English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Elude

Elude Çeviri Türkçe

185 parallel translation
Are you trying to elude me?
Bana görünmek istemedin mi?
We elude them in Europe, and now we meet them on the same boat.
Avrupa'da onları atlatmayı başarmışken aynı gemiye düştük.
We'll elude the death throes of a languishing love.
Zayıf düşen bir aşkın son çırpınışlarını, böylece en aza indirgeyeceğiz.
But it will always elude them.,
Ama bunu başaramayacak.
But with 100 men searching for him, hunting him down as though he were a wild animal... How can he elude 100 men?
100 adam onu ararken, vahşi bir hayvan gibi avlamaya çalışırken nasıl olur da 100 adamdan kurtulur?
No policeman alive can stay on his trail if he wishes to elude him.
Atlatmak istediği hiçbir polis onu takip edemez.
I'm quite unable to elude them, hmm!
Onlardan sıyrılmamız pek mümkün değil.
Knowing how the ship is laid out, where would you go to elude a mass search?
Geminin iç plânını biliyorsunuz, bulunmamak için nereye giderdiniz?
Your negative side, removed from you, the power of command begins to elude you.
Olumsuz tarafınız sizi terk etti, yönetme gücünüz yok olmaya başlıyor.
"... continue to elude their would-be captors!
" onları güya yakalayacakların elinden kaçmayı başardılar!
By some miracle, Sonja managed to elude the French and escape.
Mucize eseri, Sonja Fransa'dan kaçmayı başarmıştı.
But how did you elude the deadly scorpion?
Ama öldürücü akrepten nasïl kurtuldunuz?
All we can hope to gain from Gamoray is the fuel we need to elude those base ships.
Gamoray'den sadece o üs gemilerinden kurtulmamıza yetecek kadar yakıt ele geçirmeyi umut edebiliriz.
In the interest of a fair trial, I'm going to suggest... there's something about our proceedings which seem to elude Mr. Horn here.
Adil bir yargılama olması amacıyla, sorgulamalarımızla ilgili... Bay Horn'un anlamadığı bazı şeyler olduğunu düşünüyorum.
I can elude it no longer
Artık daha fazla koruyamam.
Of all those in the Iast desperate breakout, only six were able to elude Russian capture,
Son umutsuz tahliye harekâtına katılanlardan sadece altı tanesi Ruslardan kaçabilmiştir.
She could only elude them by moving on... anywhere... ceaselessly.
Onlardan kurtulmanın tek yolu durmadan yer değiştirmekti.
If you pick someone to try to elude Prowler, I'll show you our target acquisition system.
Prowler'den kaçmak isteyecek bir gönüllü seçerseniz, size hedef etkisiz hale getirme sistemini gösteririm.
The terrorist apparently boarded in Seville and managed to elude metal detectors by using plastic explosives and weapons.
Teröristlerin Seville'den uçağa bindiği ve plastik patlayıcı ile silahlar kullanarak metal dedektörlerinden sıyrıldıkları anlaşıldı.
Most elude and blood thirsty tyrant.
En hunhar ve kana susamış zorba.
Authorities say that Caputo managed to elude his captors while being transferred onto a prison bus on his way to court. Of course...
Caputo mahkemeye götürülmek üzere cezaevi otobüsüne... nakledilirken polislerden kaçmayı başardı.
" Arthur and Annie Pope continue to elude capture...
" Massachusetts Üniversitesi askeri araştırma laboratuvarının...
What does "elude" mean?
"Paçayı kurtarmak" ne demek?
Help my daughter to find that tiny, helpless baby... that continues somehow to elude her.
Kızıma, onu sürekli atlatmayı başaran zavallı bir bebeği bulmasında yardımcı ol
After playing hide-and-seek through several solar systems, I think I've managed to elude them.
Birkaç güneş sistemi boyunca onunla saklambaç oynadıktan sonra, onları atlattığımızı düşünüyorum.
They have learnt several Federation languages, but theirs continues to elude us.
Birkaç Federasyon dilini öğrendiler, ama onların dili hâlâ bizim kapasitemizi aşıyor.
... to elude our attack boatDallas, which was trailingRed October.
... onu izleyen saldırı denizaltısı Dallas'a kendini kaybettirdi.
What it amounts to is a technique of control, and he said this was useful and necessary because the common interests, the general concerns of all people, elude the public.
Hiç de hoşlanılmayan bazı konulara daldınız ve bunun sonucu olarak da yalnız bir figür oldunuz. Bu duruştan ya da daha önce yaptıklarınızı veya yazdıklarınızdan hiç pişmanlık duydunuz mu?
And so it is those we live with and should know who elude us but we can still love them.
Bu yüzden birlikte yaşadığımız insanların bizden kaçtıklarını bilsek de onları yine de sevebiliriz.
- I can't imagine he could elude that beast.
- Hayvandan kurtulabileceğini sanmıyorum.
Once we almost escaped, on board the Essex. But that ship could not elude this moon's electromagnetic storms.
Essex'le beraber neredeyse kaçacaktık ama o gemi gezegenin elektromanyetik fırtınasından kurtulamadı.
But I realized after the car crash that the ultimate freedom would always elude me until Jack Slater was, and forgive the pun, taken out of the picture.
Ama anladım ki - - Jack Slater, söz oyunumu bağışla, sahneden çekilene dek özgürlük bana nasip olmayacak.
All one has to do is elude capture long enough to change hosts and then he or she can go free.
Yapması gereken konukçu değiştirecek kadar uzun süre yakalanmaktan sakınmaktı ve daha sonra serbestçe gidebilecekti.
Did you think you could elude us forever, Carlos?
Bizden hep kaçabileceğini mi sandın, Carlos?
You helped her to elude the police.
Polisi atlatmak için ona yardım ettiniz.
I helped her to elude the police?
Polisi atlatmak için ona yardım ettim?
That's how he was able to elude capture.
Bu yakalanmaktan nasıl kurtulduğunu açıklıyor.
- Barr syndrome, chronic fatigue syndrome... and, of course, AIDS... which continue to elude conventional medicine.
Epstein-Barr sendromu, kronik yorgunluk sendromu... ve elbette, geleneksel ilaçlarla... tedavi edilemeyen AIDS.
Though your names elude me, your presence is no less important.
İsimlerinizi hatırlayamasam da bu sizi gördüğüme sevinmediğim anlamına gelmez.
My people managed to elude the Borg for centuries- - outwitting them, always one step ahead.
Halkım yüzyıllardır Borg'dan sakınarak idare etti- - onlar farkında olmadan, daima bir adım ilerdeydiler.
We would then have to elude hundreds of Tok'ra.
Ve yüzlerce Tok'ra'yı atlatmamız gerekecek.
Sometimes the smaller things will elude you.
Bazen küçük şeyleri yapamayabilirsin.
The words I need elude translation's grasp.
Kelimelerin yanlış anlaşılmasından kaçınmalı.
If we can remodulate our cortical implants, we might be able to elude their sensors.
Eğer kortikal implantlarımızı yeniden düzenlersek, algılayıcılardan kurtulabiliriz.
- He'll elude her easily.
Onu kolayca atlatabilir.
My punishment continues to elude me, and I gain no deeper knowledge of myself.
Cezalandırılmaya devam ediyorum. Kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinemiyorum.
We're trying to elude someone, not drive to soccer practice.
Birinden kaçmaya çalışıyoruz, çocukları futbol antrenmanına götürmüyoruz.
We must elude them through the forest.
Onları ormanda atlatmalıyız.
Kevin managed to elude the authorities into the next year. Then, on February 15, 1995... they found him in Raleigh, North Carolina.
Kevin sonraki sene yetkilileri salıverilmesine ikna etti 15 Şubat 1995'te...
The intruder will not elude me. JUBILEE :
Hadi!
A statewide manhunt is underway at this point as escaped convict Wilson Pinker Rawls, a man previously thought to be a victim of Tuesday's storm, continues to elude police.
Salı günkü hortumda öldüğü sanılan Rawls hâlâ polisten kaçıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]