Don't tell her Çeviri Türkçe
2,881 parallel translation
Whatever you do, you don't tell her the truth.
Ne yaparsan yap, ona doğruyu söyleme.
Why don't you tell me about it, OK?
Hadi her şeyi anlat bana.
If I don't make it... find me a wife, and tell her I love her.
Eğer başaramazsam bana bir eş bulun ve onu sevdiğimi söyleyin.
No no, don't tell her to go, okay?
Hayır, gitmesini söyleme, tamam mı?
But, I don't know what I will tell her grandchildren.
Ama torunlarına ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Don't tell her that, it'll be the end.
Ona sakın söyleme yoksa bunu devam ettirir.
Don't believe everything they tell you.
Sana söyledikleri her şeye inanma.
You promise? Don't tell anyone I have her finery book.
Kraliçenin model defterini aldığımı kimseye söyleme lütfen.
Why don't you make her tell you, coon?
neden kendisine sormuyorsun pis zenci?
That's the one thing you don't do, is tell her that you used Viagra.
Yapmaman gereken tek şey, viagra kullandığını ona söylemek.
Don't tell me you made her go in there for 20 fucking pound?
Kızı oraya 20 pounda mı soktun yoksa?
Don't tell her it was me.
Benim aldığımı söyleme.
I don't know, tell her you can hook her up with your contacts in L.A. or something like that.
Kıza Los Angeles'ta bağlantılarım falan var de ne bileyim işte.
Please don't ask her how it's going with Ammar,'cause she's not gonna fucking tell you.
Lütfen Ammar'la ilgili durumu ona sormayın çünkü size ağzını bile açmaz.
But don't tell her you let them shower together now, or she'll laugh her head off.
Duşta beraber olmalarına müsaade ettiğini söyleme, yoksa sana kahkahayla güler.
Tell your friends the shaky-shaky don't bother him.
Arkadaşlarınıza her sarsıntıda aramamalarını söyleyin.
If you don't help me, I'll tell the media. I'll tell them what a bastard you are.
Bana yardım etmezseniz herkesi, tüm medyayı arar, bana baştan beri yaptığınız her şeyi anlatırım.
Absolutely stupendous. And then my eye catches the thermostat, and I say to her, "I don't know how to tell you this",
Sonra gözlerim termometreye ilişti ve ona dedim ki :...
Don't tell her anything.
Sakın söyleme.
If I know something and I don't tell her, am I breaking a commandment?
Eğer bir şey biliyorsam ve ona söylemezsem 10 emir * e karşı mı gelmiş olurum?
I really appreciate everything you're trying to do, but, um... I'm just not part of this world, and I don't really think I wanna be, either, so just tell Nate I had to go.
Yapmaya çalıştığın her şeyi takdir ediyorum ama ben bu dünyanın bir parçası değilim ve gerçekten olmak istediğimi de sanmıyorum ayrıca bu yüzden Nate'e gitmek zorunda olduğumu söyle lütfen.
Well, I don't know about that, but once I get the lay of the land with Diana, I'll tell Lola everything.
Bunu bilemem ama Diana'yla bu duruma geldiğim anda, Lola'ya her şeyi anlatırım.
Don't tell me you're on her side.
- Onun tarafını tuttuğunu söyleme bana.
Don't tell her I told you.
Sana söylediğimi ona söyleme.
Why don't you tell her that?
Neden ona bunu söylemiyorsun?
You don't have to be. You write her back as the guy. You tell her to meet you somewhere.
Güzel tarafı bu.. sen ona yaz buluşalım de
You can tell me about your family, your daughter, I don't know what we'll talk about, but you will come see me every week.
Ailenizi, kızınızı, başka bilmiyorum, nelerden konuşuruz ama her hafta görüşmeye devam edeceğiz.
- Don't tell her- -
- Öyle söyleme.
It's'cause they don't exist, I think, and you just believe everything people tell you.
Çünkü bence, onlar yok, Ve sen insanların anlattığı her şeye Inanıyorsun.
In fact, when I see her, I am going to tell her I don't care what I have to sell.
Aslında onu gördüğümde ne satmak zorunda olduğumun önemli olmadığını söyleyeceğim.
Plus she asked me to watch the café, and I don't know how to tell her that when she comes back here, there isn't gonna be a café because of that bitch Tara!
Ayrıca benden kafeyle ilgilenmemi istediğinde o sürtük Tara yüzünden artık buranın bir kafe olmadığını söyleyemedim.
Fine, I will tell Sarla that you don't want to meet her.
Tamam, o halde Sarla'ya senin tanışmak istemediğini söyleyeyim.
Don't tell her I said that.
Ona öyle dediğimi söyleme.
But I don't have to tell them everything.
Her şeyi anlatmanın lüzumu olmadığını söylüyorsun ama.
You've got all the answers. Why don't you tell me?
Madem her şeyi biliyorsun neden benimle de paylaşmıyorsun?
I will tell Lemon about the Save the Dates, and you tell her you don't want to go to the dance.
- Lemon'a düğün davetiyelerini söyleyeceğim ve sen dansa gitmek istemediğini söyleyeceksin.
Well, don't forget to tell her about all the people you murdered along the way, boy scout.
Ona şimdiye kadar öldürdüğün insanları anlatmayı unutma.
Because you don't have to tell me every time.
Her seferinde söylemene gerek yok.
Why don't you treat her like a real person and tell her?
Neden ona gerçek bir insanmış gibi davranıp, gerçeği söylemiyorsun?
If I don't tell them, maybe they'll think she's an NPC and leave her alone.
Eğer söylemezsem, belki de onun sanal bir kopya olduğunu düşünüp uğraşmazlar.
Why don't we try this again, and this time, you tell me everything?
Neden tekrar denemiyoruz? Ama bu sefer bana her şeyi anlatacaksın.
I don't wanna fuck up your party, but I fuckin'need to fuckin'tell her!
Partinin içine etmek istemiyorum ama ona siktiğimin şeyini söylemem gerek!
The point is, daughters don't always tell their parents the truth.
Demek istediğim, kızlar her zaman ailelerine doğruyu söylemez.
No, don't tell me it isn't my fault, because no matter how many times somebody tells me it isn't, it still feels like it is.
Hayır, bunun benim hatam olmadığını söyleme bana. Çünkü insanlar her ne kadar öyle olmadığını söyleseler de... Hâlâ olduğu gibi hissettiriyor.
You know, I don't tell her enough, but she's a great gal.
Ona yeterince söylemiyorum ama kendisi harika bir kızdır.
Look, Dave, if you think it's weird that penny is dating your shrink, just tell her you don't want her to date your shrink.
Bak Dave, Penny'nin psikologunla çıkmasının garip olduğunu düşünüyorsan ona psikologunla çıkmasını istemediğini söyle, olsun bitsin.
I have to tell everyone what we're going to do and I don't know what to say.
Yapacağım her şeyi herkese söylemeliyim, ancak ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Don't tell her.
- Sakın söyleme.
Don't tell her, love, will you?
Ona söyleme, tatlım, olur mu?
- Don't tell her that.
Söylemesene.
I don't do everything you tell me. Since when?
- Çünkü bana yapmamı söylediğin her şeyi yapmıyorum.
don't tell her that 27
don't tell me to shut up 33
don't tell my mom 18
don't tell me what to do 149
don't tell anyone 221
don't tell me 937
don't tell your mother 19
don't tell me how to do my job 17
don't tell mom 24
don't tell me to calm down 78
don't tell me to shut up 33
don't tell my mom 18
don't tell me what to do 149
don't tell anyone 221
don't tell me 937
don't tell your mother 19
don't tell me how to do my job 17
don't tell mom 24
don't tell me to calm down 78
don't tell anybody 66
don't tell 131
don't tell him 118
don't tell me that 82
don't tell them 32
don't tell him anything 27
don't tell anyone about this 20
don't tell them anything 17
don't tell us 18
don't tell me to relax 22
don't tell 131
don't tell him 118
don't tell me that 82
don't tell them 32
don't tell him anything 27
don't tell anyone about this 20
don't tell them anything 17
don't tell us 18
don't tell me to relax 22