English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Except for this

Except for this Çeviri Türkçe

784 parallel translation
Except for this.
Bu kısım hariç.
Except for this.
Bunun haricinde.
Absolutely lightproof, except for this.
Kesinlikle ışıktan uzak, bu hariç.
I think we're doing pretty well, except for this toothache.
Şu diş ağrısı dışında her şey yolunda gibi.
Whoever else was on it... Except for this man.
Bu adam hariç içindeki herkes de.
- Except for this gentleman.
- Bu bey hariç.
Except for this.
Tabi bunun dışında.
You haven't changed, except for this.
- Bu şey dışında pek değişmemişsin.
Except for this girl.
Bu kız hariç.
Except for this floor and the one above, which we sealed off for security purposes, the rest functions normally.
Bu kat ve yukarıdaki hariç, - ki onu da güvenlik nedeniyle kapattık - diğerleri olağan şekilde hizmet veriyor.
Anything can happen, except for this.
Her şey olabilir, bunun dışında.
Except for this piece of shrapnel I caught in my leg.
Bacağımdaki bu şarapnel parçası dışında.
Except for this.
Bu hariç.
The entire house is clear except for this one place.
Burası dışında bütün ev temiz.
Never better, except for this cough.
Daha iyi olmamstm, bu öksürügün haricinde.
I can account for everybody at the time of the murder except for this fellow. How do you pronounce his name?
Bu adam dışında herkesin cinayet sırasında nerede bulunduğuna açıklama getirebiliyorum.
I don't mind this whole thing, except for you.
Tüm bu olanlar umurumda değil, sana olanlar dışında.
Except this could all be a mistake. Maybe we oughta wait for Wheaton.
Belki hata yapiyoruz, Wheaton'u beklesek.
He enjoyed every minute of it, except for the time I put a snake in this bed.
Her dakikasından hoşlanmıştı. Yatağına yılan koyduğum zaman hariç.
Except for the late, lamented Vallo, this has been a most boring assignment.
ÖImüş, göz yaşı dökülen Vallo dışında, bu çok sıkıcı bir görev oldu.
Except for the war, this is my first time away from Maudie and the kids.
Biliyor musun? Savaş haricinde eşimden ve çocuklarımdan ilk defa ayrı kalıyorum.
Remember also that you are not trying the accused for whatever views you may hold as to his relationship with Madame Grandfort except as it may affect this charge of murder.
Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç..... sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında..... sanığı yargılamanız söz konusu olamaz.
I have nothing in my mind except for Frank to play this part.
Aklımda bu rolü Frank'in oynaması dışında hiçbir şey yok.
These guys ain't been off this ship for over a year except on duty.
Bu adamlar bir yıldır görev harici gemiden inmediler.
Except this here bustle, which I've been using for a mousetrap.
Bir de şu korse var ama onu da fare kapanı olarak kullanıyordum.
But I'm done talkin'to you... except for passing you on this piece of information.
Ama seninle konuşmam bitti sana bu bilgiyi vermek dışında.
Except for "hello" this morning, it was last night.
Bu sabahki "merhaba" yı saymazsak, dün gece.
I... I don't know why I said that, Steve, except that I haven't been this happy with anyone for years.
Bunu niçin söyledim bilmiyorum Steve bu yıl benim dışında heralde kimse mutlu olmamıştır.
This great king has time for everything, except the time for being a man.
Bu büyük kralın herşey için vakti var, bir insan olmaktan başka.
I'm not claiming anything, Professor except that, for me, this story started three years ago when Burton White came to me.
Bir şey iddia etmiyorum, Profesör... Üç yıl önce Burton White'ın bana gelmesiyle başlayan bu hikaye hariç.
She thinks of nothing, day or night except this prophet from Nazareth, who's on trial for blasphemy.
Gece gündüz, tanrılara sövdüğü için... yargılanan Nasıralı peygamberinden başka hiçbir şey düşünmüyor.
Nobody can be trusted in this world except for parents and grandparents.
Dünyada sadece ana-babaya, bir de dedeye nineye güvenilir.
Has anyone else except yourself seen this spirit, Stefan, for instance?
Sizden başka kimse bu hayaleti gördü mü? Örneğin Stefan.
Well, my apologies to all of you for this interrogation, all except one.
Bu sorgulamadan dolayı hepinizden özür dilerim. Bir kişi hariç!
This is it, the most luxurious quarters on the Bedford except for the captain's cabin.
İşte Bedford'daki en lüks odamız kaptanın kamarası hariç.
Except for the bath water this morning.
- Banyo suyu haricinde.
- Gentlemen. For the purposes of this experiment, it will be necessary for all personnel, except for members of the court and the command crew, to leave the ship.
Komutadaki mürettebatla mahkeme heyetinin dışında herkesin, gemiden ayrılması gerekiyor.
This is the captain. Cut power on the port side except for phaser banks.
Makine dairesi, iskele tarafındaki fazerler dışında gücü kapat.
I'm not sorry for anything, except there's this terrible pain.
Hiçbir şeyden pişman değilim. Ancak şimdi karnım çok ağrıyor.
Except for a momentary fluctuation on your instruments, this planet has no magnetic field.
Anlık dalgalanmalar hariç, bu gezegenin manyetik alanı yok.
I've busted everything so far except this here gray, and you can have him for a pet when I get finished.
ben bu griye kadar herşeyi terbiye ettiğime göre, eğer istersen bunuda bitirdiğimde onu kendine evcil hayvan niyetine alabilirsin.
Starting now, there'll be no work in this quarry except for punishment.
Şu andan itibaren, bu taş ocağında ceza dışında iş olmayacak.
Sell this stuff to a dealer, except for the usable things
Bunları bir tüccara sat. Kullanışlı olanlar hariç tabii.
You see, except for the hinges, which are a little shaky, this whole thing is in one piece.
Bakın menteşeleri dışında bu şey bayağı sağlam kalmış.
This guy at the nut house walked around naked, except for hat and gloves.
Delinin biri çırılçıplak dolaşır, sadece şapkası ve eldivenleri var.
There is a legend that says it is safe to take home anything from nature, except for one thing - this is called dead man's flourish.
Doğadan aldığınız her şeyin güvenli olduğunu söyleyen bir efsane vardır. Bunun tek istisnası kuş yemişidir.
And could you summon the passengers to me here? One by one in this order except for the Princess Dragomiroff, who is not only of royal blood, but also much older than she tries not to look.
Herkesin belirtildiği sırayla peş peşe bana gelmelerini istiyorum, tabii prenses hariç, büyük bir hanım olması ve yaşından ötürü, onunla kendim gidip konuşurum.
All right, well, there ain't nobody coming round here except for Keechie, and I'll just... I'll give her some of this money here, and I'll tell her to go see my sister Stella.
Peki, o zaman buraya Keechie dışında hiç kimse gelmeyecek ve ben paranın bir kısmını da ona vereceğim ki gidip kızkardeşim Stella'yı ziyaret etsin.
You don't have to do anything for me... but just don't kid yourself that you're doing this show... for any other reason except guilt about me.
Benim için bir şey yapmana gerek yok. Sadece bunu yapmanın tek nedeninin bana karşı suçluluk hissetmen olduğunu yadsıma.
Except for one note of thanks from this reporter to Mr. Steele... for his cooperation in bringing this story to you.
Son olarak Bay Steele'e, bu hikâyeyi size ulaştırmada bizimle işbirliği yaptığından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Except insofar as they show... This government's aristocratic contempt for the people and how they suffer.
Şu ana kadar gösterdikleri insanların gözünde hükümetin aristokratik aşağılanması ve bunun acısını hissetmeleri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]