Do it for me Çeviri Türkçe
3,460 parallel translation
Do it for me.
Benim için kabul et.
Why go to the trouble of killing myself when there are so many others lining up to do it for me?
Tabii ki hayır. Neden insanlar bunu yapmak için sıraya girmişken kendimi öldürme zahmetine gireyim ki?
Will you do it for me?
- Bunu benim için yapar mısın?
Come on, I know it hurts but do it for me. Come on, Bekir!
Biliyorum acıyor ama lütfen, benim için hadi, hadi Bekir.
You can do it for me!
Benim için bunu yaparsın sen.
Doesn't do it for me.
Ben de bir işe yaramıyor.
Listen, Ruby, if you don't want to do it for me, then do it for Lavon, because... I know that he would really like you to try and fit in here, too.
- Dinle, Ruby, bunu benim için yapmıyorsan, Lavon... için yap, çünkü... burayı uymayı denemen ve başarman O'nu da çok mutlu edecektir.
You're not supposed to do it for me, you're supposed to do it for yourself.
Bunu benim için yapmaman gerekiyor. Bunu kendin için yapman gerekiyor.
Okay, that'll do it for me.
Tamam, bunu kendim için yapacağım.
He's no match for you. Do it for me, for the bar.
Benim için.
- You'd do it for me.
- Sen de benim için yapardın.
- Don't do it for me.
- Benim için yapma bunu.
You'd do it for me.
Benim için aynısını yapardın.
You'd do it for me.
Sen de benim için yapardın.
I wish I had someone to do it for me.
Birinin benim yerime yapmasını isterdim.
I want you to show me you can do it. But now, leave for the evening.
Yapabildiğini görmek isterim ama akşama evden gidin.
It needs to be dark in here for me to do this.
Bunu yapabilmek için içerisinin karanlık olması gerek.
You do realize that if it wasn't for me, you and Mike wouldn't have even met.
Sen de şunun farkına varmalısın eğer ben olmasaydım, sen ve Mike karşılamazdınız bile.
Since I'm Tae Joon's Senior, it's okay for me to do that, right?
Sonuçta Tae Joon'nun okuldaki üst sınıftan biri olduğuma göre, yapabilirim değil mi?
Yeah, I'll be starting with Ray, but eventually, you and I are gonna tangle, and when we do, it's not going to be good for you, you understand me?
Evet, önce Ray'le başlarım eninde sonunda sen de olaya karışırsın ve durum senin için iyi sonuçlanmaz. Anladın mı?
Do you need me to spell it out for you?
Senin için hecelememi mi istiyorsun?
If he can do that, then you gotta step it up and get me there so I can vote for him.
O bunu yapabiliyorsa sen de beni ona oy vermem için sandığa götürebilirsin.
Do you think it's easy for someone like me to change her lifestyle for a man?
Benim gibi biri için, bir adam için hayat tarzımı değiştirmek kolay mı sanıyorsun?
You don't mind returning it for me, do you?
Onu benim yerime iade etmen sorun olmaz, değil mi?
Here's the problem- - I'm a private contractor, which means you can't dress me up like a sea hag, or whatever it is you and your seaman buddy here do for fun.
bence bu bir sorun- - ben özel müteaittim, buda demek oluyor ki sen ve denizci arkadaşın beni böyle eğlencesine deniz canavarı gibi giydiremezsiniz
People study for like years to learn this stuff, and you want me to do it in like 20 minutes?
İnsanlar bu işi öğrenmek için yıllarca okuyor, ve sen benden bunu 20 dakika içinde yapmamı istiyorsun?
You know, I think it's really convenient that you're always "about to" do something really nice just before I do something you blame me for.
Sen iyi bir şeyler yapmak üzereyken benim her seferinde suçlanacak bir şeyler yapmam ne büyük tesadüf.
Writing about murder and mayhem is my happy place, but I'm getting to do this now with Kevin Bacon and James Purefoy and Annie Parisse and Shawn Ashmore and Natalie Zea, so it's been very exciting for me to be able to do this,
Cinayet ve kargaşa hakkında yazmak benim mutlu olduğum bir alan ancak bunu şimdi Kevin Bacon, James Purefoy Annie Parisse, Shawn Ashmore ve Natalie Zea ile yapıyorum.
Do you like it too if it is a good thing for me?
Benim için iyi bir şey olmasından sen de hoşlanır mısın?
Since I'm a child, is it okay for me to do whatever I want?
Çocuk olduğuma göre istediğimi yapabilirim o zaman, değil mi?
Do you really think doing it this way would be for me?
Senden böyle bir şeyi gerçekten isteyeceğimi mi sandın?
It's your plan when we get to Hanyang to blame me for making you do everything isn't it?
Hanyang'a gidince tüm suçu benim üstüme atacaksın, değil mi?
For me, it's more kind of just something that I like to do, on my own, you know?
Bana göre, yalnız başıma yapmayı sevdiğim bir şey, anlarsın ya?
Maybe it's only right that the last thing I do on this planet isn't for me.
Belki bu gezegende yapacağım son şeyin kendim için olmaması doğru olur.
Maybe it's hard for you to believe, looking at me, knowing me the way you do, all these years.
Yıllardır beni tanıyıp bildiğin şekilde bakarken inanmak zor gelebilir.
But, you know, then I do the thing with you and you give it to me for $ 175.
Ama bilirsin, şey yaparız seninle ve sen 175'e bırakırsın bana.
Do you think it's, like, a little too slutty for me?
Sanki biraz açık saçık gibi
So that's it? There's nothing you can do for me?
Ne yani, bu kadar mı, yapabileceğin bir şey yok mu?
I can't do it, it's too risky for me.
Bunu yapamam, benim için çok riskli.
It'd be good for him to see me do something extraordinary.
Sıradışı bir şey yapıyor olmamı görmeleri çok iyi olacak.
What do you mean, it ain't for me?
- Ne demek bana göre değil?
'Cause I said, if the sack's full when we get to the woods, then it won't be me. I said, if it don't mean for me to do it the sack will not be full and I will turn up the next row.
Çünkü dedim ki, biz koruluğa varınca, eğer çuval doluysa elimden ne gelir... dedim ki, yok eğer koruluğa geldiğimizde... çuval boş olursa, ben de bir sonraki sıraya geçerim.
Do you know how shitty it was for me to get that response from you?
Senden bu tepkiyi almak benim için ne kadar rezil bir durum olduğunu biliyor musun?
We've grown a bit, so this is now a time for me to do it.
Biraz büyüdük, şimdi böyle yapma zamanı geldi.
Do you ever think about what it's like for me to be stuck here?
Buraya çakılıp kalmanın Nasıl bir şey olduğunu hiç düşündün mü?
Too bad you didn't do it earlier, you could have worked for me.
Ama bunu önceden de yapabilirdin. Bana çalışabilirdin.
I forgive you for doing whatever it is that you needed to do in order to win me back.
Seni afedebilirim bu yüzden
It made me understand how important it was to wait for the right guy to come along and how special it will be when I finally do share myself with him.
Beni güçlendiriyor.. anlamamı sağolıyor Ve doğru kişyi bulmamın önemini de
Fresh prospects, let's hear it. What do you got for me?
Taze yetenekler, dinleyelim bakalım benim için neyiniz varmış.
What did I do to god for hate me? It's like
Tanrıya benden nefret etmesi için ne yaptım?
If you won't do this for me, Machete, do it for her.
Bunu benim için yapmazsan Machete onun için yap.
do it 5363
do it anyway 19
do it right now 27
do it for yourself 17
do it up 17
do it later 23
do it today 16
do it tomorrow 16
do it to me 21
do it now 637
do it anyway 19
do it right now 27
do it for yourself 17
do it up 17
do it later 23
do it today 16
do it tomorrow 16
do it to me 21
do it now 637
do it again 594
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
for me 3075
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
for me 3075