Disrespectful Çeviri Türkçe
806 parallel translation
Now, now, don't be disrespectful to me friend Gypo or you'll have me to settle with.
Sakın dostum Gypo'ya saygısızlık yapayım deme yoksa benimle hesaplaşmak zorunda kalırsın.
I hope I don't seem disrespectful, sir, but in my opinion, she stole the show from the late Admiral.
Umarım saygısızlık eder gibi görünmem beyefendi ama bana kalırsa tüm ilgiyi amiralden kendisine çekmişti.
I know I'm being disrespectful to this honourable body...
Biliyorum, bu topluluğa karşı büyük bir saygısızlık bu.
On the other hand, I once had a lady who thought that was disrespectful.
Bunu saygısızca olduğunu düşünen bir bayana da hizmet etmişliğim var.
I have disrespectful children. [Kurt chuckles]
Patavatsız çocuklarım var benim.
He's opinionated, he's conceited, he's arrogant and disrespectful.
Dikkafalıdır, kibirlidir, küstahtır ve saygısızdır.
I meant nothing disrespectful to the flag of France, sir.
Fransa bayrağına saygısızlık etmek istemem.
An inferior officer was disrespectful with a superior magistrate in the gravest manner.
Alt kademedeki bir memur amirine ciddi bir şekilde saygısızlık yaptı.
It wouldn't be disrespectful to Jessie for just the three of us to have a quiet Christmas Eve.
Sadece üçümüzün sakin bir Noel arefesi geçirmesi Jessi'ye saygısızlık olmaz.
It wouldn't even be disrespectful to have a few people in.
Hatta bir kaç kişi davet etmekte saygısızlık değil.
Don't be disrespectful to me.
Bana saygısızlık etme.
You make respectability sound disrespectful.
Saygınlık kelimesini bile saygısızca söylüyorsun.
I was disrespectful.
Ben saygısızlık yaptım.
Don't be so disrespectful to my steersman!
- Bayım benim dümencime saygısızlık edemezsiniz!
On the contrary, he's rude, disrespectful, self-centred and discourteous.
Aksine, kaba, saygısız, terbiyesiz ve kendini beğenmiş biri.
Don't be disrespectful.
Saygısızlık yapma.
I think it was disrespectful.
Bu saygısızlık.
It was insolent, disrespectful.
Saygısızcaydı.
I'm terribly sorry. We didn't mean to be disrespectful.
- Saygısızlık yapmak istememiştik.
That's a bit disrespectful.
Bir çift saygısız.
They get disrespectful.
Saygısızlaşıyorlar.
Don't be disrespectful.
Saygısızlık etme.
You seem to feel it would be disrespectful not to discuss you
Sanki sizi tartışmamamızın saygısızlık olduğunu düşünüyor gibisiniz.
Is not pointing your swords, while facing the emblem of the Shogunate considered disrespectful? !
Shogun'un amblemine bakarken kılıçlarınızı doğrultmanız saygısızlık kabul edilmez mi?
I wouldn't dare bother you If anyone in my residence dares to be disrespectful just let me know
Sizi çok yoruyorum benim yerim de herhangi biri sana saygısızlık yaparsa bana söylemen yeterli
- And he was disrespectful.
- Ve çok saygısızdı.
Are you disrespectful to elders?
Büyüklerine saygısız mısın?
How disrespectful!
Terbiyesiz şey!
The word is considered disrespectful and citizens should be actively discouraged from its use.
Bu saygısız bir ifadedir ve vatandaşların onu kullanmaları aktif olarak engellenmelidir.
It's disrespectful.
Saygısızca. - O ölü.
Not to be disrespectful to elders
"Büyüklere saygılı ol" der!
I don't mean to be disrespectful, but I think that he's a good priest.
Saygısızlık etmek istemem ama onun iyi bir rahip olduğunu düşünüyorum.
Abbot, they are disrespectful.
Baş Rahip, Bunlar çok saygısızlar
You have been disrespectful to us once too often.
Son günlerdeki saygısızlıkların yetti artık.
Vandalous, disrespectful, Pathetic excuse for a living creature.!
Seni vandal, saygısız... yaşayan mahlukat müsveddesi!
Look, the goddamn nigger was disrespectful.
Bakın, kahrolası zenci saygısızdı.
You said he was disrespectful.
Saygısız olduğunu söyledin.
So disrespectful.
iyice küstahlaşmışsın!
Disrespectful punks.
- Saygısız bacaksızlar. - Evet.
"You forgot ugly, lazy and disrespectful."
"Çirkin, tembel ve saygısız demeyi unuttun."
Master Saburo is blunt... perhaps even disrespectful.
Efendi Saburo'nun duyguları körelmiş hatta davranışı da saygısızca olabilir.
Look, I don't care if you're arrogant or disrespectful.
Kendini beğenmiş ya da saygısız olman umurumda değil.
Do you have any idea how disrespectful that is?
Bunun ne kadar saygısızca olduğunun farkında mısın?
- He was disrespectful to me.
- Bana saygısızlık etti.
It's disrespectful. Don't you agree, Ralph?
Saygısızca sence de öyle değil mi Ralph?
That's disrespectful.
- Bunu cebime sen koydun!
"Yes, sir." "No, sir." Never disrespectful.
"Evet, efendim." "Hayır, efendim." şeklinde konuşmuş, saygısızlık yapmamıştır.
He said it was disrespectful to you, so I tricked him into coming up here.
Sana saygısızlık etmek istemediğini söyledi onu kandırıp buraya getirdim.
I apologise for my disrespectful sister.
Saygısız kız kardeşim adına özür dilerim.
"with intent to discredit the administration of the war department, did make a statement highly contemptuous and disrespectful of said administration." Colonel Mitchell, you have heard the charge and the specifications.
Albay Mitchell, İddianameyi dinlediniz.
- Which one of you disrespectful men... been tossin'his dirty drawers in the kitchen trash can, huh? - I don't know- -
- Bilmiyorum- -