English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / English

English Çeviri Türkçe

17,616 parallel translation
In English.
İngilizce olarak.
They speak English here.
Burada İngilizce konuşuyorlar.
If I knew English well, I'd be a computer myself.
İngilizcem iyi olsaydı, kendim bilgisayar olurdum zaten.
Two hundred thirty years ago the English, now it's about a twinkie.
Bu kadar basit değil. Bize gerçekten zarar vermek istiyor.
Great, you speak English.
- Harika, İngilizce biliyorsun.
I think he understands English.
Bence İngilizce anlıyor.
Nobody speaks any English.
Kimse İngilizce konuşmuyor.
- Yeah, eggs Florentine with the poached, and a bagel instead of the English.
- Evet, yumurta Floransalı Haşlanmış, ingilizler yerine bir pişi.
- Give me a skinny English white guy on drugs and I'm set.
Bana uyuşturucudan sıska bir İngiliz beyaz adam ver Ve ben hazırlandım.
Your husband doesn't speak English?
Kocanız İngilizce bilmiyor mu?
Do you speak English?
İngilizce biliyor musun?
English homework all done.
İngilizce ödevi bitti.
In English, Arial.
İngilizce, Arial.
I'll eat any cake that you bake and swim the English Channel and run from fuckin Jo-burg to Capetown, pussy.
İngiliz Kanalını pişirip yüzdüğünüz pastayı yiyeceğim Ve lanet olasıdan kaç Jo-burg, Capetown'a, kedi.
I will ask you, and you will tell me in English what each thing is called
Size sorular soracağım ve siz de bana İngilizce olarak isimlerini söyleyeceksiniz.
He doesn't speak English.
İngilizce konuşmuyor.
In Old English, she was known as the mare, which is where we get...
Eski İngilizce'de o kısrak olarak biliniyordu, nereden edineceğiz...
Whatever. She was English.
Her neyse İngiliz'di zaten.
You drive around like an asshole. You're gonna spend half the time interviewing the fucking Chets of the world. You spend the other half trying to translate fuckwit to English.
Bir dallama gibi arabayla dolaşıp vaktinin yarısını dünyanın sikik Chet'leriyle görüşerek diğer yarısını da mankafayı İngilizce'ye çevirmekle harcarsın.
You came here to be inspired by the English countryside... and escape from your busy life in the US
Buraya ingiliz havasından ilham almak için... ve Amerika'nın yoğunluğundan kaçmak için gelmişsin.
Now, whether you speak English, Spanish, Japanese, French...
Yani İngilizce, İspanyolca, Japonca, Fransızca hangi dilden konuşursanız konuşun
English and French literature with a focus on the 18th century.
18.ci yüzyıl ingiliz ve fransız edebiyatı.
She was my English teacher in high school, but now she's the principal.
Lisedeyken İngilizce öğretmenimdi ama şimdi müdür oldu.
When you can't even speak proper English.
Hiç bir zaman düzgün ingilizce konuşamayacaksın.
But I don't know it in English.
Ama ingilizce bilmiyorum.
But we had some concern about the level of your English.
Ama İngilizce seviyeniz hakkında biraz endişeliyiz.
And proper English pronunciation.
Ve doğru İngilizce telaffuz.
Your English has come on since you've been here.
Buraya geldiğinden beri İngilizcen iyileşti.
You're gonna get to give a speech in English to a delegation, an international delegation.
Konuşman İngilizce olacak. Uluslararası bir heyete konuşacaksın.
So I'll speak in English, but they'll translate into French.
İngilizce konuşacağım, Fransızca çeviri olacak.
- English.
İngilizce.
Do you speak English?
İngilizce konuşabiliyor musunuz?
You certainly have high opinion of what a... crippled Highlander and a pregnant English woman can accomplish.
Sakat bir İskoç ve hamile bir İngiliz kadının başarabilecekleri konusunu kesinlikle çok önemsiyorsun.
No, for all we know, the death of his son would make James even more determined to sit on the English throne.
Hayır... belki de oğlunun ölümü James'i İngiliz tahtına oturma konusunda çok daha kararlı yapar.
I assure you, sire... I hate the English as much as any man.
Sizi temin ederim efendim ben de herhangi bir adam kadar İngilizlerden nefret ediyorum.
God demands that a Catholic king sit on the English throne.
Tanrı İngiltere tahtına Katolik bir kralın oturmasını ister.
But you ask us to shed our blood for what... to put a more sympathetic arse on the English throne?
Ancak bizden kanımızı ne için dökmemizi istiyorsunuz? İngiltere tahtına daha sevimli bir göt koymak için!
Tell us, Madame Fraser, what do English ladies call a male member?
Söylesenize Bayan Fraser İngiliz hanımları erkeklik organına ne der?
Of course, you being an English aristocrat, that position makes you a traitor to the Crown.
Elbette İngiliz bir asilzade olmak sizi Kraliyet'in gözünde bir hain yapıyor.
Oh, Laerke speaks no English.
Oh, Laerke hiç İngilizce bilmiyor.
On your... English-style vacation home.
İngiliz tarzı tatil evinizde.
A Western-style wing by an English architect and a Japanese wing form the main house.
Ana binanın bir kanadı İngiliz bir mimar tarafından Batı tarzında bir kanadı ise Japon mimarisine göre inşa edilmiştir.
Isabel, and I bet you could learn to speak English, too.
Isabel, bence sen de İngilizce konuşmayı öğrenmelisin.
I'm sorry, officer, my English no good.
İngilizce konuş. Özür dilerim memur bey, İngilizcem değil iyi.
And suddenly nobody speaks English either.
Ayrıca birden herkes İngilizce bilmemeye başladı.
- Okay, okay! I'm sorry I misused the English language.
İngilizce dilini kötüye kullandığım için üzgünüm.
Do them again, in English.
Baştan yaz, anlaşılır olsun.
If the king's English is good enough for him, it's good enough for you.
Bu dil krala yetiyorsa sana da yeter.
Where did you learn English?
İngilizceyi nerede öğrendin?
And they speak great English.
İngilizceleri harika.
- English.
- Sence?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]