Eastbound Çeviri Türkçe
165 parallel translation
Driver, when does that eastbound stage pass here?
Hey sürücü, Doğuya giden posta arabası buradan ne zaman geçer?
- But... - Shaw, you'll be responsible... for Miss Creighton while she's here. and seeing that she gets safely on the eastbound stage.
- Shaw, Bayan Creightonun doğuya giden posta arabasına güvenli bir şekilde bindiğini görene dek... burada olduğu sürece ondan sen sorumlu olacaksın.
One eastbound, one westbound.
Biri doğuya, biri batıya.
Eastbound.
Doğu.
The eastbound stage don't leave till noon on Sunday.
Doğuya giden araba, pazar günleri öğleden önce yola çıkmaz.
The gold they want is on the eastbound stage... but it doesn't come through here until tomorrow.
İstedikleri altın doğuya giden arabada. Ama yarına kadar buradan geçmez.
The Forty-Niner, Central Pacific train number 8... eastbound for Albuquerque La Junta, Kansas City, and Chicago, now ready for...
Los Angeles'ten gelen 8 sefer numaralı Orta Pasifik treni... Albuquerque, La Junta Kansas City ve Chicago istikametine doğru...
Not another eastbound vessel for three days.
Üç gün daha doğuya giden bir araç yok.
Yeah, we're switching over to let the Eastbound Express have this track.
Evt, şimdi doğu ekspresine bağlanacağız.
Eastbound from New York. She's on her way to us.
Bize doğru geliyor.
Went out this mornin'to gather'em before the Eastbound come through,
Doğu arabası gelmeden atları toplamaya gitmişti...
Station man likely rode the eastbound to Casa Verde.
Görevli muhtemelen Casa Verde'ye doğru gitmiş görünüyor.
I'm eastbound and down.
Doğuya doğru gidiyorum.
Paydirt. I just picked up the Bandit eastbound on 95.
Şimdi Haydut'u 85. doğu yolunda gördüm.
'Uh, we're eastbound about the same spot. 'Where are you at?
Aynı yerden doğu yönünde ilerliyorum.
That's the Dulles eastbound's.
Bu Dulle'un doğusu.
I'm heading eastbound on Century.
Century'den doğuya gidiyorum.
Amy, this is B.A. I'm heading eastbound on Century Boulevard... and I'm being followed.
Amy, ben B.A. Century Bulvarı'ndan doğuya gidiyorum ve takip ediliyorum.
1012 traffic, 1 : 00 two miles north-eastbound.
1 012 trafik, 1. * 00 3, 2 km kuzeydoğu sınırı.
I'm eastbound in pursuit of a white Lamborghini.
Beyaz Lamborghini peşinde doğu yönünde gidiyorum.
Headquarters, this is units 2 and 5 eastbound on Highway 10.
Merkez, burası 2 ve 5 no.lu birlikler... 10 nolu karayolunda doğuya doğru gidiyoruz.
Well, I wanted to tell you that eastbound bus is about to go.
Doğuya giden otobüsün kalkmak üzere olduğunu söyleyecektim.
Eastbound 12... eastbound 12.
Doğusınırı 12... Doğusınırı 12.
That eastbound 12 is crawling.
Bu 12 numara emekliyor sanki
"GEDOB" means "Head office of Eastbound Traffic." - [Stier Repeats Phrase, Agrees]
"DSGM." - DSGM'nin anlamı ne? - "Doğu Seferleri Genel Merkezi."
As for the implementation of those orders, the Head Office of Eastbound Traffic in Berlin dealt with it. [Lanzmann] Yes, Iunderstand.
Bu emirlerin yerine getirilmesiyle de Berlin'deki Doğu Seferleri Genel Merkezi ilgilendi.
Lincoln eastbound on Lombard.
Lincoln Lombard'ın doğusunda.
Edward Five, eastbound California.
Edward Beş, California doğusu.
Amtrak train number 36, the Desert Wind, eastbound... now boarding, track number three.
Doğu istikametine gidecek olan 36 sefer sayıIı "Çöl Rüzgârı" ekspresi 3 numaralı perondan yolcularını almaya başlamıştır.
We're eastbound on 4th, in pursuit of a red BMW, driver Caucasian, blonde.
Doğuya gidiyoruz, 4. caddeye, kırmızı bir BMW'yi izliyoruz şoför beyaz, sarışın.
You are eastbound, pursuing tanker truck.
Gaz kamyonun peşinde, doğuya ilerliyorsunuz.
We've got a Sigalert on the Santa Monica 10 Freeway, eastbound.
Santa Monica Otoyolu doğu tarafında trafik sıkışıklığı var.
Unit 477 in pursuit, eastbound, Esposito.
Birim 477 doğu yönünde takipte.
"Eastbound train arriving on Track 4."
"Eastbound treni 4. perona geldi."
Lime-Zero-One, got a tally on three truck, s eastbound on the bridge.
Lima-Sıfır-Bir, köprü üstünde doğu yönünde üç kamyon görüyorum.
Eastbound towards 135th Street.
Doğuya, 135. sokağa doğru.
It's on the 105 eastbound approaching the 110.
105'ten doğuya doğru geliyor. 110'a yaklaşıyor.
He's eastbound on 42nd.
42. Cadde'de doğuya gidiyor.
I have the blue'89 Ford pickup eastbound on Van Ness.
89 model Ford pikabı buldum, Van Ness'ten doğu yönüne gidiyor.
Eastbound's on the Valley View ramp.
Doğu şeridinde Valley View rampası.
We have Alpha off an eastbound metro bus.
Alfa, doğu tarafındaki metro istasyonuna gidiyor.
Nah, this is the eastbound.
Yok, sen ters taraftasın.
Vic was on her scooter, heading eastbound.
Kurban scooter'a biniyormuş, bu tarafa gidiyormuş.
Eastbound looking for a westbound for a bear report.
Doğuya giden bir şoför, batı yolundakilerden bilgi istiyor.
She was seen boarding an eastbound train.
Batı trenine binerken görülmüş.
You take the south. I've got a possible stolen vehicle heading eastbound.
Batı yakasına doğru giden çalıntı bir arabanın peşindeyim.
All cars, we have a transgenic on the loose, heading eastbound towards...
Herkes araçlara, doğu yönünde kaçan bir transgenik var.
One Tango Eight in pursuit of a white four-door failing to yield traffic eastbound on Fox Ave approaching Alden.
1 Tango 8. Trafiğe uymayan 4-kapılı beyaz arabanın peşindeyiz. Fox Cd.'de doğu yönünde ilerliyor.
Eastbound on Preston.
Preston üzerinden doğuya.
Suspects are on eastbound train number 5-0-7 headed to Metro Center at 7 th and Figueroa.
Şüpheliler metroya bindi. 507 numaralı trenle 7. ve Figueroa'ya gidiyorlar.
Subject spotted on foot, eastbound, number two lane.
Şüpheli 2 numara'ya doğru ilerliyor.