Dorm Çeviri Türkçe
1,609 parallel translation
Look, I gotta get back to my dorm room,'cause I got a killer exam tomorrow...
Yurda dönmem gerek çünkü yarın çok zor bir sınavım var.
This is a co-ed dorm.
Burası karma yurt.
Not bad for a freshman dorm room, huh?
Birinci sınıf yurt odası için fena değil.
You showed me your dorm room and you made me take you home.
Seni eve götürmem için.. ... yurttaki odani göstermisin.
He's been running a laminating press from inside his dorm room, and he has been selling them to the other students.
Odasında adeta bir matbaa gibi basıyor ve bunları diğer öğrencilere satıyor.
Me and Polly got our dorm assignments for state.
Ben ve Polly yataklarımızı devlete bağışladık.
I never wear them outside my dorm.
Yatakhanenin dışında hiç takmadım.
Because who did more Quaaludes in that dorm than me?
- Sayılmaz. - Çünkü sürekli birlikte takılırdık.
Yeah, just jammed it in my pocket that day in class and then that night in my dorm room I took it out, put it on my bureau with my keys and my loose change and everything.
Evet, o gün sınıfta öylece cebime tıkıştırmıştım. Aynı gece yurt odama gittiğimde cebimdeki tüm bozuk paralar ve anahtarlarla beraber onu da çıkarıp masamın üzerine yerleştirdim.
She didn't have to drive, so she walked back to her dorm.
Araba kullanamaz haldeydi bu yüzden doğruca yatağına geri döndü.
She gave up her dorm room to pledge Kappa.
Kappa üyeliği yüzünden yurttaki odasından vazgeçmiş.
But after about two months I found myself sort of falling up the stairs to my dorm.
Ama iki aya kadar sonra, kendimi merdivenlerden yatağa düşer gibi buldum.
I'm going to the dorm, Deb's there.
Yurda gidiyorum, Deb orada.
OK, this is the women's dorm.
Tamam, burası kızlar yurdu.
What's a guy with a video camera doing in the women's dorm?
Elinde kamera olan bir erkek, kızlar yurdunda ne yapıyor?
I guess I should get out of you guys'hair. Go mope around my dorm.
Artık erkek arkadaşını rahat bırakıp, yatakhanedeki odama dönüp orada üzüleyim.
- I'm in my dorm room. Summer, I've been doing some out-of-body work.
Summer, beden dışı etkinliklerde bulundum.
For the around-the-world party. Every dorm room dresses itself up like a different country?
Dünya turu partisi için her oda bir ülke haline gelecek.
Wow, Raiders of the Lost Dorm Room.
Yurdun son kutsal hazine avcılarısınız.
So if I understand correctly, you got pretty blitzed at the Pi Sig party. You wandered back to your dorm room late.
Pi Sig partisinde bayağı içmişsin ve odana epey geç dönmüşsün.
It probably takes 10 minutes to stumble from the administration building back to the dorm.
İdare binasından sallana sallana yurda dönmek 10 dakika sürer.
I had this dorm mate in my sophomore year of undergrad.
Bir oda arkadaşım vardı üniversitede ilk yılmda,
The prints we lifted from Reed's dorm room weren't a match to the reference samples Brighton gave us.
Reed'in yurttaki oda kapısından aldığımız izler, Brighton'ın bize verdiği numunelere uymuyor. Reed'in bilgisayarında bulduğun saç telini inceledim.
Oh, you must be our new dorm mate.
Oh, sen bizim yeni yatakhane arkadaşımız olmalısın.
Instead, I ended up back at the dorm room playing Wolfenstein on my computer.
Bunun yerine yurt odama dönüp bilgisayarımda Wolfenstein oynadım.
Like we'd keep it in a dorm room.
Sanki odada tutarmışız gibi!
- Dude, I left the best sandwich in my dorm.
- Tam da rüyamda muhteşem bir sandviç görüyordum.
You know, when I was an undergrad, I never locked my dorm room.
Ben üniversitedeyken, yatakhane odamı hiç kilitlemezdim.
I don't know. He left the dorm before anyone was up.
Bilmiyorum, yurttan herkesten önce çıktı.
$ 1,000 for this dorm? !
Bunun için mi 1,000 $ veriyoruz?
The girls'dorm looks much better
Kızların koğuşu daha güzel.
The girls'dorm is off limits to you
Kızların koğuşu size yasak.
You're from the boys'dorm?
Erkekler koğuşundan mısın?
It's odd, Dick left his things in the dorm
Garip. Dick eşyalarını yatakhanede bırakmış.
Charlie went to the girls'dorm,
Charlie kızlar koğuşuna gitti.
Cameron? Check out the dorm, then re-do the ER labs.
Cameron kaldığı yurdu kontrol et ve acil serviste yapılan testleri tekrarla.
I told you about that girl hadley in my dorm sophomore year, the one who threw herself off the library balcony.
Size okuldaki bir kızdan söz etmiştim hatırlarsanız. Kendini kütüphanenin balkonundan atmıştı hani.
Two Sundays detention. For the whole dorm.
İki Pazar oda cezası.
- You left it in the dorm!
- Yatakhanede bıraktın!
Maybe if she wanted to cover the wall in her dorm.
Yurt odasındaki duvarı kaplamak için belki isteyebilir.
So, uh, stoner boy wasn't in his dorm.
Bizim keş çocuk yurtta değil.
Ms. Keller told me about your dorm room afternoon delight, - when she fired me. - Which I feel badly about.
Bayan Keller bana herşeyi anlattı o beni kovduğu zaman yatakhanede eğlenmişsin.
Remember when we moved into the dorm room junior year and we dropped that 400-pound desk on my foot?
Üniversitenin ilk yılında, yurt odamıza taşırken ayağıma düşürdüğüm şu 200 kiloluk masayı hatırlıyor musun?
It's like my college dorm without the pink.
Tıpkı üniversitedeki yatakhanenin pembe dış duvarı gibi.
She used to sneak out of my dorm room when she thought I was asleep and how fucking lonely that made me feel.
Benim uyuduğumu sandığı zamanlar yatakhanemden gizlice sıvışırdı bu da kendimi ne kadar yalnız hissettirirdi.
I had four of these up in my dorm.
Yatak odamda bunlardan dört tane var.
Get her dorm number.
Yatakhane numarasını bulun.
I'm looking for the girls'dorm.
Kızlar yatakhanesini arıyorum.
Alone and looking for the girls'dorm :
Yanlız ve kızlar yatakhanesini arıyorsun ;
Look, I got to get back to the dorm.
Yurda dönmem lazım.
Or insist that she move to campus. Stay in a dorm.
Ya da kampüse gitmesini, yurtta kalmasını.