Elk Çeviri Türkçe
461 parallel translation
This is Black Elk, an old friend of mine.
Bu benim eski dostum Siyah Geyik.
It's Black Elk and some of his braves.
Bu Siyah Geyik ve savaşçıları.
I've never told Black Elk a lie yet.
Bu güne kadar Siyah Geyik'e hiç yalan söylemedim.
Black Elk here says that you and your sister were so good to him, when he come in to visit that he wants to give you all them ponies.
Sen ve kardeşin, ziyarete geldiğinde Siyah Geyik'e onu çok iyi ağırlamışsınız bu yüzden atları size vermek istiyor.
Say, Black Elk was telling me that all the Injuns in the West was gathering to keep you all from passing'through.
Siyah Geyik, batıdaki bütün kızılderililerin sizin geçişinizi korumak için bir araya toplanmaya başladığını söyledi.
Black Elk and the Cheyennes are going west to hold a powwow with the Shoshones.
Siyah Geyik ve Cheyenn'ler Shoshone'ler ile toplantı yapmak için batıya gidiyor..
Yeah, Black Elk tells me that it's almost certain that the Cheyennes will declare war later.
Evet. Siyah Geyik Chayenne'lerin daha sonra mutlaka... -... savaş ilan edeceklerini söyledi.
I never met anything higher than an elk.
Daha önce hiç Amerikan geyiğinden büyük biriyle karşılaşmamıştım.
Seems she'd rather be an elk.
O bir geyiği tercih ediyor gibi.
Not even an Elk.
Peri bile değilim.
And in your hearts and minds there is also bitterness and hate because you also have a vision of sacred hunting grounds silent and empty of buffalo, elk and beaver.
Çünkü sizin de hayallerinizde kutsal avlaklarda sessizce avlayacağınız buffalolar, geyikler ve kunduzlar var.
I killed Lone Elk.
Lone Elk'i ( Yalnız Geyik ) vurdum.
Look at the elk.
Geyik süürüsüne bak
For the same reason I gave her my elk's tooth.
Ben de ona geyik dişini verdim de ondan.
Well, we're not going to sell. Your father says that everyone at the Elks says that the stocks are going up even higher.
Ama satmayacağız çünkü baban, Elk'dekilerin, hisselerin çok yükseleceğinden söz ettiklerini söyledi.
Why don't you snap from behind, like a lynx at an elk?
Neden onları kapana kısılmış bir vaşak gibi ısırmıyorsunuz?
- No, elk.
- Hayır, geyikleri.
They're the finest elk in the world.
Onlar, dünyadaki en iyi geyikler.
- It's an elk!
- Bir geyik!
Mighty nice of you minding'that elk for us.
Bizim için geyikle ilgilenmeniz çok hoş.
We give them the elk, ja?
Onlara geyiği verelim, ja?
However many there is of you, if you was only two, that elk might be enough to go round.
Kaç kişi olursanız olun, iki kişi olsaydınız, o geyik paylaşmaya yeterdi.
Or maybe you're saying that because you know that elk is ours.
Ya da o geyiğin bize ait olduğunu bildiğiniz için.
- We leave them the damn elk!
- Kahrolası geyiği onlara verelim!
- Don't forget the elk.
- Geyiği unutma.
And antelope and elk...
Ve antilop ve Kanada geyiği...
Hey, where's Elk?
Elk nerede?
Elk and I have a plan to end the war.
Elk ve ben, savaşı bitirmek için bir plan yaptık.
Elk!
Elk!
- Where's Elk?
- Elk nerede?
I've told Alistair how to write a book and Beckman where to hide a statue.
Alistair'e nasıl kitap yazılacağını öğrettim Beckman'a da heykel saklamayı. - Elk nerede?
Elk?
Elk?
Chief running elk, him kill buffalo with bare hands Run thousand paces while the sun is high
Reis Koşan Geyik, çıplak elle manda öldürmek güneş tepedeyken bin adım koşmak.
And White Elk Woman, too, and Dirt On The Nose, and High Wolf.
Ve Beyaz Geyik Kadn, Burundaki Kir ve Yüksekteki Kurt da.
Digging Bear, Little Elk and Corn Woman.
DeIen Ay, Küçük Geyik ve Msr Kadn.
- But Little Elk had no baby at all.
- Küçük Geyigin hiç bebegi oImad.
That's not her. That's Little Elk.
Kkrdayan Küçük Geyik.
Little Elk, you go to sleep.
Küçük Geyik, derhaI uyuyacaksn.
Snake Woman, get me my elk burial robe.
Y Ian Kadn, geyik derisi kefenimi getir.
Ecce homo, ergo elk.
İşte insan, öyleyse geyik.
The point is taken, the elk is dead.
Nokta anlaşıldı, geyik ölü, canavar Swindon'da duruyor.
the forests were inhabited by elk and wild goats here lived great flocks of swans and ducks...
Ormanlar geyikler ve yaban keçileriyle kaplıymış ve büyük kuğu ve ördek sürüleri yaşarmış.
Sam, they say the elk in Montana are big as buffffalo this year.
Montana'daki geyiklerin bufalolar kadar kocaman olduğunu söylüyorlar.
Anne elk, mrs. anne elk.
Madam Anne Geyik.
My theory, by a. elk- -
Parantez içinde matmazel.
My father was an Elk once, till my mother stopped him.
Annem durduruncaya kadar babam bir zamanlar bir Elk'ti.
Elk don't know how many feet a horse has.
Bir geyik, bir atın kaç bacağı olduğunu bilmez.
We got us an elk to skin!
Derisi yüzülecek bir geyiğimiz var.
Can't figure people down there eating hog when they could feed on elk.
Buradakilerin, geyik yemek dururken neden domuz yediklerini anlamıyorum.
Get us some mule deer, some elk, maybe a mountain cat if we see one.
Bize bir kaç geyik bulun, bir kaç vapitis ve görürsek, şu dağ kedilerinden bir tane.
If la fontaine's elk would spurn tom jones The engine must be our head, the dining car our esophagus The guard's van our left lung, the cattle truck our shins
La Fontaine'in geyiği Tom Jones'a toslarsa lokomotif kafamız olmalı, yemek vagonu yemek borumuz kondüktör vagonu sol akciğerimiz, sürü vagonu inciğimiz birinci mevki kompartımanı ense derimiz hemzemin geçit de Simon adında bir elektrikli geyik.