the Cyber Crimes Unit.
McGee, seni siber suçlara veriyorum.
You cyber-stalking lucas, right?
Lucas'ı sanal takiptesin değil mi?
What is it, some sort of cyber-robbery?
Nedir bu bir tür siber soygun mu? Hayır.
About 2 weeks ago, the FBI shows up here. Accuses me of cyber-stalking...
Yaklaşık 2 hafta önce, buraya FBI. geldi,... beni siber - "cyberstalking" ile suçladılar.
Look, whoever created Phoenix is a cyber-perv.
Bak, Phoenix'i kim yaratmışsa,... o bir siber avcı.
Sounds like a cyber criminal.
Söylenene bakılırsa siber suçlusu.
You spent way too much time in the cyber unit.
Bilişim bölümünde fazla kalmışsın sen.
ZIVA : Should we have Keating sent up from the cyber unit?
Keating'i mi çağırsak acaba?
No cyber jokes. Got it.
Bu konuda espri yapmayayım.
Cyber... vid?
CyberVid?
It's been cyber-casting our interrogation room cameras for over 24 hours.
Sorgu odası kamera görüntülerini 24 saattir internette yayınlıyor.
About 2 hours ago, a machining cell at the Megatech factory in Newport... assembled a cyber body, on its own volition.
Yaklaşık iki saat önce, Megatech isimli şirkette, elektronik bir hücre kendi buyruğu altında bir siber-vücut yarattı.
And I'm just an artificial product of a cyber brain and synthetic body.
Ben sadece yapay bir varlığım. Sentetik bir beden ve bir siber-beyine sahip bir varlık.
What if a cyber-brain could generate its own ghost... create a soul by itself?
Peki ya bir Siber-Beyin kendi Hayaletini yaratırsa? Kendi kendine bir ruh yaratmak mı?
This is the most extraordinary hacker in the history of cyber crime.
Karşınızda ciber-suç tarihinin en harika hacker'ı.
Our ex-roommate, Benjamin Coffin III who married Allison Grey of the Westport Greys then bought our building and the lot next door from his father-in-law, in hopes of starting a cyber-studio.
Eski ev arkadaşımız III. Benjamin Coffin Grey'lerden Allison Grey'le evlendi stüdyo kurmak için kayınpederinden binamızı ve arsayı aldı.
He helps us very often to crack cyber crimes.
Siber suçları çözmemizde sürekli bize yardımcı olur.
Even if they've converted you, that's not a Cyber speech pattern.
Hem de kelimesi kelimesine. Sizi dönüştürmüş olsalar bile, bu bir Siber konuşma biçimi değil.
All I did was break the Cyber-connection, leaving your mind open.
Siber bağlantısını koparıp aklınızı serbest bırakmaktı.
Jennifer Marsh, FBI Cyber Crimes up in Portland.
Ben Jennifer Marsh. FBI Bilişim Suçları Bölümü, Portland.
Jennifer Marsh, Cyber Crimes.
Jennifer Marsh, sanal suçlar.
His most recent victim, an FBI cyber-crimes agent, Griffin Dowd was discovered dead in Reilly's Fairview home basement this morning.
Son kurbanı, FBI sanal suçlar ajanı Griffin Dowd, Reilly'nin evinin bodrumunda bu sabah ölü olarak bulundu.
- Yeah, please don't cyber-stalk him.
- Evet lütfen onu sinsice izleme.
You know, the cyber-technology alone would be worth a small fortune.
Biliyorsun, siber-teknolojinin kendisi bile küçük bir servet değerinde.
Cyber-begging. That's all that is.
Sanal dilencilikten başka bir şey değil.
Speaking of love, how's that... cyber-romance going, McGee?
Aşk demişken, sanal aşkın nasıl gidiyor McGee?
- Just known as Prisoner K- - cyber-terrorist.
- K olarak adlandırılan mahkum bir sanal terörist.
We met earlier at the cyber cafe.
İnternet kafede tanışmıştık.
He did it from a cyber cafe.
O internet üzerinden çalışmaya başladı.
We're gonna have to get cyber to track down the i.P. See where it's hosted.
Sitenin tutulduğu sunucunun yerini öğrenmek için IP'nin izini süreceğiz.
Cyber attack?
Bir siber saldırı mıydı?
And despite your reluctance to tell me, I surmise that he and his cyber companion are connected to the John Henry body, and I want to know why.
Bana söyleme isteksizliğinize rağmen o ve onun siber yoldaşının John Henry'nin vücudu ile bir bağlantıları olduğundan şüpheleniyorum ve nedeni bilmek istiyorum.
Let's let the cyber geeks get online, we'll go find the generator.
Müsaade edelim sanal inekler bağlansın. Biz gidip jeneratörü bulacağız.
[Damon mumbles] "Cyber geeks."
"Sanal inekler".
He called us cyber geeks?
Bize sanal inekler dedi.
Cyber Sutra'd.
Siber Sutra'landın.
We have a cyber-terrorist here.
ABD Savunma Bakanlığı'na Aittir.