Dose Çeviri Türkçe
2,093 parallel translation
A week after receiving his initial dose, he started having an allergic reaction.
İlk dozu aldıktan bir hafta sonra, alerjik bir reaksiyon yaşamaya başladı.
Do you know how long it takes a human body to absorb a lethal dose of cesium 137?
İnsan bedeninin ölümcül dozdaki 137 değerlikli sezyumu ne kadar sürede özümsediğini biliyor musun?
He just got his second dose, but we can't treat him any further.
Az önce ikinci dozu yaptım ama ona yapabileceğimiz daha fazla bir şey yok.
I have one dose of antibiotics left.
Sadece bir doz antibiyotik kaldı.
His suit was ripped open and he took a high dose of radiation.
Radyasyon giysisi çarpışmanın etkisiyle dağıldı ve kendisi aşırı dozda radyasyona maruz kaldı.
Anyway how is he still alive after a fatal dose of radiation?
Peki ama nasıl oluyor da ölümcül dozun fazlası radyasyondan hiç etkilenmedi?
High dose supplements.
Onları fabrikada veriyorlar.
I knew that taking the last dose would be a bad idea.
- Son fondipi yapmamalıydık.
I've been reading Inchcombe's Dose.
Inchcombe'nin Doz'unu okuyorum.
They found six times the recommended dose inside her, and she never use the stuff, according to her doctor.
Kanında önerilen dozun altı katı bulunmuş ve doktoruna göre asla kullanmadığı bir ilaçmış.
What she did have was six times the maximum dose of a substance called Calmo.
Calmo diye bir ilacın maksimum dozunun altı katını almış bulunuyordu.
A good dose of sleuthing always brings the color to your cheeks.
Biraz dedektiflik yapmak, yüzünüze her zaman renk getiriyor.
But I can assure you, the fatal dose couldn't have been added after then because Miss Badcock drank it immediately.
Ama ölümcül dozun daha sonra katılmış olamayacağından eminim. Çünkü Bayan Badcock içkisini hemen içti ve beş dakika sonra da ölmüştü.
Six times the recommended dose could hardly be anything else.
Önerilen dozun altı katı başka bir şey olamaz.
Every time one explodes it'd be releasing another dose.
Her biri patladığında bir doz daha salgılıyor.
We'll treat her with high-dose ivig and cyclophosphamide.
Yüksek doz IVIG ve siklofosfamid ile tedavi edeceğiz.
Give her the first dose directly into the lungs in the O.R.
Genel hatırlatma, cep telefonu kullanmak yasaktır. İlk dozu ameliyathanede direk akciğerlerine verin.
You wanna dose the Insulin here in a non-hospital setting?
Hastane ekipmanı olmadan insülin mi vermek istiyorsun? Bu çılgınlık!
We have high.dose inhaler cocktails that can stop the on.spread.
Yüksek dozlu sprey karışımlarımız var. Yayılmayı durdura bilecek şeyler...
A concealed reader could be altered to shut down a pacemaker or pump a fatal dose of Insulin into a diabetic's bloodstream.
Kuzey Kaliforniya'da, SETI E.T.'yi dinlemek için yüzlerce yeni cihaz oluşturuyor. Burada Kuzey Kaliforniya'da
Turns out that a heroic dose of antibiotics... and a mysterious blend of herbal remedies... and a vow of silence... is all it takes to cure tonsillitis, so...
Meğerse aşırı miktarda antibiyotik ve gizemli bitki karışımı çareleri ve sessiz durmak, bademcik tedavisi için yeterliymiş.
I've had my dose of you today.
Gına getirdiniz.
We gave each subject a dose of warfarin first to thin the blood, and then we measured how long it took for the new drug to bring the levels back to normal.
En başta her kobaya kanın sulanması için bir doz varfarin verdik ve sonra yeni ilacın seviyeleri normale döndürmesinin ne kadar sürdüğünü ölçtük.
The dose was well within safe limits.
Güvenlik limitleri içindeydi doz.
A normal dose of warfarin could have led to fatal bleeding.
Normal dozda varfarin ölümcül kanamalara yol açabilirdi.
He needs a larger dose.
Daha yüksek bir doz lazım.
Not in this dose.
O kadar yüksek doz değil.
Sir, the dose we gave you was watered down.
- Efendim, size verdiğimiz doz sulandırılmıştı.
All she needed was A double dose of eddie.
Kızlara tüm gereken iki misli doz ve Eddie'ydi.
The 450 to 700 RAD dose kills you because it wipes out your blood cells.
450-700 arasındaki radyasyon öldürür. Çünkü kan hücrelerini yok eder.
Well, I kinda miss my daily dose of cute stalker chick.
Günlük sapık hatun seansımı özledim diyelim.
- We could increase your dose.
- Dozu arttırmalıydık.
Depending on the dose, the effects could last anywhere Between six and 12 hours.
Aldığı doza bağlı olarak ilacın etkile 6-12 saat arasında sürmüştür.
It's the median lethal dose :
- Mediyan Letal Doz :
Mees'lines are generally the result of small-dose poisoning over a long period of time.
Mees çizgileri genelde uzun sürede küçük dozlarla zehirlenmenin sonucudur.
But a double dose?
Ama çift doz?
So when did he dose you with the heroin?
Peki bu doz eroini ne zaman yaptı?
We're not ordering thousands of dollars in tests for something that could be cured with a big dose of Prozac.
Hatta hemokromatoz için... Yüksek dozda Prozac ile tedavi edilebilecek bir şey için binlerce dolar tutan testler yapmayacağız.
Panda's giving Thommo a dose of the old look-at-me routine.
Panda Thommo'ya o eski baksana bana rutinlerinden bir doz veriyor.
I assume whoever did this took a dose.
Bunu kim yaptıysa bir doz almış olmalı.
The killer who, you may recall took a dose of the antidote in order to survive exposure to this virus.
Katilin virüse maruz kaldığında hayatta kalabilmek için bir panzehir aldığını söylemiştiniz. Değil mi?
The analysis of the coffee revealed a lethal dose of potassium cyanide
Kahvenin analiz sonuçları çıktı. İçinde öldürücü dozda siyanür tespit edildi.
Since Shoshana put me on a low dose of Prozac.
Shoshana, Prozac verdiğinden beri.
I think it's good to have a healthy dose of scepticism, we don't want to be, jump on fly-by-night theories, um, we want to make sure that if theory is going to change, it's a change for the better, and by better, I mean it explains our observations better.
Bence sağlıklı dozda şüpheciliğe sahip olmak iyidir, tenekeden tayyare teorilerin üzerine atlamış olmayı istemeyiz, teori gelecekte değişmeyecekmi, emin olmak isteriz.. Olacaksa daha iyisi için ve daha iyisiyle değişim.. yani tabi.. gözlemlerimizi daha iyi açıklarsa.
You're listening to Nice Guy Johnny, and that was your Daily Dose.
Tatlı Çocuk Johnny'i dinliyorsunuz ve o da günlük dozunuzdu.
You made it through that last trip, so how about a big fat double dose?
Son geziden kurtuldun peki iki kat doza ne dersin?
That's probably where he received the fatal dose.
Muhtemelen de öldürücü dozu orada almıştır.
If Rebecca switched the bottles and Charlie mixed the two concoctions, they would have also gotten a dose of the cyanide.
Rebecca şişeleri değiştirdiyse Charlie de içerikleriyle oynadıysa onların az da olsa siyanür içmiş olması gerekirdi.
When he ups his dose, it knocks him out.
Sadece insanların sorumlu davranacağını ummalısın.
That's used in high dose rate cancer therapy.
İleri derece kanser tedavisinde kullanılır.
Turn on your bad-boy charm, get her back, and plant a wire in her father's house.
Kötü çocuk çekiciliğine geri dön, kızı tekrar kazan ve babasının evine dinleme kablosu döşe.