English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Ditch

Ditch Çeviri Türkçe

2,654 parallel translation
Uh, "mud in nasal cavity consistent with suffocation in ditch."
"Burun deliklerindeki çamur hendekte boğulmayla uyumludur."
Why don't you ditch that thing and we'll go in and have a drink?
Neden bundan kurtulup, birşeyler içmeye gitmiyoruz?
Had to ditch the crate in the drink, though.
Uçağı suya indirmek zorunda kaldık ama.
No, he's like the kind of guy who would show up in a new place, and he's like, "oh, I'm gonna ditch orientation and go for a swim with a bunch of people I barely know."
Baban kesin oryantasyonu asıp hiç tanımadığı insanlarla gizlice yüzmeye de gider şimdi.
I'd just soon drop you in a ditch by the side of the road.
Beni yol kenarında bir hendeğe atsalar yeter derim.
So when I heard that the judge had actually agreed to move the trial, giving in to Danny Buck's harebrained request, my first thought was, "Oh, shit." Our donkey's in a ditch. "
Bu yüzden hakimin, Danny Buck'ın aptalca talebi karşısında mahkemenin taşınmasını kabul ettiğini duyunca aklımdan ilk geçen şu oldu, "Lanet olsun deli kuyuya taşı attı."
Is it a ditch day? Do we have those here?
İşi ekebiliyor muyuz?
Oh, we should start a ditch day. - Let's do it. - Yeah, we should.
İşi ekme günü diye bir şey mi başlatsak?
Into tround, and they put me inhe ditch.
Ben de bodruma tıkılmış durumdayım.
This young Danish guy was gunned down in a ditch in Afghanistan.
Jyllinge'den gelip 5 bin kilometre uzakta, güney Afganistan'da bir hendekte öldürüldü. - Yapma...
So you're just gonna ditch us, run off and work on some other case?
Yani bizi öylece ekip başka bir davaya mı bakacaksın?
The kiss made me realise that Toshio will fall for you and ditch me instead.
Bu öpücük sayesinde Toshio'nun sana abayı yaktığını ve beni sepetlediğini anladım.
He wants to set up a heavy machine gaun in a ditch and open fire on the retreating Germans.
Bir hendekte makineli tüfeği kurmaya çalışıyor ve çekilen Almanlara ateş açıyor.
You're having me ditch school.
Okula geç kalıyorum.
And Dave England's on the back of it with a parachute, and they're gonna ditch the motorcycle in the air, Dave England's parachute's gonna go up, it's probably not gonna deploy, and he's gonna hit very hard.
Dave England, sırtında bir paraşütle arkada oturuyor tam havadayken motosikleti altlarından atıyorlar Dave England paraşütünü açıyor muhtemelen açılmıyor paraşüt ve sert bir şekilde yere düşüyorlar.
The world needs ditch diggers too, and all that.
Dünyanın çukur kazıcılara da ihtiyacı var ne de olsa.
At the pub, Ray has decided to host a quiz in a last-ditch effort to keep his customers for more than six minutes.
Ray barda bilgi yarışması yapmaya karar verdi. Müşterileri barda altı dakikadan fazla tutmak için son bir çaba.
You up for a good old-fashioned ditch day, hmm?
Eski moda ders asmaya hazır mısın?
In fact, while you were in the bathroom, he was trying to figure out a way to nicely ditch you.
Sen tuvaletteyken, seni ekmek için güzel bir yol arıyordu.
Ditch the other cat. Nice try.
Diğer kediyi yok et.
Ditch the manifesto.
Manifestoyu unut.
8th district...
Ditch Caddesi 4 numara.
Special force.
Ditch Caddesi 4 numara mı?
Then one of his fellow cons took an ax to T-Bag's hand so that they could ditch him... and they leave him there to bleed out.
Sonra mahkûm arkadaşlarından biri baltayla T-Bag'in elini kesti. Ve onu orada ölüme terk ettiler.
He'll ditch the cruiser the first chance he gets.
Fırsat bulduğu ilk anda, arabayı değiştirecektir.
All right, gentlemen. Ditch your dates.
Pekâlâ beyler, silahlarınıza veda edin.
You know, if you ever want to get anywhere with this girl, you gotta ditch that negative attitude.
Eğer bu kızla bir yerlere gitmek istiyorsan önce şu negatif tutumundan kurtulmalısın.
Not giving birth in a ditch.
Tuvalette doğum yapamam.
I've been feeling bad about the whole grope-and-ditch.
Seni öpüp kaçmam konusunda kendimi berbat hissediyorum.
Just don't ditch me for someone less hormonal while I'm gone, okay?
Ben yokken hormonları azmamış birine kaçmaya kalkma tamam mı?
That's near the sewage ditch under the freeway.
Otoyolun altından geçen kanalizasyonun yanında.
Well, I'll bet you we find Kitch's severed head in a ditch in Arizona any day now.
Kitch'in ayrılmış kafasını birkaç gün içinde Arizona'da bir hendekte bulacağımıza iddiaya girerim.
That's a good enough reason to ditch.
Dersi asmak için yeterli bir neden.
Ditch?
Asmak mı?
If your history paper was done, you'd ditch?
Tarih ödevin bittiğinde dersi asacakmısın?
- Best ditch day ever.
- En iyi asma günü. Teşekkürler.
'Cause you found me in a ditch.
Çünkü beni de böyleyken buldun.
Hey, my socks got soaking wet pushing that car out of the ditch, and I don't want to catch a cold.
Hey, o arabayı hendekten çıkarırken çoraplarım sırılsıklam oldu. Üşütmek istemiyorum.
I wouldn't be on you if you didn't put the car in a ditch!
- Arabayı şarampole indirmesen... -... üstünde olmazdım!
Boy, he is never gonna let me forget about putting that car in the ditch.
Tanrım, arabayı şarampole yuvarladığımı bana asla unutturmayacak.
I think it's rude to ditch them because you don't want to deal with it and then rude to come back here and just act like everything's fine.
bence, senin bunu görmek istememen büyük kabalıktır buraya gelip kabalıktan bahsediyorsun ve her şey yolundaymış gibi davranıyorsun
Ditch your clothes and get a tan.
Çıkar kıyafetlerini de yan biraz.
I'd want to ditch the car...
Arabayı bir yere bırakır...
I gotta ditch the clothes on my back and the bag in my trunk.
Yanımda bir çanta eşyam var o kadar. Bagajımda da bir sürü ıvır zıvır, hepsi bu.
Not faux ones who ditch you because a better offer came along or bailed on you because you became single and didn't have a date to Spring Formal anymore.
Başka bir fırsat yakalayınca sizi başından atan ya da baloda artık eşiniz olmadığı için sizi terk eden sahte arkadaş değil.
Look, this guy is getting ready to ditch, and he could be the shooter.
Bak, bu adamı başından atmaya hazırlanıyor ve katil bu adam olabilir.
He could be lying in a ditch somewhere.
Bir hendekte yatıyor olabilir şu anda.
When I was a kid, you know what I used to do on ditch days?
Ben çocukken, okulu astığımda ne yapardım biliyor musun?
They said, if we lost, we'd be back in the ditch for another 20 years.
Kaybedersek, bir 20 yıl daha yeniden çukurda kalacağımızı söylüyorlardı.
Colonel Martin dives into a ditch. He says, " Where is he?
Albay Martin bir hendeğe girip " Nerede?
Stepped in a ditch or something, I don't know.
Bir deliğe filan bastım herhalde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]