Emmeline Çeviri Türkçe
78 parallel translation
If I'd had a daughter, I'd have named her Emmeline Lou.
Eğer bir kızım olsaydı adını Emmeline Lou koyardım.
- Emmeline, shut up!
- Kes sesini Emmeline!
- My son, Emmeline's brother.
- Oğlum, Emila'nın kardeşi.
- Emmeline!
- Emmeline!
- Emmeline, stay in the car!
- Arabada kal!
Are Russell and Emmeline with you?
Russell ve Emmeline seninle mi?
Emmeline!
Emmeline!
I'm bleeding, Emmeline!
Kanıyor, Emmeline!
- They'd better be. Come on, Emmeline.
- Burada olsalar iyi olur.
- Don't just sit there!
Hadi, Emmeline. - Orada oturup durma!
Em's a fraidy cat!
Emmeline pısırık bir kedi!
Bad enough to endanger yourself, but to encourage Emmeline...
Yaptığın çok tehlikeli. Emmeline'a da kötü örnek oluyorsun.
Richard, Emmeline, I want you both to promise me something.
Richard, Emmeline, ikiniz de bana söz vermenizi istiyorum.
The best part, by far, is that Miss Emmeline Snively's Blue Book
En iyi bölüm, şimdiye kadar, olmasıdır Bayan Emmeline Snively Mavi Kitap var
But Emmeline, it won't look natural.
Ama Emmeline, doğal aramaz.
I'm Mrs. Emmeline Walcott, and I'm at 42 old mill road.
Ben Bayan Emmeline Walcott, ve eski 42 değirmen yolundayım.
Emmeline, you're becoming fixated on that subject!
Emmeline, o konu üzerinde takıldın kaldın sen.
Mrs Emmeline Fox.
- Bayan Emmeline Fox.
I mean all of them - mom, pop, Victor, daughter Emmeline.
Ciddi anlamda tümü. Anne, baba, Victor, kız çocuk Emmeline.
Maybe Emmeline married into the three families.
Belki de Emmeline, üç aileden birileriyle evlenmiştir.
Emmeline, come on.
Emmeline, hadi ama.
Aunt Emmeline, this is breaking news.
Emmeline Teyze, flaş haber bu.
Have Emmeline get me my medical bag, my drug box.
Emmeline'e tıbbi çantamla, ilaç kutumu getirmesini söyle.
'Cause my mother does not get it, and all Aunt Emmeline does is bake these days.
Çünkü annem beni anlamıyor ve Emmeline teyze de kek pişirmekle uğraşıyor.
She always blamed me for splitting up you and Emmeline.
Emmeline ile ayrılmanızdan hep beni sorumlu tuttu.
"Emmeline."
"Emmeline."
"Emmeline!"
"Emmeline!"
I wonder if Emmeline P. would agree with that adjective.
Emmeline P. bu sıfatı kabul eder miydi merak ediyorum.
Emmeline?
Emmeline?
Adeline or Emmeline?
Adeline mı Emmeline mi?
I can't say our education was entirely plain sailing... although Emmeline continued to be pretty much of a pushover.
Açıkçası bizi terbiye etmek pek de çocuk oyuncağı sayılmazdı... Buna rağmen Emmeline kolay lokma olmaya devam etti.
Yes, Emmeline?
Efendim Emmeline?
Emmeline! Be careful, John.
Emmeline!
Emmeline!
- Emmeline!
Oh, my goodness, Emmeline.
Aman tanrım, Emmeline.
I've just seen her this minute with Emmeline in... in the grounds!
Az önce onu Emmeline ile ormanda gördüm!
Are you Emmeline?
Sen Emmeline misin?
It certainly wasn't Emmeline, if that's what you're thinking.
Kesinlikle Emmeline değil, eğer bunu ima ediyorsan.
'It certainly wasn't Emmeline, if that's what you're thinking.'
'Emmeline değildi. Eğer bunu ima ediyorsan...'
So you're treating Emmeline as well?
Yani aynı zamanda Emmeline'e de mi bakıyorsunuz?
Emmeline...
Emmeline...
I want to spend more time with Emmeline over the next couple of days.
Önümüzdeki günlerde Emmeline ile daha fazla vakit geçirmek istiyorum.
I always thought of Emmeline as a twin.
Emmeline'e her zaman ikizim gözüyle baktım.
'I always thought of Emmeline as a twin.
"Emmeline'i her zaman bir ikiz olarak görmüşümdür."
It wasn't just Adeline and Emmeline, there were three of you.
Sadece Adeline ve Emmeline değildiniz, sizden üç tane vardı.
She seemed to think he was responsible for taking her away from Emmeline that time.
Görünüşe göre Emmeline'den uzaklaştırılmasından onu sorumlu tutuyordu.
Don't you touch Emmeline, you hear me?
Sakın Emmeline'e dokunmaya kalkma, duydun mu?
A ship, Emmeline!
Bir gemi Emmeline!
Emmeline.
Emmeline.
Adeline and Emmeline.
Adeline ve Emmeline.
# A pocketful of posies... # 'Emmeline...'
"Emmeline..."