English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Don't you remember

Don't you remember Çeviri Türkçe

8,164 parallel translation
You don't... you don't remember me?
Beni hatırlamıyor musunuz?
Remember old man, my sister don't make it off this mountain alive, neither do you.
Unutma ihtiyar, kardeşim bu dağdan canlı çıkamazsa sen de çıkamazsın.
You actually don't remember what happened?
Gerçekten neler olduğunu hatırlamıyor musun?
You don't remember?
Hatırlamıyor musun?
Maybe you were so upset you don't remember doing it.
Belki de o kadar kızgındın ki yaptığını hatırlamıyorsun.
Oh, and Christopher, I don't know if you remember, but I have four bartering chips, and every six hours that pass that I don't get what I want, I don't give a fuck what it is.
Ve Christopher hatırlar mısın bilmiyorum ama elimde dört adet pazarlık kozu var. İstediğimi almadığım her altı saatte bir olacaklardan ben sorumlu değilim.
Oh, and Christopher, I don't know if you remember, but I have four bartering chips.
Christopher, hatırlar mısın bilmiyorum ama elimde dört adet koz var.
You know, I don't even really remember it.
Hatırlamıyorum bile.
And you probably don't remember.
Hatırlamazsın herhalde.
- Don't you do that. You remember Edith.
Bunu hatırlamıyor musun.
I don't remember, to be honest with you.
Doğrusunu istersen hatırlamıyorum bile.
You remember it, don't you?
- Hatırlıyorsun, değil mi?
I don't know if you remember...
Hatırlar mısın, bilmiyorum...
Walls have ears, Tommy, don't you remember?
Duvarların kulakları vardır, Tommy, unuttun mu?
You don't even remember.
Hatırlamıyorum bile.
- I don't remember you. Ahem.
- Seni hatırlamıyorum.
You don't do this kind of work, remember?
Sen bu tarz işler yapmazdın, unuttun mu?
I don't remember gifting it to you.
Sana hediye edildiğini hatırlamıyorum.
And you don't remember me?
Beni hatırlamıyor musun?
I was asking you to the prom or something, I don't remember exactly.
Sana birşeyler soruyordum, tam olarak hatırlayamıyorum.
I asked you to help me, don't you remember?
Sana yardım etmek istedim, Hatırlamıyorsun?
You don't remember anything?
Hatırlamıyor musun?
You probably don't remember it but we were rich.
Muhtemelen hatırlamıyorum. Ama biz zengin idi.
So, you... you don't remember anything?
Peki, sen... hiçbir şey hatırlamıyor musun?
Ah, you don't remember that. Ooh!
- Onu hatırlıyor olamazsın.
I'm telling you, I don't remember anything.
Söyledim işte, hiçbir şey hatırlamıyorum.
I-I get that you don't remember, but it's over.
Anlıyorum, hatırlamıyorsun ama artık ilişkimiz bitti.
Oh, you don't remember?
- Hatırlamıyor musun?
You don't remember Noelle with your titties in her face?
Noelle'in yüzünde göğüslerini gezdirmeni hatırlamıyor musun?
You really don't remember anything.
Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor musun?
You're sure you don't remember anything from
Dün geceyle ilgili bir şeyler hatırlamadığına emin misin?
Remember, you have to record the entire conversation. Don't forget.
Unutma bütün konuşmayı kaydetmek zorundasın!
Don't you remember Truman?
Truman'ı hatırlamadın mı?
Don't tell me you can't remember his name.
Onun adını hatırlayamadığını söyleme.
Remember what I told you... don't say a word and you might just make it out of here alive.
Size söylediklerimii hatırlayın eğer çenenizi kapalı tutarsanız buradan sağ kurtulabiliriz.
No. I don't remember you.
Hayır, seni hatırlamıyorum.
You don't even remember when you used to cry.
En son ne zaman ağladığını bile hatırlamazsın.
Yet you don't remember.
Hatırlamıyorsun.
You don't remember because you were compelled to forget.
Çünkü bunu unutman için etki altına alınmıştın.
But I don't remember giving you permission to set up your own shop, magic Norma.
Ama sana kendi dükkanını kurma izni vermedim Büyücü Norma.
You remember that, don't you?
Hatırlıyorsun değil mi?
I don't know if you remember me.
Beni hatırlar mısın bilmiyorum.
I don't know if you remember, but you took Danny and I to the gun range one time.
Hatırlar mısın bilmiyorum ama bir keresinde Danny ve beni silah menziline götürmüştün.
I don't know how much you remember about all that.
Bunların ne kadarını hatırlıyorsun bilmiyorum.
That reminds me, do you remember our contingency in case things don't go as planned?
Hatırladım da, herşey planlandığı gibi gitmezse ne yapacağını biliyorsun değil mi?
You don't remember discovering your girlfriend cheating on you?
- Kız arkadaşınızın sizi aldattığını hatırlamıyor musunuz?
I don't ever remember you reading anything about that.
- Öyle bir şey okuduğumu hatırlamıyorum.
Don't you remember?
Hatırlamıyor musun?
You remember me, don't you?
Beni hatırlıyorsun, değil mi?
I don't remember you.
Seni hatırlamıyorum.
Don't you remember?
- Hatırlamıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]