English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't forget this

Don't forget this Çeviri Türkçe

606 parallel translation
Uh, don't forget, I own the joint, so nothing about this in the comment box.
Unutma, buranın sahibiyim. Şikayet kutusunda bir şey olmasın.
I don't want to forget this.
Bunu unutmak istemiyorum.
- Now, don't forget, a lot depends on this.
- Unutmayın, her şey buna bağlı.
Mata, if you don't help me forget this ghastly business for a few hours, I'm going insane.
Mata, bu korkunç işi bir kaç saatliğine unutmama... yardım etmezsen aklımı kaçıracağım.
But don't forget, this is a white woman.
Ama sakın unutma, bu bir beyaz kadın.
And don't forget, we're going shopping this afternoon.
Unutma, öğleden sonra alışveriş yapacağız.
And this time, Jean, don't forget to take your candlesticks with you.
Ama bu sefer giderken, şamdanları da yanına almayı unutma.
Now, Madeleine, no matter how close you may be to this American don't forget that you and I are closer still.
Madeleine, bu Amerika'lıyla ne kadar yakın olursan ol ikimizin daha yakın olduğunu unutma.
Well, don't forget, this penny-ante guy asked you in a nice way.
Unutma, bu önemsiz adam sana kibarca sordu.
You don't want to forget this.
Bunu unutmak istemezsin.
- They don't forget. Not in this town.
- Hiç unutacak gibi değiller.
- Don't forget, I started this whole thing.
- Unutma, tüm bunları ben başlattım.
Oh, Monsieur, don't forget this.
Oh, Monsieur, bunu unuttunuz.
If you're thinking of throwing the cops at me... don't forget that you've been in this with me.
Polisleri üzerime salmayı düşünüyorsan bu işte benimle olduğunu unutma.
And don't forget to return this sprinkling can.
Ve şu sulama ibriğini geri vermeyi unutma.
Don't forget that. Any scruples I might have had went on the bargain counter when I took this job, but you can count me out of any more murder plans.
Unutmayın.
We're not asking you to forget the man if he's innocent... but we don't want this dragged on and on just to promote circulation.
Adam suçsuzsa onu unutmanızı istemiyoruz, fakat sırf satışı arttırmak için bunun sürdürülmesine karşıyız.
Don't forget that this is not a Wynand project.
Bunun bir Wynand projesi olmadığını unutma.
All right, then, but don't forget this is my idea.
Tamam o zaman ama unutma ki bu benim fikrim.
I am doing this track a favor by entering Gallant Lady, and I want a fair shake, and don't you forget it, you pencil-pusher!
Gallant Lady'yi sokarak bu yarışa büyük iyilik ediyorum. Adil bir yarış isterim. Sakın unutma katip.
- Don't forget this feeling.
- Bu duyguyu unutma.
If you forget this, I won't ever do anything you don't want, I promise.
Eğer bunu unutursan her istediğini yaparım
Don't forget, this is loaded too.
Bunun da dolu olduğunu sakın unutma.
You got me into this - don't forget that.
Beni bu işe sen soktun- - unutma bunu.
Don't forget this - - this is an agent of destruction.
Unutmayın ki, bu bir yok etme aracı.
Don't think I'll forget this in a hurry
Yaptığını bu kadar çabuk unutacağımı mı sandın.
- This time don't you forget to let me know.
- Bu sefer beni haberdar etmeyi unutma.
Don't forget this.
Bunu unutmayın.
Darling, don't forget, this is a night for my drama club.
Sevgilim, bu gece tiyatro kulübü gecem, unutma.
Listen, I'm running this tent and don't forget it.
Şimdi beni dinle, bu çadır benden sorulur, sakın unutma.
- Don't forget this.
- Bunu unutma.
- Don't forget that the fate of this town is in your hands.
- Evet... Montpaillard'ın sakin bir kasaba olması sizin elinizde!
But it was your mother who opened this door, don't forget.
Bu kapıyı açan annendi, sakın unutma.
And don't forget, we have two of the best scientific minds right here on this boat.
Ve bu gemide de, dünyanın en iyi bilim adamlarından ikisi var.
Don't forget my daughter-in-law. This slut!
Kaltak kızıma da selam söyle!
Forget that monkeys have teeth this long, just don't bother.
Uzun dişleri olan maymunları da unutun. Zahmet etmeyin.
Mountain, don't forget this is make-believe.
Dağ, sakın unutma, bu bir kandırmaca.
Don't you forget, doctor... that the man who died over 100 years ago... he did this!
Şunu unutma doktor 100 yıl önce ölen o adam bana bunu yaptı!
Don't forget I wanna play in this game too.
Unutma ben de bu oyunda olmak istiyorum.
And don't forget, if old Kokilikin comes round, I've always got this!
Ve unutma, yaşlı Kokilikin dönerse, bu şeyden çekeceği var!
I bet you'll prepare shish kebab from this bride. Don't forget to invite me.
Bu gelinden köfte yaptığında, yemek için beni de çağırmaya unutma.
He's the commanding officer of this post, and don't you forget it.
O hala bu kalenin komutanı, bunu unutma.
Look, why don't we forget about this?
Bunu niye unutmuyoruz?
Don't forget to see my new film Love and Let Love at the Music Hall this week.
Bu hafta Music Hall'da gösterime girecek olan yeni filmim "Love and Let Love" ı izlemeyi de unutmayın.
Don't forget this, sarge.
Bunu unutma çavuş.
And don't forget don't leave this house.
Ayrıca unutmayın bu evi terketmeyin.
Don't forget, Masters, this is your last chance.
Unutma, Masters, bu senin son şansın.
Later on this evening it'll be 10 o'clock and at 10.30 we'll be joining BBC 2 in time for 10.33, and don't forget tomorrow when it'll be 9.20.
Bu akşam daha sonra 10 : 00 olacak ve 10 : 30'da BBC 2'ye katılıp 10 : 33'e yetişeceğiz. Unutmayın, yarın saat 9 : 20 olduğunda.
Bo ys, don't you e ver forget this principle.
Dostlarım, tek bir prensibi asla unutmamalısınız.
Don't forget how you got this job.
Bu işi nasıl aldığını unutma.
Don't forget, this day is the record run.
Bugün rekor sayıda izleyici var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]