Doesn't it Çeviri Türkçe
64,935 parallel translation
But it doesn't have to happen today.
Ama bugün olmak zorunda değil.
It doesn't mean they don't love each other.
Bu birbirimizi sevmediğimiz anlamına gelmiyor.
It just... doesn't always work out that way.
Sadece... bazen işler yolunda gitmiyor.
- It just doesn't...
- Selam Lucifer.
I mean, how is it the only person infatuated with me is someone who doesn't even know me?
Nasıl olur da bana abayı yakan tek kişi beni hiç tanımayan birisi olur ki?
Hey, it doesn't matter... except something still bothers me.
Sorun değil fakat hâlâ aklımı kurcalayan bir şey var.
It doesn't tell us where he actually is, hence "medium" news.
Şu anki yerini bilmiyorum. Bu yüzden normal bir haber.
It doesn't change the fact that...
Gerçekleri değiştirmez.
Yeah, but it doesn't work.
Evet ama işe yaramaz.
I told you, it doesn't work.
Sana işe yaramadığını söyledim.
It doesn't matter!
- Bu önemli değil!
What if it doesn't work?
Ya bu işe yaramazsa?
Sometimes it doesn't.
Bazen de yaramaz.
Your hand print doesn't open this room because it's not for you.
El izin bu kapıyı açmıyor çünkü burası senin için değil.
But it doesn't make any sense.
Evet ama bunun bir anlamı yok.
He doesn't feel safe talking about it on the phone.
Telefondan konuşmanın güvenli olmadığını söyledi.
- Doesn't it, babe?
Değil mi bebeğim?
My leg, it doesn't hurt anymore.
Bacağım, artık ağrımıyor.
Well, it doesn't prove anything, but it just increases the probability that her attacker lives locally.
Bir şey kanıtlamasa bile saldırganın buranın yerlisi olma ihtimalini artırır.
If it was made there, it doesn't mean it was bought round here.
Burada yapılmış olması illa ki buradan alındığı anlamına gelmez.
Well, it doesn't make sense.
Mantığıma oturmuyor.
All the problems that you guys have been having, it doesn't matter now.
Aranızdaki sorunların artık bir önemi yok.
It just doesn't make sense. Any of it.
Aklım mantığım almıyor.
I want you to know, it doesn't matter how long ago this was.
Üstünden ne kadar zaman geçtiği önemli değil, bunu bilmeni istiyorum.
Doesn't look like it from your face.
- Yüz ifaden hiç de öyle söylemiyor.
That doesn't narrow it down, Miller, that makes it wider.
Bu durumda şüpheli listemiz kısalmaktan çok uzar.
But as with so many unfortunate events in life, just because you don't understand it, doesn't mean it isn't so.
Ancak hayatta başımıza gelen birçok talihsiz olay gibi, bir şeye anlam verememeniz, gerçekleşmediği anlamına gelmez.
But it doesn't explain why we're being sent to live with him.
Ama bu, bizi buraya göndermelerinin nedenini açıklamıyor.
- Doesn't it?
- Değil mi?
But if it doesn't work, the problem has to be eliminated.
Ama işe yaramazsa bu sorun halledilecek.
I mean, it doesn't make sense, unless MacLeish... Wanted him silenced.
Hiç mantıklı gelmiyor, tabii MacLeish susmasını istemediyse.
But if it doesn't, I believe the parasite can somehow alter its genetic code.
Ama ölmezse... Parazitin bir şekilde geneteik kodunu değiştireceğine inanıyorum.
It doesn't make sense!
Azıcık bile.
- It doesn't matter.
Önemli değil.
It doesn't matter who I am, it matters what I got.
Kim olduğum değil, ne getirdiğim önemli.
Well, that solves your problem, But it doesn't solve mine.
Sorunlarını çözmüşsün ama benimkiler öylece duruyor.
It doesn't feel like that to me.
- Bana öyle gelmiyor.
But it doesn't matter.
Ama bunun bir önemi yok.
It doesn't feel very good... when people you don't know come into your house and steal your shit, does it?
Tanımadığın insanların evine girip eşyalarını alması hiç de hoş değil, değil mi?
When it comes time, she's gonna know not to date anyone who doesn't eat steak.
Zamanı geldiğinde, biftek yemeyen biriyle buluşmaması gerektiğini de öğrenecek.
It doesn't matter.
Önemli değil.
As long as they never activate it, it doesn't matter, right?
Bunu kullanmadıkları sürece bir önemi yok değil mi?
I know, it doesn't feel like it.
Öyle gelmediğini biliyorum.
It doesn't seem to bother her, but still...
O bu durumdan rahatsız değil ama yine de...
It doesn't work like that.
Ama o şekilde yapamıyoruz.
Guys, I don't wanna get technical on ya, but that commercial... it doesn't actually belong to you.
Beyler, çok teknik muhabbete girmek istemiyorum ama o reklam esasında size ait değil.
Look, I really appreciate what you're trying to do here... all this technology... but it doesn't solve cases, cops do.
Bak, burada yaptığın şeyi gerçekten takdir ediyorum. bütün bu teknoloji falan. ama davayı teknoloji değil polisler çözer.
She doesn't know that you're her son and it has to stay that way.
Annen onun oğlu olduğunu bilmiyor ve böyle kalmak zorunda.
What the world doesn't know... It was downed on purpose by us.
Dünyanın bilmediği şey uçağın bizim tarafımızdan bilerek düşürüldüğü.
Mm. Doesn't looked like it stopped to me.
Bana pek durmuş gibi gelmedi.
It doesn't... It doesn't matter, not now.
Önemli değiller, şimdi olmaz.
doesn't it bother you 35
doesn't it hurt 22
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
doesn't it hurt 22
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322