Descending Çeviri Türkçe
421 parallel translation
Descending.
Alçalıyor.
Later, for services rendered to His Majesty after his restoration by the Duchess, the title was granted the unique privilege of descending by the female as well as the male line.
Sürgünden sonra, Majestelerine düşes tarafından gösterilen hizmetten ötürü ünvanın sağladığı eşsiz ayrıcalıklar erkeklere olduğu kadar, ailenin kadınlarına da bahşedilmişti.
I think we'd better rest up before descending the Alps.
Alp'lerden inmeden önce biraz dinlensek iyi olur bence.
For while I had no intention of descending to her level and bickering about anything as sordid as money, it was at that moment I made up my mind.
Çünkü para gibi sıkıcı bir konuda onun seviyesine inme ve onunla söz dalaşına girmeye hiç niyetin yok iken o anda kararımı verdim.
The whole of Asia is descending upon us.
Bütün Asya üzerimize doğru geliyor.
Like, for instance Gods descending from the heavens.
Göklerden gelen,... tanrılar örneğinde..
The Yangtse-kiang, mate, that's millions of cubic meters of gold and flowers descending towards Nankin.
Yangtze kiang'ın arkadaşı ise milyonlarca metreküp su taşır..... Nankig'e doğru altın renkli çiçekler kaplar kıyılarını.
- We're in a descending orbit.
- Alçalan bir yörüngedeyiz.
The descending arc is the past The arc that climbs is the future
Aşağı doğru dönen yay kısmı geçmiş, yukarı tırmanan diğer yarısı ise gelecektir.
Descending at dusk.
Hava kararınca köye ineceğiz.
Descending and armed. Descending and armed.
Alçalıyor ve silahlı.
Rocket descending and accelerating.
Roket alçalarak hızlanıyor.
Altitude : 300 miles, descending and accelerating.
İrtifa 482 km. Alçalarak hızlanıyor.
Descending from the founding member... I implore to you all...
En tepeden en alttakine kadar... hepinize yalvarırım...
I'm approaching northbound freeway and descending to 1,000 feet.
Kuzeydeki otobana yaklaşıyorum. Bin fite alçalıyorum.
Charles, there's a kid in post-op with a perforated descending colon.
- Cipte bırakmışsınız. - Evet, unutmuşum.
Italian Meal descending.
İtalyan yemeği ilerleyişte.
In his dream he saw a ladder standing on the ground, it's top reaching heaven and God's angels ascending and descending it.
Rüyasında yerden yükselen bir merdiven gördü, doruğu cennete ulaşıyordu, ve Tanrı'nın melekleri üstünde inip çıkıyorlardı.
Elevator descending. Please clear the shaft.
Lütfen şaftı boşaltın.
We're descending for a landing in your fair city.
Güzel şehrinize iniş için alçalıyoruz.
Air East 31 has traffic 2. : 00, slightly above and descending.
Air East 31'in 2 : 00'de biraz üstte ve alçalan trafiği var.
He's 1. : 00 now, still above me and descending.
Şimdi 1 : 00'de, hala üstümde ve alçalıyor.
We're 20 miles from target, descending, bombs away at 6000.
Hedefe 20 miledeyiz, 6000 feetde bombaları atmaya hazır olun.
Roger, Pacer Leader. Descending to 6000.
Anlaşıldı, Filo lideri, 6000 e iniyorum.
Here the curtain's descending.
Burada tüm perdeler iniyor.
Sure. Everybody was in mortal dread of the government descending on them.
Herkes hükümetin üstlerine çökmesinden çok korkuyordu.
Descending below minimum cruise height.
- Minimum yükseklikten alçalıyor...
There is a figure in the left corner clothed in blue robes descending onto a golden field to mend the bond between Man and Earth and guide the people to the pure land at last.
"Mavi cübbe giyen, altın bir tarla üzerine inecek." "Demirler bir kez daha ışıldayacak yerlere, kaybolmuş bağları ile ve herkese yön verecek, ta ki, mavi saflığın ülkesine kadar."
Clothed in blue robes descending onto a golden field
"Mavi cübbe giyen, altın bir tarlaya inecek."
Her slim, graceful figure trembles at the sight of Werner descending the marble staircase.
İnce ve zarif silueti, merdivenlerden inen Werner'in görüntüsüyle, titremeye başlıyor.
Elevator descending to central core.
Asansör ana bölüme iniyor.
Necessity therefore is not felt if it is not like a face reflected in a mirror, or a boat descending a torrent.
Dolaylı zorunluluk hissedilmez eğer aynada yansıyan yüzü sevmiyorsanız ya da selden aşağı inen bir tekne değilseniz.
Exactly like a boat descending a river's strong currents doesn't derive... the necessity of its own movement from the gaze of the observer who's contemplating it.
Nehrin güçlü akımlarında gücü azalan bir tekne gibi..... sadece kendi hareketiyle bir gözlemci tarafından incelenebilir.
Descending.
Alçalıyoruz.
He's descending the stairs with his daughter Sayaka.
Merdivenleri kızı Sayaka ile birlikte iniyor.
A secret, sliding, descending staircase.
Gizli, aşağı doğru inen bir merdiven.
Still descending, sir!
Batmaya devam ediyoruz, Efendim!
Still descending.
Dibe inmeye devam ediyoruz.
- Passing 1550. Still descending.
- 473'ü geçiyoruz, hâlâ batıyoruz.
- and still descending! - Launch the buoy.
- Şamandırayı fırlatın!
We're descending toward Hill Valley, California, at 4 : 29 p. m.
Hill Valley, Kaliforniya'ya doğru alçalıyoruz.
God on high descending.
Haşmetmahapları teşrif buyurdu
Its emergency centre is helping us investigate the catastrophic threat to the population from a descending asteroidal moon.
Gezegenin acil yardım merkezinin de yardımıyla... gezegenin yaklaşan Ay'ın yarattığı feci tehdidi araştırıyoruz.
We are still descending.
Hala alçalıyoruz.
Ladies and gentlemen, we're descending into Los Angeles.
Baylar ve bayanlar, Los Angeles'a doğru alçalıyoruz.
Descending.
( Hedef Açısı ) 1000'e alçalıyorum...
Captain, the Raman is descending toward the planet.
Kaptan, Raman gezegene doğru iniyor.
Why, if it isn't my big brother descending from on high to mingle with the commoners.
Bak sen, tepelerden aşağı inip sıradan halka karışan abim değil mi?
The very suggestion that I'm descending into old age... Just because I can't remember some names and a tune on the piano.
Birkaç isim ve nota hatırlayamadım diye yaşlı olduğum söylenemez ki.
We crossed the mountain by the eastern arete, descending on the south side...
Ballister'i bulduk.
The acid is descending.
Asit hızla geliyor.