Donum Çeviri Türkçe
104 parallel translation
They'll make me look like my drawers were hanging down.
Donum paçalarımdan çıkmış gibi duracak.
You mean my panties?
Yani donum mu?
Now, on the train, we're in Baltimore and my underwear is just beginning to crawl up on me.
Trenle gelsem, şu an Baltimore'daydık. Ve donum üstüme yapışmaya başlamıştı.
My old underpants.
Benim eski donum.
- Ham, do you still have my panties?
- Donum hala sende mi?
- My panties!
- Donum!
I got two gross Calvin Klein underwear.
İki bin tane Calvin Klein donum var.
- To get rid of my grandfather, sultan gave 1000 donum land.
- Padişah hazretleri dedemden kurtulmak için 1000 dönüm bağışlamış.
My grandfather had 100 donum land.
Benim dedemin 100 dönüm arazisi varmış.
He donated 10 donum of it...
10 dönümünü bağışlamış.
He bought more than 1000 donum.
Bin dönümden fazla yer kapattı.
I've got a plan and it's as hot as my pants.
Bir planım var ve en az donum kadar sıcak. Şu Flash ne adam ama, değil mi?
"Billy, I think I just turned my Fruit of the Looms into fudge factory."
"Billy, galiba altıma doldurdum, donum bok içinde kaldı."
- It's my underwear, asshole!
- O benim donum, gerzek herif!
- Sean Donum. - Donum.
- Sean Donum.
- Do you hear me? - I don't have my underwear.
- Tabii, benim donum da yok.
I'm definitely not wearing my underwear.
Donum kesinlikle üzerimde değil.
- They're not my underwear.
Onlar benim donum değil.
- Not my pants, mistress!
- Donum mu hanımefendi!
My underwear is riding into my throat.
Donum boğazıma geliyor.
My panties have been wet all morning.
Sabahtan beri donum sırılsıklam.
Oh, wait- - these aren't mine.
Oh, bir saniye- - bu benim donum değilmiş.
'Cause I was born poor, I ran around in underwear... when Korea made it to the semifinals in the World cup.
Çünkü ben fakir doğdum, Kore yarıfinallere kaldığında götüme giyecek donum yoktu.
My pants are soaked.
Donum sırılsıklam oldu.
I have nothing anyway.
Benim giyecek donum bile yok zaten.
We got the camera, the lapel mike and the bullet-proof underwear.
Kamera, yaka mikrofonu ve kurşun geçirmez donum kullanıma hazır.
You caught me with my pants down.
Tamam, beni donum aşağıda yakaladınız.
What if my drawers drop?
- Peki ya eğer benim donum düşerse?
Strip down to me boxer shorts sat down on the sofa, picked up an album cover, and I start rolling a joint.
Üstümde bir tek donum kaldı. Kanepeye oturdum, bir albüm kapağı buldum ve bir yandan da cigaralık sarmaya başladım.
I hope I didn't stain my underwear.
Altımı ıslattım. Umarım donum kirlenmemiştir.
My jockey shorts are made out of better material.
Paçalı donum bile daha iyi malzemeden yapılmıştır.
Some people can And some people can`t I don`t care lf l split my pants
Kimi dans eder, edemez kimi Donum yırtılsa, iplemem şimdi
I think I got some drawers your size made of licorice.
Size göre donum var. Şekerden.
I have work underwear and no place to wear them.
İş donum var ve onu giyebilecek bir yer yok.
That's my underwear!
Bu benim donum!
They my very best pant, and coincidently also my very worst.
En iyi donum, tesadüfen de en kötü donum aynı zamanda.
No, my pants are off and they're staying off.
Donum indi ve inik kalacak!
And please, please, keep my underwear.
Bir de n'olur donum sende kalsın.
- No shit stains on my undies.
Böylece donum boklanmıyor.
It's just my, uh... It's my leather panties are riding up again.
Sadece... deri donum rahatsız etmeye başladı yine.
But I've got as much use out of these boxers as I can.
Ama donum cok kirlendi.
Where's my Barney's underpants with ventilated cotton?
Benim Barney'imin pamuklu donum nerde?
I've been winning because of my red pants!
Kazanıyorum çünkü kırmızı uğurlu donum var!
My underwear is not an object.
Donum bir nesne değil.
I can't sew, I don't own Navy boxers, so, yeah, I'm coloring in my butt.
Dikemiyorum, mavi donum yok. Yani evet, popomu boyuyorum.
Oh golly, you saw my underwear!
Hay allah, donum gözüktü!
I have underwear on.
Altımda donum var.
My royal parts are showing.
Hayır, asil donum görünüyor.
My underwear's too small.
Benim donum çok küçük.
Underpants, underpants...
Donum, donum...
When we went to your mother's...
Donum düşüyor.