English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Executing

Executing Çeviri Türkçe

320 parallel translation
Having heard the evidence against you and having heard your own defense the sentence of this court is you shall suffer death by hanging onboard such of His Majesty's ships of war and at such time as the commissioners for executing the office of lord high admiral of Great Britain and Ireland shall direct.
Mahkememiz, aleyhinizdeki deliller ve savunmanız ışığında Büyük Britanya ve İrlanda amiralliğinin atayacağı kişi tarafından belirlenecek zamanda ve Majestelerinin bir savaş gemisinde, sizi asılarak ölüme mahkum etmiştir.
They must be executing Shibata's spies.
Shibata'nın casuslarını idam ediyor olmalılar.
LaVerne Shumann executing her daring, death-defying freefall.
LaVerne Shumann ; tehlikeli, ölüme meydan okuyan serbest düşüşünü yapıyor.
It's like executing them twice.
Sanki onları iki kez kurşuna dizmiş olduk.
It's tantamount to executing the fellow.
Adamı idam etmekten bir farkı yok.
Of course, he's executing the fellow.
Tabi ki adamı idam ediyor!
Both sides are executing without trial.
Her iki taraf da yargılamadan infaz ediyordu.
I'm capable of executing a complete revolution.
Ben, tam devrim yapabilecek vasıftayım.
We must nip this corruption in the bud by executing all those involved.
Tüm bu ilgililer tarafından yürütülen bu yolsuzluk tomucuğunun büyümesini engellemeliyiz.
Executing it wrongly...
Yanlış kullanımla...
In that case... we'd get in trouble for executing someone who's unconscious.
Öyleyse, bilinci yerinde olmayan birini infaz edeceğimiz için başımız derde girer.
Executing a criminal is patriotic, as is killing in battle.
Savaşta öldürmek gibi, bir suçluyu infaz etmek de vatanseverliktir.
Executing.
Tatbik ediyorum.
Captain, don't you feel any remorse for executing a man?
Komutan, bir insanı öldüreceğiniz için vicdan azabı çekiyor musunuz?
Don't let the thought of executing me ruin your appetite, Charlie.
Bana iştah, Charlie berbat yürütme düşüncesini izin vermeyin.
Executing the heavenly wishes
Göklere dua kutlaması..
They're executing an important criminal
İşi gerçekten çok ciddiye almışlar
Pretty soon, you'll start executing people for jaywalking.
Yakında, yaya geçidini kullanmayanları da | infaz edeceksiniz.
And executing people for traffic violations.
Ve trafik suçu işleyenleri de.
Then you end up executing your neighbor'cause his dog pisses on your lawn.
Sonunda da köpeği bahçene işediği için | komşunu infaz edeceksin.
At precisely 3.13 we are going to begin executing the hostages.
Saat tam 3 : 13'te rehineleri infaz etmeye başlayacağız.
No private conversations between executing officers if you please!
Görevli memurlar, lütfen kendi aranızda konuşmayı bırakın.
Sick when we're days from executing the crime of the century?
Yüzyılın suçunu işlememize ramak kalmışken böyle söylenir mi?
- This means that in a civilized, democratic and liberal country... 2 / 3 of the people are capable of executing any kind of commandment that comes from a superior authority... 3 months after the experiment we summon every subject... to tell him the truth and ask him to justify its own behavior.
Demek ki medeni, demokratik ve özgür bir ülkenin 3'te 2'si yüksek otoriteden gelen her türlü emri yerine getirme kapasitesine sahip. Deneyden 3 ay sonra gerçeği söylemek ve yaptıklarını savunması için tüm denekleri geri çağırıyoruz.
A tyrant needs a tyrant state, so he will recruit 1 millions smaller tyrants every single one of them executing their tasks professionally and without remorse... because nobody will ever remember which is the millionth part of the crime.
Zalim bir hükümdarın zalim bir devlete ihtiyacı vardır bu yüzden 1 milyon küçük zalimi işe alır her biri de işlerini profesyonelce ve pişmanlık duymadan yaparlar çünkü suç 1 milyona bölününce hiç kimse suçlunun kim olduğunu hatırlamayacaktır.
They told us in Viña that the military were executing thousands of people here.
Viña'da askerlerin binlerce kişiyi öldürdüğü söylenmişti.
Now, obviously, a murderer, if you believe in the death penalty as I do, you want to have the option of executing a murderer.
Şu an, apaçık, bir katil, eğer benim gibi ölüm cezasına inanıyorsanız, katilin bu seçeneklerden birine çarptırılmasını istersiniz.
Executing Danton would only plunge the bourgeoisie into counter-revolution
Danton'u idam etmek tüm burjuvaziyi karşı devrime yöneltmek olur.
You sulph'rous and thought-executing fires vaunt-couriers of oak-cleaving thunderbolts...
Düşünce hızıyla çakıp sönen kükürtlü alevler bir vuruşta meşeleri ikiye bölen yıldırımın öncüleri.
I had not been back to Woking in between getting the order and executing the commission.
Görevi aldığım ve onu yapmaya başladığım sürenin arasında Woking'e gitmemiştim.
Delta Yankee executing launch.
Delta Yanki ateş ediyor.
Executing E.V.A. maneuver.
E.V.A. Manevrası başlatıldı.
We're not running a tour service, we're executing the prisoners this morning.
Tur hizmeti vermiyoruz, Mahkumları bu sabah idam ediyoruz.
Sometimes I think of executing you to see the expression on your face.
Bazen sırf yüzündeki ifadeyi görmek için, seni idam ettirmek istiyorum.
Sandi's not just executing commands anymore.
Sandi, hiçbir komutu uygulamıyor.
I thought with the money I got from executing the King, I could sneak out and buy a new king when no one was looking and pop him back on the throne without anyone noticing.
Kralın idamından aldığım parayla, çarşı pazar dolaşıp, yeni bir Kral bulacağımı, kimse bakmıyorken de hiç dikkat çekmeden, bir anda tahta koyabileceğimi sanmıştım.
We are not speaking here of the banality of evil... of an anonymous bureaucrat sitting in an office giving orders... or a gendarme executing orders.
Burada, ofisinde oturup emirler veren isimsiz bir bürokratın ya da emirlere uyan bir jandarmanın adi günahlarından söz etmiyoruz.
If I showed you that executing murderers reduced crime, what would you do?
Eğer size katilleri idam etmenin, suç oranını azalttığını söylesem, ne derdiniz?
We are presently executing a plan of redeployment... that will minimize response time... while maximizing coordination between patrol units... in a decentralized networking scheme.
Şu anda çabuk cevap verebilmek için... yeni yerleşim planları yapmaktayız. Tek network merkezine bağlı olmayan maximum... devriye kontrol koordinasyonu yapmaktayız.
They've been monitoring me, executing a prearranged program on her ship's computer, an ingenious combination of force-field projection, holography and transporter effects.
Beni takip ediyorlardı, gemisinin bilgisayarında önceden ayarlanmış... güç alanı yaratma, holografi ve ışınlayıcı faaliyetlerini içeren... hünerli bir bilgisayar programı faaliyetteydi.
Do you really think that's the same as two teenage Marines... executing a routine order they never believed would result in harm?
İki genç Denizcinin, felaketle sonlanabileceğini asla hesaplamadıkları sıradan bir emri uygulamasıyla bunun aynı olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?
You think you're merely sending'this splendid foot soldier back home to Oregon with his tail between his legs, but I say you are executing'his soul!
Bu askeri, kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış bir halde... Oregon'daki evine gönderdiğinizi söylüyorsunuz. Ama bence ruhunu idam ediyorsunuz!
You will cooperate with our salvage operations, or we will begin executing your crew.
Mal kurtarma operasyonlarımızda bizimle işbirliği yapacaksınız ; yoksa mürettebatınızı idam etmeye başlarız.
But executing the killer wouldn't bring my mother back. - Thank God.
Katili idam etmek annemi geri getirmez.
My superiors would have me solve this murder by rounding up ten Bajorans at random and executing them.
Üstlerim benden, rastgele on Bajoran toplayıp idam ederek bu olayı çözmemi istedi.
Have you begun executing the will?
Vasiyetnameyi işleme koydunuz mu?
Telephone me after executing the order.
Bittiğinde beni ara.
The misdeeds your troops have committed speak for themselves- - attacking a Cardassian tailor detaining and searching ships in neutral space without warning or provocation... and you executing one of your Commanders because he refused to fire on a Federation ship.
Birliklerinin işlediği kabahatler yeterince anlatıyor Kardasyalı bir terziye saldırmak tarafsız uzayda gemileri uyarmadan alıkoyup aramak veya provokasyon ve sen, bir Federasyon gemisine ateş etmediği için komutanlarından birini infaz ettin.
You're executing the wrong man.
Yanlış adamı idam ediyorsunuz.
My only mistake was not executing you in the first place.
Yaptığım tek hata seni ilk gördüğümde idam ettirmemekti.
If that's true, we should be able to use it to transmit a message to whoever is executing the scan.
Eğer bu doğruysa taramayı yapana bir mesaj göndererek bu mesajı bizim için iletmesini sağlayabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]