Day before yesterday Çeviri Türkçe
488 parallel translation
I see dead people. So, you're telling me that you saw Hee Joo who died 15 years ago... the day before yesterday?
Yani 15 yıl önce ölen Hee Joo'yu dün gördüğünü mü söylüyorsun?
- We picked him up day before yesterday.
- Geçen gün denizden aldığımız adam.
I saw him myself day before yesterday.
Daha evvelsi gün kendi gözlerimle gördüm.
We somehow seemed to lose each other day before yesterday.
Geçen gün nasıl olduysa bir anda birbirimizi kaybediverdik.
- I gave you $ 20 day before yesterday.
- Sana dün 20 dolar verdim.
- He spoke to me day before yesterday.
- Önceki gün konuştuk.
They took one of our patrols prisoner the day before yesterday.
Evvelki gün devriyelerden birisini esir aldılar.
- Since the day before yesterday.
- Evelsi günden beri.
- Day before yesterday.
- Önceki gün.
I came here day before yesterday to ask Lavery if he knew where she was.
Önceki gün buraya, Lavery ile kadının yerini biliyor mu diye konuşmaya geldim.
Well, the day before yesterday...
Şey, Evvel ki gün...
The day before yesterday, they wanted to make me their legislature.
Evvelsi gün kanun koyucu olmamı istediler.
It happened the day before yesterday, just in time for breakfast.
Evvelki gün oldu, tam kahvaltı vakti.
- You promised day before yesterday.
- Dünden önceki gün bana söz vermiştin.
I went to see Yae the day before yesterday, and, on account of the situation, she insisted that I speak to you.
Dün değil önceki gün, bayan Yae'yi görmeye gittim vu bu durumun ışığında, seninle konuşmam için ısrar etti.
- Filled day before yesterday.
- Evvelsi gün doldurdum.
We caught this one the day before yesterday, that one yesterday.
Bunu evvelsi gün yakaladık, bunu ise dün.
That one the day before yesterday.
Bu da evvelsi gün.
It come day before yesterday.
Evveli gün.
I saw him the day before yesterday... around eight o'clock. By twelve, he was already gone.
Saat oniki'de çoktan gitmişti.
I was 22, day before yesterday.
Ben dünden önceki güne kadar 22'ydim.
- I ate the last speck day before yesterday.
- Kalani iki gün önce bitirdim.
The day before yesterday, you cut me dead right out here at the corner.
Evvelki gün, şurada köşe başında, beni görmezden geldin.
Day before yesterday, you say?
Evvelki gün mü dedin?
I was in Philadelphia the day before yesterday... didn't get back till 6 : 30.
Evvelki gün Philadelphia'daydım. Saat 6.30'a kadar da dönmedim.
But then, only day before yesterday, as I was leaving here after lunch... the hall man handed me a carton of cigarettes and said... Harry the billiard-room attendant had sent them up.
Ama sonra, evvelki gün, öğlen yemekten sonra buradan ayrılırken, kapı görevlisi bir karton sigara uzattı ve bilardo odası görevlisi Harry'nin gönderdiğini söyledi.
They arrived the day before yesterday.
İki gün önce geldiler.
Well, that girl that came in on the stage day before yesterday.
Evvelsi gün arabayla gelen kadini diyorum.
That's why I'm dating it the day before yesterday, and it's in my handwriting, no mistake about that.
Ben de bu nedenle dünden önceki günün tarihini atıyorum. Kendi elyazımnla, o konuda hiçbir kuşku kalmıyor.
I threw you out the day before yesterday because of the smell.
koku yüzünden önceki gün seni buradan atardım.
Started the day before yesterday.
Önceki gün başladı.
There was no bed here the day before yesterday.
Önceki güne kadar burada yatak yoktu.
Since the day before yesterday, Angel.
İki gündür, Angel.
Well, you might count one... the day before yesterday.
Bir tane sayabilirsin... Önceki gün..
Master, if you accepted my advice the day before yesterday, there wouldn't be accidents when you visited the grave to cherish the memory of the dead
Efendi, önceki gün benim önerimi kabul etmeniz halinde, ölü ziyaretine gittiğinizde böyle kaza olmazdı.
They shot and killed him day before yesterday.
Onu dünden önceki gün vurup öldürdüler.
You know, my brother and i were just talking about you just the day before yesterday.
Biliyor musun ağabeyimle senden konuştuk. Dünden önceki gün.
Sure. Day before yesterday.
Geçen gündü.
There's nothing left since the day before yesterday.
Dünden beri bir şey kalmadı.
Day before yesterday.
Evvelki gün.
T omorrow will be like today and the day after tomorrow will be like the day before yesterday.
Yarın bugün gibi olacak ve yarından sonraki günde dünden önceki gün gibi olacak.
The day before yesterday, I felt a pain here.
Bütün gün Şuramda bir acı hissettim.
The day before yesterday.
Evvelki gün.
Now... yesterday and the day before, i was on the jury at the baring trial.
Dün ve önceki gün Baring duruşmasında jüri üyesiydim.
I knew what I was going to do yesterday... and the day before that...
Dün, ondan önceki gün ne yapacağımı biliyordum...
Yesterday, or perhaps the day before.
Dün ya da önceki gün.
It wasn't just yesterday or the day before.
Dün veya ondan önceki gün değil.
The day before yesterday, when I brought you back...
Evvelki gün...
Day before yesterday, he rode in.
Dünden önceki gün kasabaya geldi.
So they told us yesterday and the day before.
Dün ve evvelki gün de öyle dediler.
Yesterday or the day before I yelled to you on Place Clichy.
Dündü ya da evvelki gündü, Place Clichy'de sana seslendim.
yesterday 1815
yesterday morning 105
yesterday at 16
yesterday afternoon 72
yesterday evening 39
day by day 66
day basis 16
yesterday morning 105
yesterday at 16
yesterday afternoon 72
yesterday evening 39
day by day 66
day basis 16