Escrow Çeviri Türkçe
332 parallel translation
Well, good, then we'll put it in escrow tomorrow.
Şey, güzel, o zaman yarın onu emanate alırız.
He's gotta get that out of escrow. Am I right, Superman?
Haksız mıyım Superman?
Hey, get your house out of escrow now.
Evinin peşinatını ödeyebilirsin artık.
Check with the escrow officer of the 1 st National Bank, Baltimore, Maryland.
Baltimore-Maryland'daki 1. National Bankasının yediemin görevlisine sor.
I got hold of the escrow officer at his home earlier.
Yediemin memurunu evinde aradım.
Let's just say we're in escrow.
Emanet hesabında dursun.
I just wanted to call and tell you that you can expect the escrow to close around the 10th of February. - I'll believe it when I see it.
İşin, 10 Şubat gibi hallolacağını haber vermek istedim.
You can put that in escrow.
Şimdilik bunu biraz erteleyebilirsin.
Land sales out of escrow are recorded within the week.
Sözlesmeyle satlan arsalar, daha sats haftasnda oraya kaydedilir.
And the rest is in escrow in a bank in downtown Las Vegas.
Gerisi Las Vegas'ta bankada teminat hesabında.
But the money is in escrow.
Fakat para yatırıldı.
It was more than we wanted, but escrow closed today so there's no turning back now.
Harcamak istediğimizden biraz fazlaydı ama parayı aracıya aktardık. Buradan geri dönüş yok artık.
She's got a deal in escrow.
Senetle bir anlaşma yaptı.
Escrow closes in a week, and she's gotta come up with a bundle.
Senetin tarihi bir haftaya doluyor, ve ödeme yapması lazım.
Escrow is closing.
Escrow kapanmak üzere.
If we pull out of the new house, we'll lose $ 15,000 in escrow.
Yeni evden vazgeçersek $ 15,000'ı depozitoya kaybedeceğiz.
The first $ 1 million is already in escrow.
İlk milyon dolarımız şimdiden kayyuma emanet edildi.
You've got $ 1 million in escrow to build a tabernacle and you can't get the rest without me.
Tapınak yapmak için kayyumda 1 milyon doların var ve ben olmadan kalanını toplayamazsın.
- Got cold sweats about your escrow?
- Soğuk terler döküyorsun? - Evet.
If the boorsteins come by, their escrow papers are in my briefcase.
Boorstein'lar gelirse, Onların emanet kağıtları, evrak çantamda.
These escrow papers are ready for your signature.
Emanet belgelerini imzalayabilirsiniz, hazır.
YOUR COPY OF THE ESCROW PAPERS, DIRECT FROM THE EXECUTOR OF THE FITZGERALD ESTATE
Genç, arzulu ellerine... direkt olarak Fitzgeral emlak komisyoncusundan gelen... yed-i emin kağıtların.
And if we have to, we can drop escrow into a black hole for six months.
Zorunda kalırsak da tapuyu altı aylığına rafa kaldırırız.
I think that there... well, we may not be able to make escrow by Christmas.
Sanırım Noel'e kadar satışı gerçekleştirmemiz mümkün olmayacak.
We just closed escrow on our little dream house.
Hayalimizdeki evin kaporasını tamamladık.
Excuse us.! Has escrow closed on the Clampett estate?
- Clampett arazisindeki işler bitti mi?
Ifyou really want to close escrow, you gotta have an angle.
Gerçekten işi bitirmek istiyorsan, bir de taktiğin olması gerekir.
Oh, believe me, Nina, you can jack up an escrow six months, if you need to.
İnan bana Nina, gerekirse o süreyi altı aya kadar uzatabilirsin.
Nina was less than thrilled about our abbreviated escrow.
Nina, kısa tahliye süremiz konusunda hiç heyecanlanmamıştı.
Keep the recorder five, six feet away max, in your jacket, by the bed, wherever you're gonna close escrow.
Kayıt aracını 5-10 metre yakınında tutmalısın.. Cebinde, yatağın altında, sana yakın olan her yerde.
- Your escrow papers.
- Vekaletnameniz.
My escrow closes today. Have to sign by 5.
- Peşinatım için 5'e dek imzalamalıyım.
I want $ 100,000... in an escrow account in my name... if I'm convicted up to a year or put on probation.
Yüz bin dolar istiyorum. Bankaya benim adıma yatıracaksın.
She's in escrow and I heard about it from Rachel.
Anlaşmayı yapmış. Bunu Rachel'dan duyuyorum.
He was a trader at Bear Sterns... and had just closed escrow on a house in the Hamptons.
Bear Sterns'de tüccardı Hamptons'da bir ev sözleşmesi yapıp, partiye gelmişti.
We want a ten-day escrow.
Önümüzde on günümüz var.
I wanted to tell her her house went into escrow.
Evinin satış vekaleti verildi. Onu haber verecektim.
I've got mold on my shower curtain that is in escrow.
Grace duş perdem küf bağladı, üstelik emanet.
That's a check for 20k at escrow.
Bakın bu 20.000 $'lık bir çek.
I just closed escrow on my first apartment ever.
İlk apartman dairemi almaya yaklaştım galiba.
I have to start withholding wages, put them in escrow.
Maaşını alıkoyup, emanete teslim etmeliyim.
Once the print has been positively identified... the balance of the money will be placed in escrow... at Geneve Credit Suisse... and may be viewed at any time subject to 24-hour prior notification.
Parmak izinin kişiye ait olduğu belirlenince... paranın geri kalanı Cenevre'de Credit Suisse... bankasında emanet hesabına yatar ve... 24 saat önceden haber verilmek şartıyla görülebilir.
- Why don't you go close an escrow.
- Gavin neden gidip anlaşmalarla meşgul olmuyorsun?
Yeah, it was a cash deal, there was no escrow.
Evet, nakit olduğu için hiçbir sorun yok.
- Well, she did, and now we're in escrow for a million dollar apartment.
- Ama etti. Şimdi 1 milyon dolarlık bir dairenin talibiyiz.
What do you want to bet... they weren't discussing escrow accounts?
Emanet belgeleri konuştuklarına dair iddiaya girmek ister misin?
I put a little extra in the escrow account for him.
Emanet hesaba onun adına para yatırıyorum.
So you're kind of in escrow at the moment.
O zaman şu anda fiyatını yükseltiyor gibisin.
Let us say we are keeping them temporarily in... escrow?
Geçici olarak göz kulak oluyoruz diyelim. Nerede?
Breaking escrow cost him a shitload.
Masraflarımız ona pahalıya mal oluyordu.
- Did you close escrow?
- Daha değil.