Ejector Çeviri Türkçe
57 parallel translation
As you know, every ejector... even in guns of the same model and caliber, is different.
Bildiğiniz gibi her boşaltıcı... aynı model ve aynı kalibredeki silahlarda dahi farklıdır.
Because you'll release this section of the roof and engage and fire the passenger ejector seat.
Çünkü tavanın bu kısmını açar ve yolcu fırlatma koltuğunu atarsın.
Ejector seat?
Fırlatma koltuğu?
The ejector mechanism is jammed.
Çıkarma mekanizması sıkışmış.
We have a tracking signal on the ejector mechanism.
Fırlatma mekanizmasında bir izleme sinyali var.
The trick is to heat up the ejector port... then the shell inside.
Püf noktası doldurma bölümünü... ısıtmak, sonra da içindeki mermiyi.
- Ejector seat!
- Fırlatma tuşu!
Ejector systems off line.
Fırlatma sistemleri arızalı.
CoiI, ejector rods, targeting...
Ayrıca bobin, namlu ve hedefleyici...
And the ejector rods just need sanding.
Namluyu sadece zımparalamak yeterli olur.
Passenger ejector seat.
Yolcu fırlatma tuşu.
Move Eva Unit 01 to the ejector pad.
Eva Birim 01'i fırlatma rampasına ilerletin.
It's the beacon from the ejector seat, sir.
Fırlatma koltuğundan bir sinyal efendim.
No point in putting it off, Time to power up the woman ejector.
ErteIemek anIamsız, arıyorum.
Plus all the usual refinements, Ejector seat, torpedoes, target-seeking shotguns to shoot down mobile objects.
Bütün olağanla beraber arıtmalar, fırlatma koltuğu, torpiller nesneleri vurması için hedef-arayan av tüfekleri.
Sounds like you have an ejector seat.
Kendi kuyunu kendin kazıyorsun.
TFOA report said the pilot didn't touch the pod ejector switch, the pod just fell away - was it lying?
UDŞ raporunda pilotun atma düğmesine dokunmadı yazıyordu. Depo kendi düşmüş.
Just checking to see whether there's an ejector seat.
Koltukta fırlatma düzeneği var mı diye bakıyorum.
- Aaaagh! - Or it could be an ejector seat.
Ya da bir fırlatma koltuğu da olabilir.
Your ejector seat is off so if anything goes wrong, I'll eject and you'll make a big hole in the desert.
Fırlatma koltuğun işlemez durumda. Yani kötü bir şey olduğunda ben atlarım Sen de çölde kocaman bir delik açarsın!
Ejector pod's off-line.
Tahliye tüpü devre dışı.
I thought they had ejector seats.
Fırlatma koltukları yok muydu?
Well, based on the extractor and ejector marks,
Kovan çekme tırnağı ve atıcısının izlerine göre...
That scratch, it could be an ejector impression from when the spent case was ejected or it could have come from a slight defect in the gun clip.
Bu çizik, boş kovanı silahtan atan mekanizmanın izi olabilir. Ya da şarjördeki küçük bir defonun izi olabilir.
You are about as much use as an ejector seat in a helicopter!
Bir helikopterdeki fırlatma koltuğu kadar faydan dokunuyor!
Ooh, it's the ejector seat.
O fırlatma koltuğu.
Believe it or not, my ejector - seat malfunction... wasn't totally about you.
İnan ya da inanma çekip gitmemim nedeni yalnızca sen değilsin.
Watch out because... the ejector cases spit out fast from the right.
Dikkatli olun, çünkü... fırlatıcı kutusu sağ taraftan hızla tükürür.
Ejector seat.
Fırlatan koltuk.
It's a good thing Lily doesn't have an ejector seat.
İyi ki Lily'nin fırlatma koltuğu yok.
Ejector and extractor marks are consistent with a Beretta, or a Taurus semi-auto.
Tırnak ve boş kovan çıkarıcı izleri Beretta'ya ait olabilir ya da yarı otomatik bir Taurus'a.
Ooh. It's got... The ejector seat handles are where your right shin is.
Sağ baldırın olduğu yerde fırlatma koltuğu tutamakları var.
Does this car have an ejector seat?
Bu arabada fırlatma koltuğu var mı?
See, I wish I had an ejector seat.
Bak, keske firlatmali bir koltugum olsaydi
And if you've got it on DVD, the bit you're after is about 46 minutes in and James Bond is having a heck of a time in it in his car, firing people out of ejector seats and spilling oil all over the place.
James Bond arabasında kötü zamanlar geçiriyor silahlar ateşleniyor, koltuklar fırlatılıyor ve her yere yaglar sacılıyor.
Now I'm gonna get on with my ejector seat.
Şimdi fırlatma koltuguma odaklanacagım.
And now we come to really the Bond signature gadget dish, the ejector seat.
Gerçek Bond imzası olan aygıta fırlatma koltuguna geldi sıra.
Achieved for an awful lot less than the original ejector seat cost.
Hem de orjinal fırlatma koltugunun fiyatının çok daha azı ile.
You see, that's a cunning double bluff because theyll think, " That can't be an ejector seat,
İşte bu kurnaz bir çifte blöf çünkü kötü adam "fırlatmalı koltuk olamaz çünkü fırlatmalı koltuk oldugu üstünde yazıyor" diye düşünecek.
"it says ejector seat on it!" But, in actual fact, it is.
Ama gerçekte ise fırlatmalı koltuk.
- Erm... - He's gonna say that's another fine ejector seat you got me into.
Beni başka bir fırlatma koltugu işine bulaştırmayın diyecek.
An excellent invisibility cloak and a very powerful ejector seat, twinned with a surprisingly strong roof.
Mükemmel bir görünmezlik pelerini ve çok güçlü fırlatmalı koltukla birlikte şaşırtıcı derecede sağlam tavan ekledik.
Ejector seats.
Fırlatmalı koltuk.
Ejector seats?
Fırlatmalı koltuk mu?
Ejector seats?
Fırlatma koltuğu mu?
Ejector seats!
Fırlatma koltuğu.
You think the feds are gonna just let that go'cause you hit the ejector seat?
Sen ortadan kayboldun diye bu konuyu unutacaklarını mı sanıyorsun?
Please be an ejector seat, please be an ejector seat, please be... Oh!
Lütfen fırlatma koltuğu olsun, lütfen fırlatma koltuğu olsun, lütfen fırlatma kol- -
There is no ejector seat, Jimmy.
Fırlatma koltuğu yok, Jimmy.
Does it have an ejector seat?
Fırlatma koltuğu var mı?
That's his ejector seat?
Nedir bu?