English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ E ] / Extinct

Extinct Çeviri Türkçe

1,000 parallel translation
"I need life, the strong breath of the unusual- - sensations - - adventures - - but I am afraid they are extinct!"
"Canlılığa, olağandışı heyecanların... "... ve maceraların nefes kesiciliğe ihtiyacım var, "ama korkarım ki onlar da tükenip gitmişler!"
For this hour, they are extinct.
Bu saat için, yoklar.
Your type will soon be extinct.
Sizin türünüz yakında yok olacak.
I'm glad I saw it before becoming extinct.
Neslim tükenmeden önce gördüğüm iyi oldu.
I took your picture just now because you look exactly like this Pithecanthropus erectus, a man extinct since 6,000,000 B.C.
Resmini çektim çünkü tıpatıp pithecanthropus erectus'a benziyorsun.
" Egyptian mummies, extinct reptiles...
"Mısır mumyaları, soyu tükenmiş sürüngenler..."
When my sister and I are extinct perhaps they will name automobiles after us
Kız kardeşimle bende öldükten sonra, adımız herhalde arabalarda yaşayacak.
Nobility - the kind that continues just because it continues to exist - is becoming extinct
Sadece var olduğu için var olmayı sürdüren bir asalet yok olmak üzere.
A three-lobed creature that has long since been extinct!
Uzun süre önce soyu tükenmiş, üç bölmeli bir yaratık.
This creature has been extinct for two million years, yet here it is in perfect physical condition.
Bu yaratığın soyu iki milyon yıl önce tükendiği halde işte burada mükemmel durumda bulunuyor.
Because unless you solve it unless these queens are located and destroyed before they've established thriving colonies and can produce heaven alone knows how many more queen ants man, as the dominant species of life on Earth will probably be extinct within a year, Doc?
Çünkü bu mesele çözülmedikçe... ve kraliçeler koloniler kurup... üremeye başlamadan bulunup yok edilmedikçe... daha kaç kraliçe karınca üreyeceğini tanrı bilir. Dünyada hakim tür olan insanın soyu... bir yıl içinde... tükenir, değil mi doktor?
The science of paleontology is concerned with researching extinct species, through which they map geological history.
-... soyu tükenmiş canlıların kalıntılarını inceleyen palaeontolojistler vardır.
We've restored life where life was extinct.
Cansız bir bedene tekrar can verdik.
It, too, is becoming extinct.
Onun da soyu tükenmek üzere.
That's an extinct volcano in Iceland.
İzlanda'da bulunan sönmüş bir volkan.
I'm about to be extinct.
Benden çok az bulunur.
That's why they became extinct.
Bu yüzden nesilleri tükendi.
About 2,000 miles up-country on that still barely explored outpost of civilization which is loosely described as the headwaters of the Amazon on a wild and unscalable jungle plateau so isolated as to insulate the area from the laws of evolution there exists today many forms of creatures long believed to be extinct.
Yaklaşık 3200 km ülkenin iç kesimlerinde... hala medeniyetten uzak zorlukla araştırılan... tam olarak belirlenmemiş Amazon su kaynakları bölgesinde... tecrit olmuş yabani ve ulaşılamaz orman yaylası üzerinde... evrim kanunlarından bölgeyi ayırarak... uzun süre önce yok olduğuna inandığımız... yaratık türlerinin bugünde varlıklarını sürdürdüğü bir bölge var.
It's a dead planet, extinct.
Bu ölü bir gezegen.
The Montusi bushmen thought so, but they're extinct.
Montusi yerlileri buna inanırdı, ama soyları tükendi.
Non-existent, extinct.
- Nesli tükenmiş.
Look at yourself. Men of your type will soon be extinct
Kendinize bir bakın.Sizin gibi adamların soyu yakında tükenecek.
On the southern edge of IwoJima is the extinct volcano known as Burichapi.
Iwo Jima'nın güney ucunda sönmüş bir volkan olan Burichabi bulunuyor.
Surely, beings as advanced as yourselves know that your star system will soon be extinct.
Güneş sisteminizin sonunun geldiğini biliyorsunuz elbette.
Well, they've been close to extinct for a long time.
Uzun süredir nesilleri tükenmek üzere onların.
He could be extinct.
Onun ki de tükendi.
Eohippus, if you are one what are you doing here 50 million years after you should be extinct?
Eğer sen bir Eohippus'san 50 milyon yıI önce yok olman gerekiyordu, burada ne arıyorsun?
It's been extinct for over 50 million years.
Nesli 50 milyon yıI önce tükendi.
Shall we tell him they're extinct here?
Ona, buralarda kurt olmadığını söyleyen olmadı mı?
If I choose to say that my wife converses like a child of six... and makes love like an extinct shellfish, I shall, and I don't need to ask her lover's permission to do so either.
Eşimin altı yaşında bir çocuk gibi konuştuğunu ve soyu tükenmiş bir yumuşakça gibi seviştiğini söylemeyi seçsem böyle yapması için aşığının iznini istemeye de gerek duymazdım.
Proclaiming extinct Versailles, it considered an armament limit.
Versay antlaşmasının hükümsüz kılınması karşılığında, silahlanmada kısıtlamayı taahhüt etti.
The one you saw is one of the last member of an extinct species.
Sizin gördüğünüz, soyu tükenmiş bir yaratığın son temsilcisiydi.
Extinct species?
- Soyu tükenmiş bir yaratık mı?
What he had in mind, he was gonna give'em the flu or something to make them extinct.
Aklından geçen şey, soylarını tüketmek için onlara grip bulaştırmak gibi bir şeydi.
You're about to become extinct.
Senin neslin tükenmek üzere.
Do you realize that the dinosaurs dominated this globe for 140 millions years before they became extinct?
Dinozorların nesli tükenmeden önce bu gezegene 140 milyon yıl boyunca hükmettiğini düşünebiliyor musun?
They've been extinct for millions of years.
Milyonlarca yıl önce soyları tükendi.
In reference to an all-but-extinct bird- - the Condor.
'Soyu-tükenmekte-olan-kuşlar'a referans olarak-
I thought you were all extinct down here.
Bu paha biçilmez parça karşılığında ben ne alacağım?
Strange, this tribe was extinct.
Tuhaf, bu nesli tükenen bir kabile.
- Now extinct, of course.
- Şimdi tükenmiş olan, elbette.
Now the Jedi are all but extinct.
Artık Jedi'ların nesli tükendi.
The Jedi are extinct.
Jedi'ların nesli tükendi.
Painting's extinct.
RessamcıIık bitmiş gibi.
It was thought to be extinct. Until a missionary brought one back from the upper reaches of the Amazoco.
Amazoco'dan bir tane getirilene kadar neslinin tükendiği sanılıyordu.
The South American marsupials couldn't face the competition, and many of them became extinct.
Güney Amerika keselileri rekabete ayak uyduramadı ve çoğunun nesli tükendi.
And today the species may well be extinct.
Bugün bu canlının soyu büyük olasılıkla tükenmiş durumdadır.
They look so fresh that they might have been deposited only a few weeks back, but nearly all belong to kinds of marsupial that have been extinct for thousands of years.
Sanki birkaç hafta önce buraya gelmiş gibi taze görünüyorlar ama aslında neredeyse hepsi binlerce yıl önce nesli tükenmiş keseli türlerine aitler.
But despite the formidable armoury of teeth, all the marsupial lions became extinct between 20,000 and 18,000 years ago, as indeed did all the giant kangaroos.
Ancak bu dişlerden oluşan heybetli silahlarına rağmen bütün keseli aslanların soyu 18.000 ila 20.000 yıl önce tükendi. Bütün dev kanguruların soyu da aynı şekilde tükendi.
Most evolutionary lines became extinct.
Evrimin birçok kolu soyun tükenmesi ile sonuçlandı.
Now the Stampers are almost extinct in this town.
Kasabada neredeyse hiç Stamper kalmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]