English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Envelopes

Envelopes Çeviri Türkçe

475 parallel translation
Oh, it's one of those pink envelopes.
Bu, o pembe zarflardan birisi.
Oh, razor blades and typewriter paper And toothpaste and soap and envelopes. Put that all under incidentals. $ 5.00.
Tıraş bıçağı, daktilo kağıdı, diş macunu, sabun ve zarf hepsini rastgele alta yaz $ 5.00.
I saw it on one of the envelopes you dropped.
Düşürdüğün zarfın üzerinde gördüm.
Hum, tell Mr. Chalmers what do these envelopes contain?
Söyleyin bana Bay Chalmers, bu zarflarda ne vardı?
In your Christmas envelopes, you'll find an expression of my gratitude. - Thank you, Mr. Macy.
Ve Noel zarflarınızın içinde... minnetarlığımın daha pratik bir ifadesini bulacaksınız.
Mr. Stanton will now pass among you with little cards and envelopes.
Bay Stanton şimdi size küçük kartlar ve zarflar dağıtacak.
This is the wood alcohol I use for burning my envelopes.
Zarflarımı yakmada kullandığım odun alkolü.
Each and every one of these envelopes, ladies and gentlemen. Contains the winner of the second race.
Bayanlar ve baylar, bu zarfların her birinde ikinci koşuda kazanacak atların ismi var!
In his head, in his vest pocket, on the backs of envelopes.
Kafasında, yeleğinin ceplerinde, zarfların arkasında.
- Oh, they gave me a job licking envelopes.
- Zarf yalama işi verdiler.
I sharpened all your pencils, and the new manila envelopes are in there.
Bütün kalemlerinizin uçlarını açtım, yeni gelen büyük zarflar da orada.
The envelopes.
Zarflara.
Except for those envelopes.
Bu zarflar hariç.
Now, you are to take these packages, envelopes, papers and other matter, and papers...
Bu paketleri, zarfları, kâğıtları ve öteki şeyleri ve kâğıtları alıp...
- Pick up these packages, envelopes...
- Paketleri zarfları al...
- The envelopes...
- Zarfları...
Packages and envelopes...
Paketleri ve zarfları...
I'll take the packages and then I can carry the envelopes, too.
Bu paketleri ve zarfları da alabilirim.
Envelopes and packages and...
Zarflar ve paketler ve...
And just as they go off... she realizes she mixed up the envelopes.
Ve tam gönderdikten sonra... Mektupları karıştırdığını farkediyor.
And she realizes she hadn't mixed up the envelopes.
Anlamış. Mektupları karıştırmamaış.
I've no more envelopes. I don't know how to mail this letter.
Zarfım olmadığından bu mektubu sana nasıl göndereceğimi bilemiyorum.
They just steal the stamps from the return envelopes.
Onlar sadece gönderenin adresi olan zarflardan pulları alıyorlar.
I mixed up the envelopes.
Zarfları karıştırdım.
But you know, I mixed up the envelopes.
Ama zarfları karıştırdığımı bilmelisin.
Envelopes, stationery...
Zarflar, mektup kağıtları...
Now, Hughes switched the envelopes just as you heard Beaumont say he would.
Senin de duyduğun gibi Beaumont'un dediği şekilde evrakları Hughes değiştirdi.
Uh, that's 59 cents and the envelopes are....
O, 59 sent ve zarflar...
I needed you when they told me of a girl who hated envelopes.
Bana zarflardan nefret eden bir kızdan bahsettiklerinde sana ihtiyacım vardı.
- Will they send you a... - They'll send you a budget book and the envelopes.
Size bir hesap defteri ve zarfları gönderecekler.
- They'll give you the envelopes with which one to send it to.
- Size hangi şubeye göndereceğinize dair zarf verecekler.
And now, why don't you address the envelopes for the surprise letters... so I can mail them when I come back up?
Ve şimdi sürpriz mektuplar için zarflara neden adres yazmıyorsun... böylece geri geldiğimde onları postalayabilirim.
Put an extra $ 10 in them pay envelopes.
Her zarfa 10 dolar fazladan koy.
It's one of our official envelopes.
Açmadık. Bizim resmi zarflarımızdan biri.
Deliver the envelopes, Laloy
Zarfları Laroy'a teslim et.
The sheets are automatically inserted in envelopes.
Kağıtlar otomatik olarak zarf şekline getiriliyor.
Four envelopes.
Dört ölçek.
I write the addresses on the envelopes.
Zarflara müşterilerin adreslerini yazıyorum.
I poured all the envelopes into one bag, it's more convenient.
Tek paketten yemesi daha kolay olur diye hepsini birleştirdim.
Uh... Lickin'stamps, stuffing'envelopes, typing'with two fingers, anything. - I'll show up.
Verebileceğin herhangi bir desteğe minnettar olurum, pulları yalamak, zarfları doldurmak, iki parmak daktilo, ne olursa...
We need some more envelopes and stamps.
Biraz zarfa ve pula ihtiyacımız var.
Then I'd gone to the stationery store to buy envelopes.
Daha sonra zarf almak için kırtasiyeye gittim.
Two days wasted because somebody mixed up the envelopes.
Birileri zarfları karıştırmış, bu yüzden iki gün kaybettik.
Once I found a piece of paper, one of your envelopes, on which you'd written her name over and over.
Bir parça kâğıt bulmuştum zarflarından birini üzerine defalarca onun adı yazılmıştı.
There are 20 more other envelopes like this one.
Düşün, Elliot, bu zarftan yirmi tane daha var.
How many of those little envelopes do they give to a horse that can't shit?
Atlara kaç torba verirler bundan?
In those envelopes are the dreams, hopes and fears of a nation.
O zarflarda hayallerin, umutların ve bir ulusun korkuları olduğunu unutma.
What are all these envelopes on the table, Peg?
Masadaki tüm bu zarflar da ne, Peg?
There's envelopes stuck on all the doors... and today's collection day.
Bütün kapılara zarflar sıkıştırılmış ve bugün toplama günü.
I hold in my hands these envelopes.
Elimde şu an bu zarfları tutuyorum.
Do you have the envelopes these come in?
Bunların zarflarından var mı peki elinizde hiç?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]