Dismiss Çeviri Türkçe
1,185 parallel translation
The loyalty that you would so quickly dismiss does not come easily to my people, Gul Macet.
Sizin hemen terk ettiğiniz sadakatiniz benim halkımda çok zor elde edilir, Gul Macet.
And if he could not find a role for himself in peace we can pity him, but we shall not dismiss him.
Ve barışta kendine bir rol bulamadıysa eğer ona merhamet gösterebiliriz, ama onu terk edemeyiz.
Dismiss me.
Benim gitmeme izin ver.
- Dismiss me.
- Benim gitmeme izin ver.
- I tried to help you out of this... but if you ask for jail time, I'm gonna file a motion to dismiss.
- Dave, seni bundan kurtarmaya çalıştım ama hapis talep edersen, davayı reddetme önergesi sunarım.
I didn't dismiss you.
Gitmenize izin vermedim.
We do not dismiss erucic acid out of hand.
Erusik asidi tamamen çöpe atmayacağız.
Your Honour, in light of Miss Vito's and Mr Wilbur's testimony, the State'd like to dismiss all charges.
Sayın Yargıç, Bayan Vito ve Bay Wilbur'un ifadeleri ışığında, savcılık bütün suçlamaları geri çeker.
But if you did, I assure you, the sight of royalty... ... would cause you to dismiss thoughts of bloodshed. You would stand...
Ama çekseniz sizi temin ederim ki kralı görmenizle kan dökme isteği yok olur.
What had arranged a good job, and what she was time of dismiss and to begin to think about the trousseau.
"İyi bir iş buldum, kız istifa etsin ve ona çeyizlik ver." diyecektim.
Don't dismiss this. You're quick to dismiss.
Hemen damgayı yapıştırıyorsun.
Don't dismiss.
Bekle biraz, yapıştırma.
There's a possibility he'll dismiss me from the Council.
Beni Konsey'den kovma ihtimali var.
Dismiss!
Bingo!
- Dismiss.
Bingo!
Class of 1972... dismiss!
1972'liler sınıfı serbestsiniz!
I tell you, if you dismiss my girls tomorrow, it will be wrong!
Yarın kızlarımı kovarsanız, bu bir hata olur!
He said it was wrong to dismiss them.
Onları kovmanın hata olduğunu söyledi.
Those who play for fun, or not at all, dismiss it as a game.
Eğlencesine oynayanlar, veya hiç oynamayanlar, ona bir oyun der geçerler.
Parade, dismiss!
Bölük dağılabilirsin!
- lf I dismiss my attorney may I then speak?
- Avukatımı azledersem konuşabilir miyim?
- You must dismiss it from your mind.
- Bilemezdin ki, Edwin.
You can't dismiss me that easily.
Beni bu kadar kolay başından savamazsın.
I'm sorry, but I can't dismiss those lives so easily.
Kusura bakma ; fakat o hayatları öyle kolayca aklımdan çıkaramam.
The child moves to dismiss.
Çocuğu bırakın.
How dare he dismiss my kung fu!
Benim kung fu'mu nasıl küçümser!
Now they dismiss us without paying.
Şimdi bizi gönderiyorlar.. ... Hem de ödeme yapmadan.
Before I leave this shitty town... I'm going to find someone who's going to come clean... and we're going to dismiss your bullshit claim.
Bu lanet kasabayı terk etmeden önce her şeyi anlatacak birini bulacağım ve sizin şu saçma iddianızı düşüreceğim.
And Jung would dismiss it as an anger-induced synaptic anomaly.
Ve Jung öfkeli sinirsel anomali olarak bunu bırakır.
Why do you dismiss her like some useless "t'ooho'mirah"?
Neden onu işe yaramaz bir "t'ooho'mirah" gibi reddediyorsun?
Don't dismiss any possibility.
Hiçbir olasılığı göz ardı etme.
But current scientific methodology allows us to dismiss superstitions and concentrate on scientific reality.
Ancak mevcut bilimsel yöntemler bizim batıl inançtan kurtulup bilimsel gerçeklere odaklanmamızı sağlıyor.
I am saying, when you hear one thing, you dismiss it.
Bir şeyi bir kere duyar, aldırmazsınız.
You hear two, you dismiss it, but when severaI- - several weII-respected members... and former members of the Virginia State LegisIature- -
İki kere duyar aldırmazsınız. Ama defalarca defalarca Virginia eyaletinin yasama meclisinin son derece saygın eski ve yeni üyeleri tarafından...
Chief of the Boat, dismiss the crew.
Gemi Amiri, mürettebat dağılsın.
Dismiss the crew.
Mürettebat dağılsın.
Either you produce the files or I dismiss the indictment.
Ya dosyaları verirsiniz ya da davayı düşürürüm.
Dismiss your attendant there.
Hizmetkarınızı da yollayın.
Your government can dismiss this as an isolated incident.
Hükümetiniz olayı yerel olarak sınıflandırıp dosyayı kapatsın.
- Then don't dismiss me.
- O zaman izin verin.
Oh, oh, let's not dismiss the element of danger.
Çok da heyecan vericiydi. Ama tehlike faktörünü göz ardı etmeyelim.
I'm sure you can, but they can't dismiss Webb as easily as you or me.
Eminim yapabilirsin ama Webb'i, benim ya da senin kadar kolay reddedemezler.
We have insufficient evidence to dismiss either conclusion.
Her iki durumu da, göz önünde bulundurmak için elimizde yeterli kanıt var.
If you don't mind, I'd like to hear her explanation before we dismiss it.
Eğer sakıncası yoksa, onun bu konudaki açıklamalarını dinlemek istiyorum.
From the volume of student complaints, he was pretty quick to dismiss my concerns.
Endişelerim konusunda beni oldukça çabuk rahatlattı.
Why did you dismiss Abigail Williams?
Abigail Williams'ı neden işten attınız?
I wouldn't dismiss him lightly.
Ben olsam onu kovmazdım.
Hmm. You dismiss her beauty and good nature.
Onun güzelliğini ve iyi karakterini göz ardı ediyorsunuz.
It is also my task, may I remind you to dismiss those staff who persistently overstep the mark.
Ayrıca, hatırlatmam gerekirse, sürekli haddini asan elemanı kovmak da benim görevim.
Dismiss!
ıska!
Dismiss me?
Gönderiyor musunuz?