English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't say any more

Don't say any more Çeviri Türkçe

152 parallel translation
I don't have to make any more arrests tonight for, say, the usual 3,000.
,... mesela her zamanki 3000'de anlasırsak... ,... başka tutuklama yapmama gerek kalmaz.
Except for waiters and taxi drivers... and they don't count... that's four more words than I've said any night in the past three weeks.
Garsonlar ve taksi şoförleri hariç, ki onlar da sayılmaz zaten son üç hafta toplamda söylediklerimden beş kelime daha fazlası ediyor.
I don't think I'll say any more without my lawyer.
Avukatım olmadan konuşmayacağım.
Please don't say any more.
Lütfen daha fazla konuşma.
I don't like to ask you for anything more because... well, you say you haven't sold any pictures lately.
Senden daha fazlasını istemekten hoşlanmıyorum çünkü... dediğin gibi son zamanlarda hiç resim satamamışsın.
- Don't say any more!
- Sakın başka bir şey söyleme!
I'll say to her, "You and I don't get on any more."
"Ne anlamı var? İkimiz artık geçinemiyoruz." diyeceğim.
- Don't say any more.
- Lütfen daha fazla konuşma.
Don't say any more.
Anlamadığımı bir daha söyleme.
Don't say any more
Daha fazla konuşma.
You don't have to say any more.
Başka bir şey söylemene gerek yok.
I don't think you'd better say any more.
Bence artık devam etmemelisin.
I don't want to say any more about it.
Söyleyeceklerim bu kadar.
- You don't have to say any more.
- Sizinle bir daha konuşmayacağım.
Don't say any more, Mother.
Artık konuşma, anne.
Don't say any more.
Bir şey söyleme.
And now, you don't count any more, poor child, with your smile
şuanda sayılmıyorsun, zavallı küçük kız, tebbessümünle
Don't say any more, please.
Başka bir şey söyleme, lütfen.
- Myra, don't say any more.
- Myra, başka bir şey söyleme.
You don't want me to say that any more, do you?
Bunu daha fazla söylememi istemiyorsun, değil mi?
Don't say any more than that.
Bundan başka hiçbir şey deme.
Don't say any more.
Bir dakika dur.
I don't even know what to say to you any more, Martha.
Ben daha fazla ne diyeceğimi bilmiyorum, Martha.
Don't say any more.
Konuşmuyor musunuz?
DON'T I SAY ANY MORE?
- Daha konuşmayacak mıyım?
If they don't want to fly any more missions, let them stand up and say so.
Daha fazla görev istemiyorlarsa, öne çıkıp bunu söylesinler. - Kesinlikle.
If they don't want any more missions, let them stand up and say so.
Daha fazla göreve çıkmak istemiyorlarsa söylesinler.
Don't say any more.
Daha fazla söyleme.
- MurieI... - No, Claude, don't say any more... don't add anything.
Hayır, Claude, başka bir şey söyleme hiçbir şey ekleme.
Don't you dare say any more.
Bir şey daha demeye cüret etme.
Don't say any more
Yeter konuşma.
I don't want to say any more, okay?
Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum, tamam mı?
Don't say any more.
Başka bir şey söyleme.
Don't you even say hello any more?
Artık merhaba demiyor musun?
I don't think I'm going to say any more.
Başka bir şey söylemeyeceğim.
Then I don't think Captain Wong has any more to say.
Sanırım Yüzbaşı Wong'un eklemek istediği başka bir şey yok.
So I say to her "Don't you love me any more?"
Ve ona "Artık beni sevmiyor musun?" diye sordum.
Mr Baker, I don't want you to call me any more. No, Mr Baker, there's nothing to say.
Bay Baker, artık beni aramanızı istemiyorum.
I don't believe a word you say any more.
Artık dediklerinin tek kelimesine bile inanmıyorum.
- I knew... And don't say you don't have a great picture of the family any more.
- Bundan sonra aileye ait güzel bir resmin olmadığını söyleme artık.
Don't say any more.
Daha fazla konuşma.
Old man, don't say any more.
Kes traşı moruk!
Don't say any more than you have to, unless you want to say something like,
" Siz pisliklerin uğramasına sevindim.
Don't say any more!
Daha fazla konuşma!
Your Honor, I don't wish to waste any more of your time.
Sayın Hâkim, vaktinizi daha fazla boşa harcamak istemiyorum.
So... what do you say we just don't do them any more?
Artık yapmasak ne dersin?
I don't know any more fractions. Okay?
Daha fazla ondalık sayı bilmiyorum.
- Please don't say any more.
- Lütfen daha fazla konuşma.
Don't say any more.
Artık bir şey söyleme.
I counted the days. But I don't know any more.
İlk başlarda, günleri sayıyordum.
You don't live here any more, so you don't vote!
Burada yaşamıyorsun artık, oyun sayılmaz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]