Dad said Çeviri Türkçe
2,746 parallel translation
But my dad said everything was run by the...
Ama babam bana her şeyin şey tarafından yönetildiğini söyler..
Well, my dad said that he was a war hero who'd been really badly injured in one of the wars.
Babam onun bir savaşta çok ağır yara almış bir savaş kahramanı olduğunu söylemişti.
Dad said yes.
- Babam tamam dedi.
My dad said he's got two lives.
Babam iki hayatı olduğunu söylemişti.
Look, I'm sorry guys, my dad said he's too busy with the Broncos, he doesn't have time for us.
Bakın, üzgünüm çocuklar. Babam Broncos ile ilgilenmekten zaten çok meşgul. Bize ayıracak zamanı yok.
Dad said I could fill up the pool hole and let it freeze over so I can practice in the backyard.
Babam havuz boşluğunu suyla doldurabileceğimi söyledi. Böylece su donduktan sonra arka bahçede alıştırma yapabileceğim.
My dad said I have to protect myself.
Babam kendimi korumam gerektiğini söyledi.
Okay? Your dad said you can have anything you want.
Baban istediğin her şeyi yapabileceğini söyledi.
Mm, see and dad said he got home from the gym at 7 : 30 a.m. mm-hmm.
Baba spor salonundan eve 7 : 30'da döndüğünü söylemişti.
My dad said that looking at them made him think of my name.
Bunu görünce babam birden aklında belirdiğini söyledi.
Don't worry about what Dad said.
ama sıkma canını sen.
Yeah, my dad said if I pretend not to be bored, he'll give me ice cream on the way home.
Evet, babam dedi ki, eğer sıkılmış gibi davranmazsam, eve dönüş yolunda bana dondurma alacak.
My dad said this would happen.
Babam bunun olacağını söylemişti.
Dad said he was admiring her blouse, which seems very unlikely.
Babam kadının bluzunu beğendiğini söylüyor ki hiç sanmıyorum.
If my dad said that Meredith's history, I believe him.
Eğer babam Meredith'in tarih olduğunu söylemişse ona inanırım.
And my dad said anyway, David Bowie and Marilyn Manson, they're both badasses who get tons of strange...
Ve babam dedi ki David Bowie ve Marilyn Manson, bir sürü tuhaf şey alan zorlu kişi...
Well, it's like my dad said when I hit puberty - -
Ergenliğe girince babamın dediği gibi- -
Dad said, if you mess up one more time, you're not going to the lake.
Babam bir kez daha saçmalarsan, göle gidemiyeceğini söylemişti.
Dad said that Aden had to hit bottom before he could rise up.
Babama göre Aden'in düzelmesi için dibe vurması gerekiyordu.
So, anyway, Emma freaked when Mads told her about what my dad said.
Her neyse, Emma Mads ona babamın söylediği şeyden bahsedince çıldırdı.
Besides, her dad said as long as I love the child
Ayrıca, Yijia'nın babası "yaşadığım sürece torunumu sevip onunla ilgileneceğim" dedi.
DAD SAID YOU HAD A FAMILY.
Babamın dediğine göre senin de bir ailen varmış.
That's not what your dad said.
- Babanın dediği bu değildi.
But dad said... we had to leave.
Sonra babam ayrılmamız gerektiğini söyledi.
His dad said it's okay.
Babası bunun sorun olmayacağını söyledi.
And Dad said you two were working together again.
- Babam tekrar birlikte çalıştığınızı söyledi.
Dad, she said that you're a terrorist.
Senin terörist olduğunu söyledi baba.
Ibrahim said he was scared his dad was going to kill him when he got mad sometimes.
Ibrahim, bazen babası sinirlendiğinde onu öldüreceğinden korktuğunu söyledi.
It was a little weird, all that stuff Tyler said about her dad, but she'll be...
O Tyler'ın babası hakkında söylediği şeylerden sonra biraz garip o kadar. Ama...
Josh, my dad never said, "I love you."
Josh, babam hiç bir zaman, "Seni seviyorum." demedi.
- One of the first things she said is, "dad, I'm no longer a virgin."
Söylediği ilk şeylerden biri "baba, ben artık bakire değilim" oldu.
I know that because she said to dad, "I don't approve of Sarah," and then he told me, so...
Biliyorum çünkü babama "Sarah'yı onaylamıyorum" dedi, babam da bunu bana söyledi, yani...
I said I'm owed a final dinner with my mom and dad as a married couple!
Dediğim gibi, annemle babama evliliklerini kurtarmak için son bir yemek borçluyum.
Dad was always trying to get me to eat them, said they taste like bacon.
Babam sürekli bunlardan yememi isterdi, tadının pastırma gibi olduğunu söylerdi.
You said you'd be my alibi for the concert, and then you call my house, all innocent, and tell my Dad that I never even showed up at the library.
Konser için bana yardım edeceğini söyleyip bütün masumiyetinle evi arayıp babama kütüphaneye hiç gitmediğimi söyledin.
Now, you said you believed that the guy chasing you around with a gun last night was this boy Wyatt's dad.
Dün gece elinde silahla peşinde olan adamın Wyatt'ın babası olduğunu düşündüğünü söyledin.
But her mum and dad think it, the inquiry said it, and anyone who reads that newspaper thinks I'm a disgrace!
Fakat annesi ve babası öyle düşünüyor, sorgulama heyeti öyle söylüyor, ve gazeteyi okuyan herkes, nasıl rezil biri olduğumu düşünüyor!
I have a friend whose dad is on the Buckner board and said that they've been trying to raise money to upgrade the locker rooms.
Babası, Buckner'ın yönetiminde olan bir arkadaşım var. Dediğine göre soyunma odalarının yenilenmesi için bağış toplamaya çalışıyormuş.
Ezra said that they belonged to your mom and dad.
Ezra anne ve babanıza ait olduğunu söyledi.
Said he was sleeping when the nanny put the kid to bed.
Dadı çocuğu yatırırken uyuyormuş.
Hey, tell your dad I said hello.
Babana selamlarımı ilet.
Ellen said my dad made a deal before he went into WITSEC.
Ellen babamın Tanık Koruma Programı'na girmeden önce... -... bir anlaşma yaptığını söylemişti.
You said that you would bring my dad around to our way of thinking.
Babamı bizim düşüncemize getireceğini söylemiştin.
Her dad just called, said she took her first steps.
Geçenlerde babası aradı ; ilk adımlarını atmış.
I guess it was sitting on my dad's desk... and they were fighting and he just pointed at it and said, "We're call her that for now!"
Bence babamın masasında oturup kavga ediyorlardı ve bir an babamın gözüne ilişti ve "Şimdilik ona bu ismi koyacağız!" dedi.
He said since my dad wasn't going to teach me the difference between right and Wrong... he Would.
Eğer doğru ve yanlış arasındaki farkı babam öğretmezse bunu kendisinin yapacağını söyledi. Sende ona vurdun.
I said, "Have you told Mom and Dad?"
"Annemle babama söyledin mi?" dedim.
You know what, Chelsea? My dad always said, nobody likes a complainer.
Biliyor musun Chelsea, babam her zaman "şikayet edeni kimse sevmez" derdi.
Your dad held everyone, is that what you said?
Baban herkese yardım etti, bunu mu dedin?
Officer Zimmerman said that there was an express train running on the facing track, and he thought that's why you and your dad didn't hear... is that what happened?
Bu nedenle sen ve babanın onu duymamış olabileceğini düşünüyor. Gerçekte böyle mi oldu?
My dad wrapped me in a big hug, said he was proud of me.
Babam bana kocaman sarıldı ve benimle gurur duyduğunu söyledi.