English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't take it personal

Don't take it personal Çeviri Türkçe

90 parallel translation
Don't take it personal, Doc.
Üstüne alinma doktor.
And don't take it personal, Marshal.
Sakin bunu üstüne alinma serif.
For God's sake, Allan, don't take it personal.
Tanrı aşkına Allan, bunu şahsileştirme.
No, fellas. Don't take it personal.
Şahsi olarak almayın ama hayır.
Don't take it personal.
Lütfen kişisel olarak algılamayın.
If I see you in school and I don't say hi, please don't take it personal.
Seni okulda görürsem ve selam vermezsem lütfen bunu üstüne alınma, tamam mı?
Don't you take it personal, but get the hell out of Carbon Canyon.
Siz de kişisel olarak almayın ama Karbon Vadisinden defolup gider misiniz?
Don't take it personal.
Kişisel olarak almayın.
Don't take it personal.
Kişisel bi'şey değildi.
Don't take it personal.
Üstünüze alınmayın.
Oh, that? Don't take it personal.
Üzerinize alınmayın.
Don't take it so damn personal.
Böyle lanet bir kişiye katlanma. Haydi gidiyoruz
Don't take it personal.
Üzerine alınma.
Don't take it personal. You just fucked with the wrong person.
Üstününe alınma ama Mark, yanlış adama bulaştın.
Don't take it personal.
Kişisel olarak algılama.
Don't take it personal-like.
Üzerine alınma.
Jesus, Frank, don't take it personal.
Tanrım, Frank, bunu kişisel olarak alma.
Don't take it personal, X
Kişisel algılama, X.
Don't take it personal.
Bunu kişisel alma.
Don't take it personal.
Kişisel alma sakın.
You don't have to take it so damn personal.
Alınma.
Oh, don't take it personal kid.
Bunu kişiselleştirme evlat.
And if you don't accept it... I will take it as a personal insult.
Eğer kabul etmezsen... bunu şahsıma yapılmış bir hakaret sayarım.
Don't take it personal.
Sakın alınma.
Don't take it personal, hon.
Üzerine alınma tatlım.
- We don't take it personal.
- Zaten bunu kişisel algılamıyoruz.
Don't take it personal, I never see the same psychiatrist twice.
Kişisel sanmayın ama ben asla aynı psikiyatriste iki kez gitmem.
Don't take it personal, Hyde.
Üzerine alınma Hyde.
Yeah, don't take it personal.
Evet, kişisel olarak alma. Tru'yu bilirsin.
Don't take it personal.
Şahsi algılama, sadece sen değil.
- God, don't take it so personally. - It IS personal.
- Bunu şahsi olarak düşünme.
Don't take it personal.
Bunu şahsî algılama.
That wasn't his intention, so don't take it personal.
Kasti bir şey değildi, şahsî algılama.
Don't take it personal when I tell you to...
O yüzden, gitmeni istersem kişisel algılama.
Don't take it personal.
Bunu kişisel olarak algılama.
But don't take it too personal.
Ama fazla kişiselleştirme.
Don't take it personal.
Kişisel olarak alma.
- Don't take it personal.
- Bu olayı kişisel algılama.
I really didn't think you want any houseguests after the whole, you know, garrity thing.Don't take it personal, bro.
Üzerine alınma kardeşim. Nereme alınayım Frank?
Don't take it personal. They do it to everyone.
Kişisel alma, b.unu herkese yapıyorlar.
And you shouldn't take it personal, baby, if I don't seem like all the other mamas-to-be, jumping all over themselves with joy.
Bebek, sevinçten havalara uçan tüm diğer anne adayları gibi değilsem özür dilerim.
So don't take it personal when I say to you you have no idea where I am right now.
Şu anda ne durumda olduğumu bilmiyorsun diyorsam, üstüne alınma.
Don't take it personal... Goliath.
- Alınma Calut.
Don't take it personal.
Üstüne alınma.
Sorry, Simon, don't take it personal.
Özür dilerim Simon, alınma.
Don't take it personal 4 years ago, something happened to the team.
Bunu kişisel olarak algılama. 4 yıl önce ekibin başına bir şey geldi.
Don't take it personal, dude.
Üzerine alınmana gerek yok, dostum.
Yeah, well, don't take it personal, all right?
Evet. Bunu kişisel algılama, tamam mı?
Don't take it personal, Sook.
Bunu kişisel alma Sook.
Don't take it personal, though.
Sakın üstüne alınma.
Don't take it personal, Sam.
Bunu kişisel alma, Sam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]