Estes Çeviri Türkçe
115 parallel translation
That's what Billie Sol Estes said.
Orasını Billie Sol Estes söylesin.
And Robert Estes.
Ve Robert Estes.
- Mr. Estes is selling 12 acres.
- Bay Estes 5 dönüm satıyor.
Estes Kefauver.
Estes Kefauver.
Here it is. I like Ike, but I love Estes Kefauver.
Ike'dan hoşlanırım ama Estes Kefauver'ı seviyorum.
- Yes, he was talking to... a very good friend of Estes Kefauver.
- Evet hatta, en iyi arkadaşı,... Estes Kefauver'den bahsetmişti.
- Estes Kefauver.
- Estes Kefauver.
Mr. Estes, the publications adviser.
Bay Estes, yayın danışmanı.
- Estes.
- Estes.
You sick bastard, are you in here? Hey, Estes.
Hasta herif, içeride misin?
You sick bastard, are you in here?
Hey, Estes. Hasta herif, içeride misin?
- Where did Estes go?
- Estes nereye gitti?
Estes, where did you go?
Estes, nereye gittin?
Estes attacked me.
Estes bana saldırdı.
Estes...
Estes...
Sorry, wife took the car to Estes Park for the weekend.
Üzgünüm, karım hafta sonu için arabayı aldı.
Kiss my ass, Mr. Estes.
Kıçımı öp Bay Estes!
Estes sao os meus homens.
Bunlar benim çocuklarım.
I'm gonna have somebody in your government call you immediately e explicar quem tem jurisdiçao sobre estes homens.
Sizin hükümetinizde birisine telefon açtıracağım ve bu çocukların işine kimin bakacağını söyleyeceğim.
I was lonelier than Estes Kefauver at a meeting of Murder Incorporated!
Birleşmiş Cinayetler toplantısındaki Estes Kefauver'den daha yalnızdım!
No estes chingando.
No estes chingando.
Estes madas expertis musao...
Estes madas expertis musao...
That is the Estes Big Daddy.
Bu müthiş bir roket.
They had all these lawyers and they were raising demands all the time.
Eles tinha todos estes advogados. Talepleri sürekli yükseltiyorlardı.
But in the last days, that these times right now, in which we are living, perilous times shall come!
... os últimos dias, estes tempos que vivemos, tempos incomparà ¡ veis virà £ o...
He works in Estes Park, Colorado.
O, Colorado'da Estes Parkı'nda çalışıyor.
Estes didn't go for it.
Estes kabul etmedi. Etmeyeceğini biliyordum.
- I'm not going over his head, not on a hunch.
Bir önsezi uğruna Estes'i çiğneyemem.
But... this guy Estes, he wants it done sooner than later.
Ben de öyle dedim ama Estes denen adam bunu hemen yapmak istiyor.
Legal-ish, but far from official, and certainly not Estes-proof.
Yasal ama resmî değil ve Estes'in haberi yok.
Inform Estes.
Estes'i bilgilendir.
Look, like it or not, you work for Deputy Director David Estes, who has career stakes in Brody, whom he and his department brought home to great fanfare.
Kariyeri Brody'e bağlı olan amir yrd. David Estes için çalışıyorsun, ki o Brody'i büyük bir tantana için ülkesine getirdi.
No, Estes didn't give you a protection detail?
Estes, sana korumanın detaylarını vermedi mi?
What, me and Estes?
- Ben ve Estes mi?
Oh, and Estes wants everyone to clear their schedules...
Estes herkesin programını iptal etmesini istiyor.
Either David Estes makes the weather, Carrie, or we do.
Ya David Estes işin rengini değiştirir, Carrie, ya da biz.
Estes, we're up.
Estes, hazırız.
Estes wants us to watch and wait.
Estes, izleyip beklememizi istiyor.
Well, it's not my fault Estes let him in the room with Hamid.
Estes'in onu odaya sokması benim suçum değil.
He's right, you know.
Estes haklı. Onu küçük düşürdün.
Hey, Estes.
Hey, Estes.
Que estés fuerte.
Que estés fuerte. ( Güçlü ol )
Estés muerto if you don't.
- Konuşmazsan öleceksin asıl.
Without it, estés muerto.
O olmazsa ölürsün.
A homophone is a phrase that sounds the same, but has two different meanings.
Eşteş Yani farklı okunan ama anlamı aynı olan Mesela Salon
Have some crock rockers in Spain for me while you there!
¡ Cógete a un rockero en España de mi parte cuando estés allá!
- I need the benefit estés soon. - No of course not. Vam0s man, come on!
Bak şuna bi bak ya Hadi ya gerçekten 20 kişi var düşünmem gereken
Hey do something después the game. Estés allí Será better.
Maçtan sonra toplanıcaz Orda ol
Cariño escuché sound from the house, I hope estés well.
Canım sesi evden duyduk İyi misin?
I'm going to Estes with or without your approval.
- İznin olsun ya da olmasın... - Yanına birkaç kutu al çünkü masanı boşaltırken işine yarayacak. -...
Take some boxes with you,'cause you're gonna need'em when you clean out your desk.
Estes'le görüşeceğim.