Excuse me for a second Çeviri Türkçe
371 parallel translation
Excuse me for a second.
Bir saniye için beni affet.
Lord, excuse me for a second
Efendim, izin verir misiniz?
Excuse me for a second.
Bana bir dakika izin verin.
Excuse me for a second.
İzninizle bir saniye.
Excuse me for a second, guys.
Affedersiniz Beyler.
Excuse me for a second.
Bir dakika izin verir misin?
Would you excuse me for a second?
Bana biraz izin verir misiniz?
Would you excuse me for a second?
Bir saniye izin verir misin?
Excuse me for a second.
Bir dakika izin ver.
Excuse me for a second.
Biraz bana müsaade eder misin?
Excuse me for a second. This is kind of important.
Ah, pardon, bir saniye, bu biraz önemli.
Excuse me for a second, please.
Bir saniye izin verir misiniz?
Could you excuse me for a second?
Bir saniye izin verir misin?
Could you excuse me for a second?
Bana bir saniye izin verir misiniz?
- Excuse me for a second.
- Bir dakika.
Excuse me for a second.
Bir saniye izin verin.
Excuse me for a second.
- Bana bir saniye müsaade edin
Excuse me for a second.
Bir saniye müsaadenizle.
- Excuse me for a second.
- İzninizle.
Can you excuse me for a second?
Bir saniye izin verir misiniz?
Excuse me for a second.
Biraz izin verir misin?
Excuse me for a second.
Müsaadenizle.
Excuse me for a second.
İzninizle.
Excuse me for a second.
İzin verir misiniz.
- Will you excuse me for a second?
- Müsaade eder misin? - Elbette.
What do you mean? I'm sorry. If you'll excuse me for a second.
Ama daktilonun başında iki dakikadan fazla durduğunu görmedim.
Excuse me for a second, huh?
Bir saniye izin verir misin, he?
- Excuse me for a second.
- İzin verir misin.
Would you excuse me for a second?
Bir dakika müsaade eder misin?
Would you excuse me for a second, Javier?
Bana biraz müsaade eder misin, Javier?
- Will you excuse me for a second? - Of course.
Bana biraz izin verir misin?
Can you excuse me for a second?
Bana bir saniye izin verir misiniz?
Just... Just excuse me for a second.
Bana şimdi bir dakika izin ver olur mu?
Excuse me for a second.
Bir dakikanızı rica ediyorum.
Will you excuse me for a second?
İzninle.
If you'll excuse me for one second while I give the patient a quick... nostrilectomy.
Şimdi bir saniye izin verirseniz hastaya çabucak bir nostrilektomi yapacağım.
Could you excuse me for just a second?
Bir saniye bana izin verir misin?
Hey... Excuse me, sir, would you mind turning that down for a second, please?
Affedersin, şunun sesini kısar mısın?
Would you excuse me for a second?
Bana biraz izin verir misin?
Excuse me just for a second.
Bir dakika lütfen.
- Excuse me, darling, for just a second.
- Bir saniye izin ver canım.
Will you excuse me for a second?
Bir saniye izin verir misiniz?
Excuse me, can I speak to you alone for a second, please?
Afedersiniz, seninle bir saniye yalnız konuşabilir miyiz, lütfen?
Could you excuse me just for a second?
Bir saniye izin verir misiniz?
Would you excuse me for just a second?
Bana bir saniye izin verir misin?
Excuse me, can I borrow this for a second?
Bir saniye alabilir miyim.
Excuse me just for a second,'cause I'll be right back. Excuse me.
Müsadenizle lütfen, hemen döneceğim.
Excuse me for a second.
Bir dakika izninizle.
Excuse me. Could I talk to her for a second? It's ok.
Affedersin, onunla biraz konuşabilir miyim?
Could you excuse me, for just a second?
Bana bir dakikalığına müsaade eder misiniz? Herhalde kedim bir yere sıkıştı.
Excuse me, can I talk to you for a second there, Watkins?
Affedersin, Watkins seninle bir dakika konuşabilir miyiz?