Dylan Çeviri Türkçe
5,396 parallel translation
Dylan wanted me to play.
Dylan benimle oynamak istemişti.
- Dylan, it's time to go to bed.
- Dylan, yatağa gitme vakti. - Biliyorum.
This is about Dylan.
Mesele Dylan.
Hey, maybe it's Dylan trying to win you back.
Belki de Dylan seni geri kazanmaya çalışıyordur.
Still better than Dylan.
Yine de Dylan'dan iyidir.
Dylan?
Dylan mı?
- Dylan?
- Dylan mı?
- Yes! I always got Dylan.
Ben Dylan'ı hep sevmişimdir.
Dylan, you've always beat me in paintball.
Dylan, sen beni hep paintballda yenerdin.
- Alright, so Dylan... you just look at the camera, give me your name and age...
Pekâlâ Dylan, kameraya bakarak adını ve yaşını söyle.
My name's Dylan, I'm 19 and I finished high school.
Adım Dylan, 18 yaşındayım ve liseyi yeni bitirdim.
- The Bob Dylan?
- Ünlü Bob Dylan mı?
Hey, Dylan!
Dylan, hey!
That's me and Dylan and Mommy.
Bu beni ve Dylan ve annen.
A little, uh, bonding project for Dylan and I.
Biraz, ah, Dylan ve ben için yapıştırma projesi
Dylan!
Dylan!
Yo, Dylan, PS4 is all hooked up.
Dylan, PS4 tüm bağladım.
Dylan and Megan.
Dylan Megan.
Dylan asked to speak specifically to me about it.
Dylan konuşmak istedi Özellikle bu konuda bana.
Honey, are you telling us that we should teach Dylan to dance?
Tatlım, bize biz o söylüyorsundans Dylan öğretmek gerekir?
All right, Dylan.
Pekala, Dylan.
- I'll be Dylan.
- I Dylan olacağım.
Kick him in the nuts, Dylan!
, Fındıkta Dylan tekme!
Yeah, but once Dylan tuned you up, I switched sides.
Evet, Dylan seni ayarlı ama bir kez, Ben taraf değiştirdi.
No, Dylan, we can't do that.
Hayır, Dylan, biz bunu yapamayız.
Dylan, you were created right there on that wall, buddy.
Dylan, doğru oluşturulanOradaki duvar arkadaş,.
- Against Dylan's favorite team, the Los Angeles Lakers?
- Ne? - Dylan'ın sevdiği rakibi karşısında, Los Angeles Lakers?
Dylan, you sit next to me.
Dylan, yanıma otur.
My little guy, Dylan.
Benim küçük adam, Dylan.
This one's for Dylan and Megan and Sara and Dylan.
Dylan ve Megan Bu kişinin ve Sara ve Dylan.
Dylan has a play date with Eli on Tuesday, and Megan has a dentist appointment on Friday.
Dylan oyun tarihi vardırSalı günü Eli, Ve Megan bir diş hekimi vardırCuma günü randevu.
I see you've been picking up Megan and Dylan these past few days.
Ben toplayıp oldum bakınMegan ve Dylan şu son birkaç gündür.
- Well, I'm over there, and the kid's dad keeps asking me if Dylan's gonna be in the gifted program with Eli.
- Şey, ben oraya değilim, Ve çocuk babası tutarDylan'ın olacağını asking beni eğer Eli ile yetenekli programda.
Like Dylan isn't as smart as his little ball-scratcher kid.
Dylan gibi akıllı değilonun küçük top-scratcher çocuk.
But his son is Dylan's best friend, so you suck it up.
Ama oğlu Dylan en iyi arkadaşı olduğunubu yüzden o kadar emmek.
They're picking on Dylan again.
Tekrar Dylan üzerinde alıyoruz.
- Dylan, what are you doing?
- Dylan, ne yapıyorsun?
Dylan told us that a fourth grader was picking on him, but he didn't tell us it was a girl.
Dylan dördüncü sınıf öğrencisi olduğunu anlattıOna toplarken, ama o bize vermedi o bir kızdı.
"I'm gonna mount it in a bolo tie for Dylan."
"Dylan için onu bir kolyeye ekleyeceğim"
When Dylan wrote "Shelter from the Storm," he didn't ask people to contribute to the lyrics.
Dylan, "Shelter from the Storm'u" yazarken, kimseden sözlere katkı yapmasını istemedi.
I'm back and forth on the Dylan.
Geri döndüm tamam, Dylan üstünde çalışıyorum.
and Issey Miyake uniforms and Bob Dylan lyrics all you want, but that thing looks like Judy Jetson's Easy-Bake oven.
Issey Miyake üniformalarından ve Bob Dylan'ın şarkı sözü alıntılarından, istediğin her şey hakkında konuşuyorsun. Fakat hepsi Judy Jetson'ın Kolay-pişir fırınına benziyor.
Dylan went electric.
Dylan rockçı oldu.
Charlotte met Bob Dylan.
Charlotte Bob Dylan'la tanışmıştı.
What are you doing here, Dylan?
- Burada ne işin var Dylan?
I'm Dylan.
Ben Dylan.
Dylan tells me you're new to parkour.
Dylan senin parkour'da yeni olduğunu söyledi.
Hey, Dylan. I need to talk to Miller.
Dylan, Miller'la konuşmam gerek.
You still live with Dylan?
- Hala Dylan'la mı yaşıyorsun?
Dylan.
Dylan.
Dylan, why don't you show them what happened right here, huh?
Dylan, neden onlara burana olan şeyi göstermiyorsun?