English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Didn't see it

Didn't see it Çeviri Türkçe

2,964 parallel translation
Just because it's the end, He didn't even text me to see if I got home safe.
Her şey bitmiş olabilir ama insan en azından eve sağ salim gittin mi diye mesaj atar.
He dropped you off at the hotel and didn't come up for "it's good to see you" sex?
Seni otele bırakıp "seni görmek güzel" seksi için gelmedi mi yani?
Well, see, I would do it if it didn't involve labor.
Çalışmayla karıştırmazsam yaparım.
don't think i didn't see it. come on.
Görmediğimi de sanma Hadi
Well, you didn't see what led up to it.
Olayların oraya nasıl geldiğini görmedin.
I didn't see it as a fun trip.
Ciddi bir şeydi. Bir görevimiz cardı.
I guess they didn't want to see it.
Görmek istemediler galiba.
I left the movement for the same reason I joined it, because I didn't want to see good people's lives thrown away for nothing.
Harekete katılma sebebimle ayrılmam sebebim aynıydı. İyi insanların hayatlarının boş yere mahvolmasını istemiyordum.
- Didn't even see it!
- Görmedin bile!
Sure I had to see an guy twig and berries, but at least it bought me a meal that didn't come in a lunch box.
Daltaşak bir adam gördüğümden emindim ama en azından öğle yemeği kutusunda gelmeyen bir et aldı bana.
I just didn't know where the plunger was, so don't be caught off guard when you see it.
Sadece pompa nerede bilmiyordum, yani görünce şaşırma.
Jesus, I am so sorry. I didn't see you. It was an accident.
- Seni görmedim, kazayla oldu.
Gosh, you didn't see it?
Görüyor musunuz?
I didn't see it. It means you're doing good for yourself.
Kendine iyilik etmişsin işte.
- Luckily the cop didn't see it. You would have been fined.
- Neyse ki polis görmedi, yoksa ceza alabilirdin.
If I didn't see it with my own eyes, I wouldn't believe it.
Kendi gözlerimle görmeseydim buna inanmazdım.
I didn't get a chance to read it, but I did see the author picture and he...
Ama yazarın fotoğrafını gördüm ve...
Talk to the case officers who didn't see fit to make it today, and "thank" them.
Olayı atlayan dava memurlarıyla görüşün ve onlara "teşekkür" edin.
I didn't even see where the gun came from, it happened so fast.
Tabancanın nerden geldiğini göremedim, her şey çok hızlı gelişti.
Yeah, well, you didn't see one at the Marina because it was a god damn mime.
Şey, onlardan birini görmedin rıhtımda, çünkü o lanet bir pandomimciydi.
If you didn't want me to see it, why's it just lying around?
Görmemi istemediysen, neden ortada duruyor?
You see, for Toti, it didn't matter if people owed 15 million or 15 thousand.
Gördüğünüz üzere, Toti için insanların ne kadar borcu olduğu önemli değildi.
I scored a penalty and dad didn't see it!
Penaltıdan gol attım ama babam görmedi!
I... I didn't really see it.
Cidden... hiç görmedim.
See, he said "Trying my temper," and acted like I tried it and didn't like...
Görüyorsunuz, "Sabrımı zorluyorsun." dedi ve denemiş de hoşuna gitmemiş gibi davrandı...
Didn't you see it?
Görmedin mi?
You knew this all along, but you didn't want to see it.
Başından beri biliyordun. Ama görmezden geldin.
- Too quick, I didn't see it.
- Çok hızlıydı, anlamadım.
I wanted her to stay here, and Dad said it was okay as long as he didn't see it.
Onun burada kalmasını istedim, babam da "Ben görmediğim sürece olur." dedi
You didn't, see where it got you.
Sen ödemedin, geldiğin hale bak.
Nate said he didn't see it at her hotel.
Nate, otel odasında görmediğini söyledi.
You didn't see it.
Sen görmedin.
That didn't even see what I thought was most special about it.
Özel noktalarını bile göremiyorlardı.
because I didn't see your car out front. I left it at work.
- Arabanı görmediğim için girdim içeri
Truth is, I didn't see it go down.
Gerçek şu ki, çocuğun vurulduğu anı görmedim.
I didn't see it very much after that.
Sonrasında çok nadiren görülür oldu bunlar.
I know, I didn't see it coming.
Biliyorum, bunu tahmin edemedim.
I didn't do so well talking shit back, so I don't see the point in talking about it.
Karşılık vermeyi o kadar iyi beceremezdim. Meseleyi anlamazdım. Oradan uzaklaşırdım.
I didn't see it.
Anlayamadım.
You see? You didn't deny it.
Gördün mü, bunu inkar etmedin.
You know how it is, Demps. I didn't want you to see me...
- Neden olduğunu biliyorsun Demps.
- He didn't see it that way.
- O böyle düşünmüyor.
Oh, I'm sorry. I didn't see your name on it.
Affedersin üstünde adının yazdığını görmemişim.
"I think he ate him, but I didn't see it"?
Sanırım onu yedim ama göremedim mi?
But although the world watched, it didn't see the whole story.
Ama dünya bunu izlemiş olmasına rağmen tüm hikâyeyi görmedi.
It can even make you see things that didn't happen.
Gerçekte olmayan şeyleri olmuş gibi görmeni sağlayabilir.
It didn't feel like we put the flag in it'cause you couldn't see.
Bayrağı dikmiş gibi hissetmiyoruz çünkü ne olduğunu görmüyoruz.
She tried to kill herself, but she didn't want to die. She called you right after she did it because she wanted him to find out she was hurt and come see her.
Seni hemen sonrasında aradı çünkü yaralandığını onun öğrenmesini istiyordu ki onu görmeye gelsin.
I.. I didn't see it in there.
Oradayken farketmedim.
One of the younger dons mentioned it was a pity we didn't see more people like that coming to Oxford.
Genç hocalardan biri söz etmişti. Keşke böyle insanlardan Oxford'da daha çok olsa demişti.
I see you didn't open the wine I brought, so I am taking it with me.
Görüyorum ki aldığım şarap henüz açılmamış ben de geri götüreyim bari.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]