Don't do that to yourself Çeviri Türkçe
81 parallel translation
Oh, I'm afraid that's one thing you don't know how to do, not for yourself, anyway.
Korkarım anlamadığın birşey var. En azından kendin için.
I don't believe that But you know, all I have to do is waltz you around for about seven days, at which time you'll belly stick yourself.
İnanmıyorum, ama biliyor musun, bütün yapmam gereken, seni etrafta 7 gün dolaştırıp, karnının vücuduna yapışmasını beklemek.
You don't have to do anything for me... but just don't kid yourself that you're doing this show... for any other reason except guilt about me.
Benim için bir şey yapmana gerek yok. Sadece bunu yapmanın tek nedeninin bana karşı suçluluk hissetmen olduğunu yadsıma.
Don't do that to yourself!
Sakın bunu yapma!
So don't ever do that to yourself, all right?
- Bunu kendine yapma, tamam mı?
Don't do that to yourself.
Bunu kendine yapma.
- Don't do that to yourself.
Kendini hırpalama.
Goddamn it, don't do that to yourself.
Kendini suçlama.
Don't do that to yourself.
Kendini suçlama.
At Globo Gym we that understand "ugliness" and "fatness" are genetic disorders, much like baldness or necrophilia, and it's only your fault if you don't hate yourself enough to do something about it.
Biz Globo Gym'de "çirkinliği" ve "şişmanlığı" genetik düzensizlik olarak görürüz, aynı kellik ve nekrofilya gibi. Eğer kendinden bunu değiştirecek kadar nefret etmiyorsan senin suçundur.
There is something about yourself that you don't know, something that you will deny even exists until it's too late to do anything about it.
Kendinizle ilgili, bilmediğiniz bir şey vardır. İnkar edeceğiniz bir şey. Varlığını, onunla ilgili bir şey yapmak için çok geç olana kadar sürdürse bile.
Imagine that, when you downloaded this little girl... I was sitting by your side saying, "Stop. Don't do that to yourself."
Şunu düşün, bu kızı internetten indirdiğinde... yanında oturmuş sana diyorum ki, " Dur.
You know, I don't mean to impose, but do you have a picture of yourself... that I could tape to the back of Lois's head?
Biliyorsunuz sizi etkilemeye çalışmıyorum, ama eğer bir resminiz varsa... Lois'in aklından geçenleri ölçebilirim ne dersiniz?
How do we know that you're not just making this story up so you don't have to make the sacrifice yourself?
Bu hikayeyi uydurup, kendi hayatınızdan fedakarlıkta bulunmadığınızı nereden bileceğiz?
Just - they don't think like that, alright, so all you have to do is be yourself.
Sadece onlar böyle düşünmüyor. Tek yapacağın kendin olmak.
No, don't do that to yourself.
Hayır, bunu kendine yapma.
Bree, don't do that to yourself.
Bree, kendine bunu yapma.
Don't you do that to yourself, young man.
Bunu kendine yapma, genç adam.
You don't want to do that. You said yourself you haven't killed anybody.
Kimseyi öldürmediğini kendin söyledin.
Don't do that to yourself.
Kendine bunu yapma. Pekala, şuna bak.
Why don't you just tell them to go to hell and do something. Something that you really love, something for yourself?
Neden onlara canınız cehenneme deyip gerçekten sevdiğin bir şeyi kendin için yapmıyorsun?
Come on, don't do that To yourself.
Haydi ama, kendine eziyet etme.
So whatever you want to do to yourself, Please don't do that to me.
Kendine ne yapmak istiyorsan Iütfen bunu bana yapma.
Don't do that to yourself.
- Böyle deme.
I'm trying to do something that people, yourself included, don't understand.
Siz dahil, insanların anlamadığı bir şey yapmaya çalışıyorum.
Don't do that to yourself.
Kendine böyle yapma.
But you don't have to do that by yourself.
Fakat bunu yalnız yapmak zorunda değilsiniz.
I don't know everything about you, but I do know that you work really hard to understand yourself.
Haklısın, seninle ilgili bilmediğim birçok şey olabilir ancak kendini geliştirmek için vermiş olduğun onca çabanın farkındayım.
Don't do that to yourself.
Kendine böyle davranma.
Come on, darling, you don't need to do that to yourself.
Kendine bunu yapmana gerek yok.
But if you don't want to do this, if you think that it's wrong, then stop talking about it and stop torturing yourself, stop torturing me.
Ama bunu yapmak istemiyorsan ve yanlış olduğunu düşünüyorsan, o zaman bunun hakkında konuşmayı, kendine ve bana işkence etmeyi bırak.
We do like the fans and enjoy reading the publicity about us, but from time to time, you don't realise that it's actually about yourself.
Bu bir bedel. Hayranlarımızı seviyoruz ve hakkımızda yazılanları okumaktan keyif alıyoruz. Ama zaman zaman yazılanların... aslında sizin hakkınızda olduğunu fark edemeyebiliyorsunuz.
I understand if you wanna say no to all that, but I don't even think you've asked yourself, do I want it?
Eğer bunların hepsini reddedersen anlarım, ama bence daha kendine isteyip istemediğini bile sormadın değil mi?
Okay, look, come here, don't do that to yourself.
Bak, kendine eziyet etme.
Why don't you just go do that to yourself, Meg?
Neden bunu gidip kendine yapmiyorsun? Meg.
Don't do that to yourself.
Kendine bunu yapma.
No, don't do that. Don't compare yourself to me.
Hayır, yapma ama kendini benle hiç kıyaslama
And that means you don't have to do everything yourself.
Ve bunun anlamı, her şeyi kendiniz yapmak zorunda değilsiniz demek.
Don't do that to yourself, Elaine.
Kendine bunu yapma, Elaine.
Carol, don't do that to yourself.
Kendine öyle yapma Carol.
Do yourself a favor and don't let that potential go to waste.
Kendine bir iyilik yap ve o potansiyeli harcama.
Jack, don't do that to yourself.
Jack, kendine bunu yapma.
Yeah. Well, you don't have to do that part by yourself.
- O kısmı tek başına yapmak zorunda değilsin.
How do you manage to do all that and keep it to yourself? I don't know.
- Bu kadar şeyi kendine saklamayı nasıl beceriyorsun?
Bill, don't do that to yourself.
Bill, kendini aşağılama.
Don't do that to yourself, Clint.
Kendine bunu yapma, Clint.
Does that mean you yourself don't know what to do?
Kendinin de ne yapacağını bilmediğin anlamına mı geliyor bu?
No, and I don't understand why you'd do that to yourself.
Hayır, ve bunu kendine neden yaptığını anlayamıyorum.
And you don't need the likes of Geoffrey Nicholson to make your life difficult, because you do that perfectly well by yourself!
Ve hayatını zorlaştırman için Geoffrey Nicholson gibilerine ihtiyacın yok, çünkü sen bunu kendi başına gayet iyi beceriyorsun.
Don't do that to yourself, April.
Kendine bunu yapma, April.
- Don't do that to yourself.
Bunu kendine yapma.