English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Elevation

Elevation Çeviri Türkçe

288 parallel translation
We can uncouple the warhead, position the Dolphin III at the proper elevation, and send the missile off.
Savaş başlığını çıkartabilir, Yunus 3'ü doğru yüksekliğe getirebilir ve füzeyi gönderebiliriz.
Agreed, but in order to reach that elevation, there will be weight limitations.
Katılıyorum. Ama o yüksekliğe ulaşabilmek için ağırlık sınırlamaları olacaktır.
Seen in end elevation, the axis of the two lines of cylinders- - Angle of 65 degrees.
Son yükseltide görülen, iki hat silindirin ekseni- - 65 derecelik açı.
- Elevation 65.
- Yükseklik 65.
Those are cumulus clouds, elevation 7,000 feet.
Kümülüs bulutları, 2000 metre yükseklikte.
I have made 63 ascents, gentlemen... to an elevation over 1,000 meters.
1000 metrenin üzerine 63 kez çıktım, beyler.
Then I need no senseless ritual to attend my elevation.
Hükümdarlığımı kanıtlayacak anlamsız törenler istemiyorum.
Give it full elevation.
- En yüksekten atın!
The minute you see those rockets ignite on the scope... you fire our missiles and guide them for maximum elevation straight up.
Roketlerin geldiğini ekranda gördüğün anda... füzelerimizi ateşleyerek mümkün olduğunca yükseğe çıkmalarını sağla.
Elevation 20...
Açι 20...
Bearing 94, mark 7. Angle of elevation, 6 degrees.
Kerteriz 94'e 7, yükselme açısı 6 derece.
Bearing, 111 degrees. Elevation, four degrees.
111 derecede, 4 derece yükseliyor.
Give them 4 H. E. Maximum elevation and destroy the tube.
Onlara 4 tane H.E. verin, maksimum yükseklik ve boruyu imha edin. Geri çekilin!
- I was checking the elevation.
- Yüksekliği kontrol ediyordum.
Windage and elevation, Mrs. Langdon.
- Rüzgâr ve mesafe Bayan Longdon.
Windage and elevation.
Rüzgâr ve mesafe.
Windage and elevation, Mrs. Langdon.
- Rüzgâr ve mesafe Bayan Langdon.
windage and elevation.
Rüzgâr ve mesafe.
The finest example of sustained anti-gravity elevation I've ever seen.
Gördüğün en iyi yerçekimi karşıtı havalanma örneği.
With a little more elevation we will have a better view...
Biraz daha yükseğe çıkarsak daha iyi bir görüntü yakalayabiliriz...
Unexplained elevation of the serum gamma globulin level.
Kandaki globun beklenmedik şekilde yükselmesi.
I would like to announce the elevation... of Mr. Peter Hamilton... to executive vice-president in charge of accounts.
.... mali işlerden sorumlu başkan yardımcılığına Mr. Peter Hamilton atanmıştır.
Open fire Only in constant elevation.
Sadece yeterli yükseklikte ateş serbest!
In constant elevation, you understand?
Sabit yükseklikte, anladınız mı?
- Elevation 12, load shell!
- Yükseklik 12, topu doldur!
- Elevation 12.
- Yükseklik 12.
Maintain constant elevation!
Sabit yüksekliği koruyun!
Constant elevation!
Sabit yükseklik!
Our elevation is ground level.
Yükseklik yer seviyesinde.
Well, as you can see, sir, the upper part of the gun carriage is capable of a full 360 degree traversal with a maximum barrel elevation of 90 degrees.
Taşıyıcının üstündeki kısım, namlu maksimum 90 derece yükseltilerek, etrafında 360 derece dönebilir.
Approbation, elevation and castration.
Takdir etme, yüceltme ve hadım etme.
The team will survey its actual position, its elevation - and its geology.
Ekip Boutnnnuen'in tam yerini, yerden yüksekliğini ve bulunduğu yerin yapısını tetkik edecek.
Elevation.
Kaldırın.
Moderate elevation of serotonin and marked increase of free histamine level in gunshot wound indicates she lived at least five minutes after she was shot.
Seroton ve Histamin değerlerinin yüksekliği, onun 5 dakika daha yaşadığını gösteriyor.
Elevation sixteen degrees.
Yükseklik onaltı derece.
- Elevation 22 degrees.
- Yükseklik 22 derece.
I can't get elevation.
Yükselemiyorum!
- Can't get elevation, he knows it.
- Fazla kaldıramadığımı biliyor.
Yes, there was an increased elevation of adrenaline but I think that is understandable.
Evet, bir adrenalin yüksekliği vardı, ama bence bu gayet normal.
You have above-normal systolic pressure, which is less dangerous than a diastolic elevation.
Sistolik basıncın biraz üstünde. Bu, diyastolik yükselişlerden daha az tehlikelidir.
Her systolic elevation was below 160.
Sistolik tansiyon 160'ın altındaydı.
Well, that's a formidable elevation, yet the ivy's strong, Hedera Helixis, torn away just here.
Pekala, müthiş bir yükselme, ama sarmaşık güçlü, Duvar sarmaşığı, Şuradan parçalanmış.
I'm getting a slight elevation on monocaladium particulates in this cave wall.
Bu mağara duvarının monokaladyum özelliğinde hafif yükselme algılıyorum.
I'm getting a slight elevation in blood pressure.
Kan basıncı yavaşça artıyor.
Now, it curves around and comes down this low ridge to the south ending before two round hills of high elevation.
Bu alçak tepe güneye eğim yaparak aşağı iniyor. Yüksek eğimli yuvarlak iki tepeden hemen önce bitiyor.
EKG shows an ST elevation.
EKG, ST'de yükselme gösteriyor.
And given those measurements we should be able to ascertain the true height of Ffynnon this elevation.
Ve ve, ve, bu ölçüleri vererek, Ffynnon Garw'un gerçek ölçülerini bulmamızı sağlayacak... Bu eğim.
And I am sure he kept a good sort of shop before his elevation to the Knighthood.
Ben de şövalyeliğe yükselmeden önce iyi bir işi olduğuna eminim.
ST elevation in the inferior leads.
ST artışı alt kanallarda.
Don't touch the telescope, Bart. Even a slight change in elevation can destroy a whole morning's work.
Teleskopa dokun Bart. Küçük bir yükselme bile tüm sabahın çalışmasını mahveder.
Elevation!
Kaldırma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]