English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't talk

Don't talk Çeviri Türkçe

22,974 parallel translation
love one another and don't talk to the neighbors.
Birbirinizi sevin ve komşularla konuşmayın.
Wow... Don't talk to me knowing that I'm going through puberty unless you want to fight.
Canın kavga çekmiyorsa ergenlikte olduğumu bile bile benimle konuşmaya çalışma.
Don't call them, talk to them directly.
Arama, onlarla yüz yüze konuş.
Don't talk to me like I'm a child, just'cause I have to tinkle.
Çiş yapmam lazım diye bana çocukmuşum gibi davranma.
Don't talk to my brother that way.
Kardeşimle öyle konuşma.
Why don't we... Why don't we have a drink and talk about killing Ramse?
Azıcık kafayı bulalım da Ramse'den nasıl kurtuluruz, onu bi'konuşalım.
Look for people who twitch, talk to themselves, don't fit in with others, people who stand out.
Ani hareketler yapıp kendi kendine konuşan diğerleriyle arkadaşlık kuramayıp göze batanları aramalıyız.
- I don't want to talk about it.
- Bunu konuşmak istemiyorum.
I said I don't want to talk about it!
Konuşmak istemiyorum dedim!
- I said I don't want to talk about it!
- Konuşmak istemiyorum dedim!
I'd like to talk to him, if you don't mind.
Mahzuru yoksa onunla konuşmak isterim.
Well, if we don't talk, they won't talk.
Biz konuşmazsak onlar da konuşmaz.
Oh, don't talk to me about boundaries.
Bana sınırdan bahsetme sen.
We don't have to talk. It's okay, seriously.
Konuşmaya gerek yok Sorun değil, ciddiyim.
- Okay, don't try to talk now.
- Tamam, şu an konuşmaya çalışmayın.
I just, I don't want to talk about it.
Ben... Ben bu konuda konuşmak istemiyorum.
You don't know what it's like to do this job and not have anybody to talk to about it, except a series of handlers who don't give a shit.
Bu işi yapıp da sikinde olmayan birkaç denetimci haricinde kimseye anlatamamak ne demek bilmiyorsunuz.
Don't talk.
Konuşma.
I know you don't want to talk to me.
Benimle konuşmak istemediğini biliyorum.
That's because I don't talk about it all the time.
Sürekli bu konu hakkında konuşmuyorum çünkü.
Mom, I don't want to talk about it.
Anne, bu konudan konuşmak istemiyorum.
We don't have to talk about it.
Bu konuyu konuşmak zorunda değiliz.
My opinion. I don't know when it became so important to overanalyze everything in our lives, to talk about everything in our relationships, okay?
Ne zamandan beri hayatlarımızı didik didik inceleyip ilişkilerimizle ilgili her şeyi konuşmak bu kadar önemli hale geldi bilmem.
Hey, don't you talk to your mother with that tone, Hawk.
Annenle konuşurken o ses tonunu kullanma, Hawk.
Don't talk to me, Mr. McBride.
Benimle konuşma, McBride Efendi.
Don't talk to me.
Benimle konuşma.
And don't talk back!
Ayrıca karşılık verme.
So... don't scare her, don't touch her... and don't talk to her.
O yüzden onu korkutma, ona dokunma ve onunla konuşma.
We have to talk about that, don't we?
Bu konuyu konuşmamız gerek, değil mi?
You don't need to talk.
Konuşmana bile gerek yok.
I think we should talk to this photographer'cause I don't think this guy's got a career in modeling.
Sanırım bu fotoğrafçı ile görüşmemiz gerek çünkü bu adam modellere kariyer planlaması yapıyor.
I don't know if your... if your daddy, uh, told you about it, but we have a very big court day tomorrow, in which I have to talk.
Bilmiyorum baban hiç bahsetti mi yarın mahkemedeki büyük günümüzden. Onu konuşmamız lazım.
- No, don't talk.
- Konuşma.
Please, I don't want to talk about this now.
Lütfen, bu konuyu şu anda konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk about it right now. A N I D W T T about it right now.
Bunu yapmadan önce biraz daha şaraba ihtiyacım var.
Look, I don't want to talk about this anymore.
Bak, artık bunu konuşmak istemiyorum.
- We don't talk a whole lot.
Uzun zamandır görüşmüyoruz.
I don't mean to bother you, I was hoping to talk to you.
Sizi rahatsız etmek istemedim sizinle konuşmayı umuyordum.
Why don't you hang here? Let me talk to her first.
Siz burada bekleyin, ilk ben konuşayım.
Honey, don't talk.
Konuşma.
- But if you ever need someone to talk to... - I don't.
- Ama konuşacak birisine ihtiyaç duyarsan...
- Don't talk to your grandmother like...
- Büyükannenle bu şekilde...
You don't want to talk about what just happened?
Az önce olanlar hakkında konuşmak istemiyor musun?
I don't want to talk about that.
- Bu konuda konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk about it.
Bundan bahsetmek istemiyorum.
I don't know how, I don't know where to find her, but I need to talk to her. "
"Onu nasıl veya nerede bulurum bilmiyorum ama onunla konuşmam gerek."
We don't need to talk about that.
Bu önemli değil. Bunu konuşmamıza gerek yok.
No, you don't get to talk to him because you fucked us.
Hayır, görüşemezsin, çünkü bizi mahvettin.
Well, if you could... I don't know... Talk to one of them, get him to pull some strings.
İşte, bilmiyorum, belki araya birini sokmak için onlardan biriyle konuşabilirsin.
I don't want to talk about it.
- Konuşmak istemiyorum.
No! Please don't talk to Naresh.
- Hayır, lütfen Naresh ile konuşma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]