Described Çeviri Türkçe
2,758 parallel translation
The guy was this close to dying from everyone on the scene described as self inflicted gunshot wound.
Görgü tanıklarının hepsi onun kendini vurduğunu söylüyor.
Altogether, six quarks were described by the theory.
Tümüyle 6 kuark teori tarafından tanımlandı.
If our most detailed knowledge of reality, from fundamental particles to ripples in space time, is really best described in maths, could it be that the ultimate definition of reality is staring us in the face?
Eğer gerçeklik ile ilgili en detaylı bilgilerimiz, temel parçacıklardan uzay-zamandaki dalgalanmalara kadar, en iyi matematik ile tanımlanıyorsa, gerçekliğin gözümüzün önünde duran nihai tanımı bu olabilir mi?
I think the universe isn't just described by math...
Bence evren tanımlanmakla kalmamış...
I've described the overall situation.
Durumu genel hatlarıyla açıkladım.
Alzheimer's is not painful, or at least it's described like that, but it seems to me...
Alzheimer acı veren bir hastalık değildir. En azından böyle açıklanıyor.
State media on Wednesday described the attack by major Ali Mohsen "alenston-din"...
Devlet medyası Ali Mohsen... Alenston... Alenstin'in saldırısını kışkırtıcı tanımladı.
Yes, Shakespeare has described it so well.
Evet, Shakespeare çok güzel betimlemiş.
As you know, the colonists were angry about the writs of assistance, which they argued violated natural rights described by John Locke during the Enlightenment.
Bildiğiniz üzere, aydınlanma çağı boyunca John Locke'ın betimlediği doğal hakların ihlalinin ileri süren müzaheret ilamı konusunda çok öfkeliydiler.
Melissa, I've had second thoughts about the injuries you've described.
Melissa, tarif ettiğin yaralar hakkında bazı endişelerim var.
So I started calling the hospitals trying to figure out which hospital he was at, and I described him, and she's like -
Hangi hastanede olduğunu bulmak için hastaneleri aramaya başladım. Benimle konuşan hemşireye onu tarif ettim.
You just described five cars I have back there.
- O tarifte 5 aracım var.
We haven't started to canvass yet. A couple down the hall described the guy who lived here as looking a lot like this guy - - Didn't know his name, though.
Henüz etraftakileri yoklamadık ama koridorun ilerisindeki çift, burada kalan tipin, bu adama çok benzediğini söylediler.
But Enzo Ferrari described the E-type as the prettiest of them all.
Fakat Enzo Ferrari E-Type'ı en güzel olarak tanımdı.
They described the man who murdered their mother as a young male, dark hair, with a slight accent, and as not being Curtis Hull.
Annelerini öldüren adamı tarif ettiler. Genç, koyu saçlı, düzgün aksanlı biri olduğunu Curtis Hull olmadığını söylediler.
Well, the way you've described her, she could be this overly romantic lunatic, and she has motive and a record.
Onu tarif etmene bakılırsa bu deli divane biri olabilir. Nedeni ve sabıkası var.
You're not exactly the little angel he described. * I'll tell you *
Pek de tarif ettiği küçük meleğe benzemiyorsun.
He later described the experience as if an angel had him in such a tight, suffocating embrace that he felt that his life was being squeezed out of him.
Daha sonra kendisi bu olayı, bir meleğin kendisini sanki ruhu çıkıp gidecekmişçesine sıkıca, boğarcasına sarmalaması olarak anlatmıştır.
The verses he read described the virgin birth of Jesus and described him to be a prophet of God.
Okunan ayetler Hz. İsa'nın bakireden doğumunu ve O'nu Allah'ın bir peygamberi olarak anlatmaktaydı.
I know I've only known you for a couple of days, but you just described yourself.
Seni sadece bir kaç gün içinde tanıdım, ama sen kendini niteledin.
Don't know, but I described you as the Sandra Bullock type.
Bilmiyorum ama seni... Sandra Bullock gibi tarif ettim.
The occupant described as unworldly by witnesses was given a Christian burial and put in an unmarked grave.
Bir Hıristiyan mezarı verilmiş ve isimsiz bir mezara konulmuş. 1897 yılında, bu olaydan altı yıl önce
And the way that they are described, these can be modern ideas of flying saucers or UFOs.
Ve bu anlatımlar Modern uçan daireler yani ufolar olabilir.
Could the object that the Montana fur trapper claimed to have found really have been one of the alien crafts described in Blackfoot legends?
Montanadaki kürk avcısının bulduğu şeyler Gerçekte Karaayak kabilesinin anlattığı Efsane olabilirmi?
The body was described as being like an alligator and wings were described as memberness.
Saldırısına uğradığı yazıyor Bu anlatılan hikayenin Başka versiyonlarıda var.
Did Ambrose Bierce meet with foul play, or did he find an interdimensional portal, like the ones described in his stories?
Ambrose Bierce in bizi anlattığı akıl oyunlarınamı Yoksa öykülerin anlatıldığı theones gibi boyutlar arası portallaramı inanacaz?
The Home Secretary, Douglas Hurd, has described the cocaine-based drug, crack, as "a spectre hanging over Europe."
İçişleri Bakanı Douglas Hurd, kokain bazlı uyuşturucu olan cracki, Avrupa'nın üzerine çökmüş bir hortlak olarak ifade etti.
Because in ancient texts, we have numerous references to monsters, bizarre beings that have been described in great detail.
Eski metinlerde Çünkü, biz için çok sayıda referansları var var canavarlar, tuhaf canlılar çok detaylı olarak tarif edilmiş.
Homer described the Chimera as an immortal beast, with a lion-like head, a snake tail and a third goat in the middle that snored bright fire.
Homer Chimera tarif ölümsüz bir hayvan gibi, Bir aslan gibi baş, bir yılan kuyruklu ortasında ve üçüncü bir keçi O snored parlak bir ateş.
Well, it's possible that some dinosaurs actually did have wings and could be described as dragons. But while most mainstream scientists believe the remains found were most likely dinosaur fossils, like those of the flying pterosaur, ancient astronaut theorists have another, more provocative explanation. NARRATOR :
Peki, bu mümkün olduğunu, bazı Dinozorların var mıydı kanatlar ve olabilir ejderhalar olarak nitelendirdi.
In Greek myths, the Hydra was described as an ancient sea serpent with many heads.
Yunan efsaneleri yılında, Hydra olarak tanımlanan birçok başkanları ile eski bir deniz yılanı.
The centaur, the Minotaur and Medusa are all hybrid creatures described as being created described as being created by gods.
Centaur, Minotaur ve Medusa tüm hibrid yaratıklar tarif oluşturulan olarak nitelendirdi tanrılar tarafından oluşturulan olarak.
The events as described in Danny's book are a lie.
Danny'nin kitabında anlatılan olaylar yalandır.
You just described him to a T.
Tam da onu tanımladın az önce.
The crazy thing is, the guy he described fits you. - What?
Asıl çılgıncası, adamın tanımı sana uyuyor.
All the witnesses described the same two perps.
Tüm görgü tanıkları bu ikisini tarif etti.
Says here that neighbors who did see the victim described her as "extremely attractive."
Burada yazdığına göre maktülü bulan kadın, maktülü "oldukça çekici" olarak tanımlamış.
And while the commissioner will not give details on the shooting, there is one eyewitness, Ms. Angela Jackson, and she described Detective Reagan as being angry and agitated immediately before the incident.
Komiserin, vurulma olayıyla ilgili bilgi vermeyecek olmasına rağmen bir görgü tanığı çıktı, Bayan Angela Jackson ve Dedektif Reagan'ın, kazadan hemen önce kızgın ve tedirgin olduğunu ifade etti.
Well, other witnesses on the street also described Detective Reagan as... being agitated.
Ayrıca sokaktaki diğer görgü tanıkları da Dedektif Reagan'ı tedirgin olarak tanımladılar.
That's what the witnesses have described.
Görgü tanıkları böyle söylemişti.
Is there anything going on in your personal life right now that might cause this, as you described, uncharacteristic outburst?
Sizin karakterinizin uygun olmayan bu harekete yol açabilecek bir şey oluyor mu hayatınızda?
I admit that I might be childish, just like how Shen Chia-Yi described me.
Tam da Shen Chia Yi'nin ifade ettiği gibi çocuksu olabilirim.
Thanks... by the way, that square thing is a Hampton bolt and what you just described is a manacheck maneuver.
Sağ ol. Bu arada o kare şey Hampton cıvatası ve tarif ettiğin de Manacheck manevrası.
Rudolf described the way really well.
- Rudolf gayet iyi tarif etti. - Demek öyle.
DEEPAK SHIMKADA : In the Mahabharata, 46 different types of weapon are described.
Mahabharata'da kırkaltı çeşit silah tanımlanmıştır.
There were other signs and portents that were seen around the same time that were described as a crucifix in the sky.
Yakın zamanlarda, görülen önemli başka işarteler de olmuştu, bunlar da gökyüzünda haç olarak tanımlanmıştı.
SHIMKADA : In the Mahabharata, 46 different types of weapon are described, and each one has a specific function.
Mahabharata'da, 46 farklı çeşit silah tanımlanmıştır herbirinin farklı bir fonksiyonu vardır.
Brahmastra is described as the ultimate weapon. Once it is launched, it will simply burn everything, so it will incinerate the entire universe.
Bir kez fırlatıldı mı, herşeyi yakıp kül eder, bütün evreni yokedecektir.
What blew my mind was that he had never never met Lane Andrews and had no knowledge of her experience, yet he described a phenomenon, that was amazingly similar :
Aklımı başımdan alan ise Lane Andrews'le hiç ama hiç tanışmamış, onun deneyimini bilmiyor, buna rağmen olayı inanılmaz benzer bir şekilde anlatıyor :
They were discovered by Soviet troops, in various stages of what can only be described as being mutilated
Sadece mutasyona uğramış olarak tanımlanabilecek, farklı durumlarda ölmüş olarak Sovyet ordusu tarafından bulundular.
But of all the weapons described in the Mahabharata, perhaps the most deadly was a device called the Brahmastra : a weapon that the texts warned was never to be used.
Brahmastra denilen alettir. Asla kullanılmaması yönünde kitabın uyardığı bir silah. Brahmastra kullanılacak en son silah olarak tanımlanır.