Don't tell me to relax Çeviri Türkçe
55 parallel translation
- Don't tell me to relax, you road slob.
- Bana sakin ol deme şoför parçası.
Don't you tell me to relax!
Bana rahat olmamı söyleme!
Don't tell me to relax, Bodhi!
Bana gevşememi söyleme, Bodhi!
Don't tell me to relax.
Bana rahat ol deme.
- Relax. - Don't tell me to relax!
- Sakin ol.
Don't tell me to relax!
Bana sakin olmamı söylemeyin!
Billy. Don't tell me to relax.
Billy, bana sakin olmamı söyleme.
- Don't you tell me to relax!
- Sakın bana sakin olmamı söyleme.
Don't tell me to relax.
- Sakin ol!
Don't tell me to fuckin'relax!
Bana sakin ol deme. Bana sakin ol deme!
Don't fucking tell me to relax!
Bana sakinleşmemi söylemeyin!
Don't tell me to relax!
Bana sakin olmamı söyleme!
- You've got to relax... - Don't you tell me to relax!
Sakin olmalısınız efendim.
Don't tell me to relax, you son of a bitch.
Bana sakin olmamı söyleme, seni o. çocuğu.
Don't tell me to relax, George.
Bana rahatla deme George.
Don't tell me to relax.
- Sakin olmamı söyleme bana!
- Don't... tell me to relax.
- Sakın... rahatlamamı söyleme.
Don't tell me to relax.
Sakin ol. Bana sakin olmamı söyleme.
- Don't tell me to relax.
- Bana sakin ol deme.
Don't tell me to relax, damn it!
Ciddi belada. Bana sakin ol deme, kahretsin!
Don't tell me to relax.
Bana sakin olmamı söyleme.
Don't tell me to relax, I am relaxed, okay?
Bana sakinleşmemi söyleme, ben sakinim, tamam mı?
- Hey, don't tell me to relax.
Bunlardan bir senin mi?
Don't tell me to relax.
Bana rahatlamamı söyleme.
Don't tell me to relax.
Bana sakin ol deme.
Just relax. Don't tell me to relax.
- Bana sakin olmamı söyleme.
- Please, don't tell me to relax.
- Lütfen bana sakin olmamı söyleme.
- Don't fucking tell me to relax.
- Bana sakin ol deme.
Don't tell me to relax.
Bana dinlenmemi söyleme.
- Don't tell me to relax, bro.
- Bana sakinleşmemi söyleme adamım.
Don't tell me to relax.
Sakin ol falan deme bana!
Don't tell me to relax,
Bana boş ver deme.
Don't tell me to relax!
Bana sakin ol deme!
- Don't tell me to relax.
- Bana sakinleş deme.
No, don't tell me to relax.
- Ne sakin olacağım ya!
And don't tell me to relax.
Bana rahat ol falan deme.
Don't tell me to relax.
- Bana rahatla deme.
- Now don't tell me to relax, you understand?
- Şimdi bana rahatla deme, anlıyor musun?
Don't tell me to relax, Gina. You're her aunt.
Bana sakinleşmemi söyleme, Gina.
- Don't tell me to relax!
- Sakin olmamı söyleme bana!
Don't tell me to relax!
Bana gevşememi söyleme!
Don't you fucking tell me to relax!
Bana sakin ol falan deme ulan!
- Don't tell me to relax!
- Sakin ol falan deme bana!
Oh, I don't mean to intrude, William, but, uh, far be it from me to tell you how to inseminate a frail, neurotic woman that I hate, but it occurs to me, you might want to try to relax your already mentally fragile ape-wife instead of making her cervix snap shut like a barnacle by bombarding her with a barrage of pregnancy statistics.
William, araya girmek istemem ve nefret ettiğim, narin, sinir hastası kadını nasıl hamile bırakacağını söylemek bana düşmez ama bana öyle geliyor ki, zaten zihinsel bozuklukları olan maymun eşini biraz rahatlatmak hamilelik planlamayla üstüne gidip rahmini midye gibi kapatmasına sebep olmaktan daha çok işe yarayabilir.
Yo, don't tell me to relax!
- Bana sakin ol deme!
Okay, first of all, you don't know that, and secondly, don't tell me to relax.
Birincisi, bunu bilemezsin.
Don't ever lie to me and don't ever, ever tell me to relax.
Bu yüzden senden iki şey isteyeceğim. Asla bana yalan söyleme... -... ve asla ama asla bana sakin ol deme.
Don't tell me to relax.
Bana rahatla deme.
Don't tell me to relax.
- Bana sakin ol deme.
Don't tell me to relax, Steven.
Bana rahatlamamı söyleme Steven.